Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/636 E. 2022/1866 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/636 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1866

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2022 (Ara Karar)
ESAS-KARAR NO : 2022/84 E

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalı tarafından keşide tarihi 30/07/2016 olan … seri numaralı 1.000.000 USD bedelli çekte tahrifat yapılarak keşide tarihinin 04/01/2021 olarak değiştirilerek Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/9 D.İş dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alındığını ve Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2021/658 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığını, müvekkilinin takibe konu çekten dolayı borcunun bulunmadığını, çekteki keşideci imzası ile paraf imzanın keşideciye ait olmayıp sahte olduğunu, çekin yasal süre içinde bankaya ibraz edilmemesi sebebiyle kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, çekin üç yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra takibe konulduğunu, müvekkilinin cirosunun tahrifattan önce atıldığını, çek hamili ile … A.Ş. arasında temel ilişki bulunmadığından hamilin müvekkili şirketten talepte bulunmasının mümkün olmadığını, 1.000.000 USD bedelli çekin müvekkili adına cirolama yetkisi bulunmayan kişiler tarafından cirolandığını, bu itibarla imzalara açıkça ve ayrıca itiraz ettiklerini, şirketin 08/12/2015 tarihli İç Yönergesine göre en geniş şekilde şirketi temsil etmek üzere 15 kişinin belirlendiğini ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, 1.000.000 USD bedelli çekin bu 15 kişiden ikisi tarafından imzalanması gerektiğini, takibe konu çekin ise bu 15 kişi dışında kalan B Grubu imza yetkililerinden …ve… tarafından imzalandığını, çekte son hamil olan …’ın son iki yıl önce bir işyerinde sigortalı olarak çalışmakta olduğunu, üzerinde tahrifat bulunan dava konusu çekle ilgili müvekkilinin hukukî durumu için uzman görüşü alındığını, icra takibinin HMK m.209 uyarınca teminatsız durdurulmasını, bu talebin uygun görülmemesi durumunda İİK m.72/3 gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi ile Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2021/658 E. sayılı icra takip dosyasına konu … seri numaralı 1.000.000USD bedelli çekten dolayı müvekkilinin borcunun bulunmadığının tespitine ve icra takip dosyasının müvekkili yönünden iptaline, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, talebin davalı tarafından girişilen icra takibinde sahtecilik nedeniyle HMK m.209 kapsamında takibin durdurulmasına karar verilmesi, bu talep kabul görmediği takdirde İİK m.72,f.3 çerçevesinde takibin durdurulması istemine ilişkin olduğu, davacının, çekten dolayı borçlu olup olmadığı hususu yargılamaya ve kanıtlanmaya muhtaç olduğu, çekteki keşide ve paraf imzasının keşideciye ait olmadığı savı için yargılamada bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği ki bu noktada yaklaşık ispat anlamında delil bulunmadığı, paraf imzanın sahteliği kanıtlanmadan çekteki keşide tarihine göre zamanaşımına uğrayıp uğramadığının kuşkulu olduğu yine buna bağlı olarak davacıya başvurulup başvurulmayacağı hususunun yargılamada ortaya çıkacağı, sahtecilik iddiası ve imza inkârı bulunduğundan HMK m.209 maddesindeki hüküm uyarınca ihtiyati tedbir koşullarının değerlendirilmesi gerekmekle birlikte keşideci imzasının ya da paraftaki imzanın keşideciye ait olmadığı hususunda bu aşamada yaklaşık ispat ölçüsünde delil bulunmadığından HMK m.209 kapsamında takibin durdurulmasına yönelik istemin reddine karar verilmesi gerektiği; davalı tarafından girişilen icra takibinde İİK m.72/3 uyarınca icra veznesine giren paranın ödenmemesine yönelik istem yönünden; dava dilekçesi ve ekinde bulunan belgelerden, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip olduğu, dayanak bononun 1.000.000,00 USD tutarlı çek olduğu, dosya kapsamından gerek sahtecilik gerekse davacı şirket yönünden cirodaki temsile yönelik iddialar dikkate alındığında koşulların bulunduğu kanaatine varıldığından İİK m.72/3 gereğince ihtiyati tedbir isteğinin kabulü gerektiği belirtilerek, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde %15 nakit veya banka teminat mektubu yatırılması durumunda ihtiyatî tedbir kararı verilmiş, ara karara karşı talepçi vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili ; davaya konu çekte paraf imzanın keşideci şirket yetkilisine ait olmadığını, kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığını, zaman aşımına uğradığını ara kararın kaldırılarak tedbir kararı verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, ihtiyati tedbir kararı için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, sahtecilik nedeniyle menfi tespit talepli davada HMK .209 maddesi uyarınca takibin durdurulması yönünden ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmamasına göre ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.f maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 27/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”