Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/627 E. 2022/1077 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/627 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1077

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/165 E

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davanın kabulüyle icra takibine vaki itirazın iptaline, icra takibinin takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle müvekkile ödenmesine, öncelikle davalı borçlunun adına kayıtlı “… ili, … ilçesi, … mahallesinde kain tapunun … ada … parsel numarasında kayıtlı bulunan dükkan niteliğindeki taşınmaz” üzerine şayet davalı bu taşınmazı elinden çıkarmış ise davalı borçlunun mahkemece tespit edilecek sair malvarlığı değerleri üzerine asıl alacak ve ferilerini karşılayacak tutarda ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, İİK 257.madde hükmü belirtilerek, hükmün devamında vadesi gelmemiş borçtan dolayı borçlunun muayyen yerleşim yerinin bulunmaması veya taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması halinde ve yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbedilebileceği öngörülmüştür. Somut olayda; dava konusu alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle muaccel alacaktan bahsedilemeyeceğinden, İİK.nun 257. maddesinde aranan ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı belirtilerek ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, kesinleşmiş bir fatura alacağı söz konusu olduğundan alacağın varlığı ve alacağın miktarı konusunda tereddüt olmadığını, fatura münderecatının kabul edilmesi sonucu müvekkilin alacağı muaccel hale geldiğinden, bu nedenle ihtiyati haciz talebinin reddi kararının gerekçesinin, olayın niteliğine uygun olmadığını, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin taşınmaz alım satımından kaynaklandığını, taşınmazın inşaatı esnasında müteahhit olan müvekkil tarafından teminat olarak verilen senet üzerinde, lehtar kısmına davalının annesinin adı olan “…” yazılmak suretiyle bu senedin anlaşmaya aykırı doldurularak, senette sahtecilik yapılmak suretiyle icra takibine konu edildiğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na konuyla ilgili şikayetleri yaptıkları ve soruşturmanın devam ettiğini, taraflarınca bu takibe karşı ihtiyadi tedbirle borçlu olmadıklarının tespiti için menfi tespit davası açtıklarını fakat ihtiyadi tedbir taleplerinin reddedildiğini, bu nedenle haciz tehdidi altında borcun tamamını ödemek zorunda kaldıklarını, taraflarınca açılan menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğünü ve hala yargılamanın devam ettiğini, böylece borçlunun fatura bedelinin 48.000 TL’lik kısmını ödemediği gibi müvekkilinden haciz tehdidi altında 91.137,36 TL para tahsil ettiğini, borçlu müvekkilinin haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğundan İİK 257. Md. koşullarının gerçekleştiğini, faturanın davalıya tebliğ edildiği PTT sorgusu ve haber alma kağıdından anlaşıldığı, davalı bu faturaya itiraz ve iade etmediğinden faturanın muaccel hale geldiği ve aksini ispat yükünün davalıda olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulüyle ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; ihtiyati haciz talebinin reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle bu aşamada alacağın yaklaşık olarak ispat edilememiş olması nedeniyle ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL harç peşin alındığından başkaca harca gerek olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK 359/4 maddesi gereğince kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.f maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 07/07/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”