Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/583 E. 2022/1416 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/583 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1416

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/138 E 2022/120 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 24/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin oğlu …’in davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı …’nın da davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olduğunu, davalıların sahte bonoya istinaden başlatılan icra takibine karşı açtığı davalar nedeniyle ihtiyaç olan dava harç ve masraflarını maddi durumlarının iyi olmaması nedeniyle ödeyemediklerini, müvekkilinin oğlunun yardım istemesi üzerine dava harç ve teminatlarının müvekkili tarafından karşılandığını, bu suretle müvekkilinin toplam 761.844,80 TL teminat ve masraf ödemesi yaptığını, borcun bir kısmının ödendiğini, bakiye 468.505,50 TL’nin tahsili için davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların takibe ve borca haksız yere itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılara dava dilekçesi tebliğe çıkarılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacının dava dilekçesindeki açıklamalarına göre, davacının davalı şirketin diğer ortağı …’in babası olup, şirketin zor durumda bulunması nedeniyle ödünç verdiği paranın tahsili için başlattığı icra takibine itirazın iptalini talep ettiği, davacının tacir sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin davalılara tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerekirken hukuki dinlenme hakkına aykırı şekilde dosya üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, mahkemenin dosya üzerinden görev dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle davayı usulden red etmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle dava şartlarına ilişkin 6100 sayılı HMK’da yer alan düzenlemelerin incelenmesinde yarar vardır.
6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları” başlıklı 114/1. maddesi,
“Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” şeklindedir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hâllere dava şartları denir.
Dava şartlarının amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır (Kuru B.: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, İstanbul 2016, s 190).
Dava şartlarının neler olduğu 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde belirtilmiş olup, anılan düzenlemenin 1. bendinin (c) alt bendinde mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bir dava ancak görevli mahkemece incelenebilir. Mahkeme her şeyden önce görevli olmalıdır. Görevsiz mahkemede açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekir (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Korkmaz H.T.: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 930).
6100 sayılı HMK’nın “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115. maddesi,
“(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava şartlarının bulunması davanın esasının incelenmesi için gerekli olduğundan davanın başından sonuna kadar var olmalıdır. Bu nedenle davanın başında öncelikle dava şartları incelenir. Hâkim dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden inceler, tarafların bu konuda talepte bulunması gerekli olmadığı gibi hâkim onların bu konudaki talepleri ile de bağlı olmayıp davanın başında dava şartlarının bulunduğunu tespit ettikten sonra davanın esasını incelemeye geçmelidir (Pekcanıtez/Özekes/Akkan /Korkmaz, s. 930).
6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar” başlıklı 138/1. maddesinde, Mahkemenin, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, gerektiği taktirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği belirtilmiştir.
Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286).
Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 138. madde gerekçesinde de, usule ilişkin hususların, şekli nitelik taşıdıklarından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karara bağlanabileceği ancak mahkemenin kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyması hâlinde bunu tahkikat aşamasında değil, ön inceleme oturumunda yapacağı, böylece dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili sorunların, en geç tahkikat başlamadan ön inceleme duruşması sonunda karara bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Anılan düzenleme ile hâkime dava şartlarına ilişkin olarak hangi aşamada karar verilmesi noktasında takdir hakkı tanınmış olup, hâkim tarafların dinlenmesine ihtiyaç duymaması hâlinde gerekli gördüğü takdirde dosya üzerinden de karar verebilecektir.
6100 sayılı HMK’nın 30. maddesi uyarınca hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olup, dava şartlarına ilişkin bir sorunun yargılamanın başında çözülmeyip sonrasında dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, davanın taraflarının gerçek kişi olduğu, tacir olduklarına dair bilgi, belge ve iddia bulunmadığı, dava konusunun da mutlak ticari dava kapsamında kalmadığı, bu nedenle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olmadığı dikkate alındığında mahkemece dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11/04/2019 Tarih 2017/15-2141 Esas, 2019/442 Karar sayılı ilamı).
Bu durumda mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.c maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 24/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”