Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/548 E. 2022/632 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/548 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/632

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/332 E 2019/78 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/04/2016

BİRLEŞEN ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/623 ESAS, 2017/69 KARAR SAYILI DOSYASINDA;

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 10/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı … Dış Ticaret Ltd. Şti. arasında Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/3 D.İş sayılı dosyası doğrultusunda uzlaşmaya gidildiğini ve 15.02.2016 tarihli protokol ile uzlaşma bedeli olarak 40.000,00 TL nakit ödeme yapıldığını, davacı ile davalının lisanslı program alımında mutabık kaldıklarını ve bu programların bedeline karşılık 14.03.2016 tarihli 155.000,00 TL bedelli bono verildiğini ve bu bono bedelinin davacı tarafından davalı firmaya ödendiğini, davalı tarafından teslimi taahhüt edilmiş olan lisanlı yazılım programlarından sadece bir adedinin 01.02.3016 tarih ve … sayılı sıra numarası ile kesilmiş olan 20.650 Euro (KDV dahil 66.080 TL) tutarında fatura ile davacıya telsim edilmiş olduğunu, diğer programın ise teslim edilmemiş olduğunu, davalının lisanslı programı teslim etmemesi üzerine davacı tarafından davalıya Ankara 24. Noterliği’nin 22.03.2016 tarihli ve … sayılı yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini, ihtarnamede verilen süreye rağmen davalının programı teslim etmediğini ve ödenen parayı da iade etmediğini belirterek müvekkili tarafından ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte iadesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin yazılım işi ile iştigal eden bir şirket olduğunu, yazılım ürünlerinin fotogrametrik harita için kullanılması gereken programlar olduğunu, davalı … firmasının haritacılıkta kullanılan programları yasa dışı şekilde kullandıklarının tespit edilmesi üzerine Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2016/3 D.iş sayılı dosyası üzerinden dava açtıklarını, davalının aleyhine yapılan tespit sonrasında davalı tarafın anlaşma talebi üzerine tarafların aralarında anlaştıklarını davalı firmanın müvekkiline 40.000,00 TL nakit ve 155.000,00 TL bedelli senet verdiklerini, 14/03/2016 tarihinde anlaşma konusu olan tazminat için verilen senet bedelinin banka kanalıyla ödenirken ve davalı vekili senedi teslim almak için müvekkilinin bürosunda beklerken banka yoluyla gönderilen paranın açıklamasına müvekkilince dikkat edilmediğini ve bilahare bu ödemenin açıklamasının lisans bedeli olduğunun görüldüğünü ve bu hususun yapılan akde aykırı bir ifade olduğu hususunun Ankara 18. Noterliği’nin 15/03/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile davalıya bildirildiğini, müvekkilinin yazılım bedelinin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından 01/03/2016 tarih … nolu 20.650 EURO bedelli faturayı 17/05/2016 tarihinde Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10729 Esas sayılı dosyasıyla icraya koyduğunu, ancak davalının borca itiraz ettiğini bildirerek 20.650 EURO bakiye cari alacağının ödemenin yapılacağı tarihteki TC. Merkez Bankası efektif döviz satış kuru üzerinden ve 18/05/2016 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının EURO için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Asıl davada davalı vekili, davacı ile imzalanan 15.02.2016 tarihli uzlaşma tutanağının bir alım protokolü değil, davalıya ait olan yazılımın yetkisiz şekilde kullanılmasından dolayı davalının hukuki ve cezai yollara vazgeçmesine karşılık olarak alınan tazminat bedeline ilişkin olduğunu, davacının uzlaşma protokolü haricinde yazılım satın alma talebi olduğunu ve bu talebin davacı ile aralarında yapılan protokolle ilgisi olmadığını, 155.000,00 TL’lik bedelin yazılım bedeli olmamasından dolayı davacının bir adet yazılım bedeli olan 20.650 Euro daha ödeme yapması gerektiğini belirterek davalının borcu değil alacağı olduğundan bahisle Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2016/623E. numara ile görülen dava ile işbu davanın birleştirilmesini ve iş bu davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, müvekkili ile davacının Ankara 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 D.iş sayılı dosyası doğrultusunda uzlaşma yoluna gittiklerini, müvekkili ile davacının lisanslı program alımı konusunda mutabık kaldıklarını ve bu programların bedeline karşılık 14/03/2016 vade tarihli 155.000,00 TL malen bedelli bono verdiklerini ve bu bononun bedelinin de davacıya ait hesaba banka havalesi yoluyla gönderildiğini, davacı tarafından düzenlenen faturanın kapalı fatura niteliğinde bulunduğundan müvekkilinin faturayı iade ettiğini, müvekkili tarafından 06.04.2016 tarihinde Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/332 Esas sayılı dava dosyasında davacının hesabına gönderilen ve iade edilmeyen 88.920,00 TL’nin iadesi için alacak davası açıldığını ve yargılamanın devam ettiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında Ankara 1. Fikri Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2016/3 D.İş. sayılı dosyası ile tespit yapıldığı ve buna dayalı olarak davacı tarafından davalı lehine “….40.000,00 TL(kırkbin TL) nakit, 155.000,00 TL (yüzellibeşbin TL) değerinde 14/03/2016 vadeli kambiyo senedi düzenleyecek ve bu hususta herhangi bir itirazda bulunmayacaktır.” açık düzenlemesinin bulunduğu, davacının alacağının dayanağı olan kambiyo senedinin uzlaşma tutanağında uzlaşmaya dayalı olarak verilen kambiyo senedi olduğu, tutanağın düzenlenmesi ve açıkça tarih belirtilerek düzenlenen kambiyo senedinin verilmesinden sonra taraflar arasında yapılan ürün satımına ilişkin olarak söz konusu kambiyo senedinin verildiğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığı, söz konusu senedin uzlaşma kapsamında verildiği, dolayısıyla davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı, uzlaşma sonrasında davalı birleşen dosya davacısının davacı birleşen dosya davalısına sattığı ürün bedeli olarak taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan 20.650 EURO alacaklı olduğu belirtilerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili tarafından;
Mahkemece öncelikle taraflar arasında malen kaydı ile düzenlenen bononun neden verildiği, ödeme dekontunda yer alan lisans bedelinin kötüniyetli olarak yazılıp yazılmadığı, 01.03.2016 tarihli kapalı kesilen faturanın hukuki değerlendirilmesinin yapılması gerektiği, mahkemece bu değerlendirmeler yapılırken hataya düşüldüğü, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da hatalı olduğu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak 88.920,00 TL’lik alacak talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki protokol kapsamında taraflar alacak ve borçlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, taraflar arasındaki protokol kapsamında avans niteliğindeki senet nedeniyle ödenen ve karşılığında mal teslim edilmeyen bedelin iadesi, birleşen dava ise yapılan ödemenin protokol kapsamında tazminat alacağına ilişkin olması ve teslim edilen mal bedelinin ödenmemesi nedeniyle alacak isteminden ibarettir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Asıl davada davacı …Ş. tarafından davalı … Ltd. Şti. ile Ankara 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 D.iş sayılı dosyası üzerinden uzlaşma yoluna gidildiği, uzlaşma bedeli olarak davalıya 40.000,00 TL ödendiği, sonrasında davalıdan lisans programı alımı hususunda anlaşarak 155.000,00 TL bedelli bono verildiği, bu anlaşma uyarınca yanlız bir adet program teslim edildiği, buna dayalı olarak 20.650 EURO’luk fatura ile teslim edildiği, diğer yazılımların kendisine teslim edilmediği, bu sebeple verilen bono sebebiyle 88.920,00 TL alacaklı olduğu, buna karşılık birleşen Ankara 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/623 esas sayılı dosyası ile davalı birleşen dosya davacısı … Ltd. Şti. tarafından davacı birleşen dosya davalısı … …. A.ş.’ye karşı davacının kendi programlarını izinsiz olarak kullandığı bu hususun değişik iş dosyası ile tespit edildiği, bu tespite dayalı olarak uzlaşma tutanağı imzaladıkları uzlaşma tutanağı uyarınca, davacı şirketten 40.000,00 TL nakit, 155.000,00 TL kambiyo senedi düzenlenerek kendilerine verildiği, daha sonrasında davacı şirkete ürün satıldığı, bu ürüne dayalı olarak 20.650 EURO alacaklı olduğu beyan edilmiştir.
Taraflar arasında uzlaşma tutanağına dayalı olarak 40.000,00 TL nakit verildiği ve daha sonrasında 20.650 EURO bedel karşılığı yazılım programı satılarak teslim edildiği hususları ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf 15.02.2016 tarihli protokolün yorumlanmasından kaynaklanmaktadır.
Asıl davada davacı vekili tarafından protokol kapsamında tazminat ödemesi olarak 40.000,00 TL’nin nakit olarak ödendiği, düzenlenen bononun ise teslim edilecek mal nedeni ile verildiği, bono bedelinin ödenerek iade alındığı, ancak sadece 20.650 Euro bedelli bir adet fatura kapsamında malın teslim edildiği, diğer malların teslim edilmediği belirtilerek iadesi istenmiştir. Birleşen davada davacı vekili tarafından ise söz konusu protokol kapsamında tazminat bedeli olarak 40.000,00 TL nakit ve 155.000,00 TL senet bedelinin kararlaştırıldığı, ayrıca taraflar arasında mal alışverişi olduğu, satılıp teslim edilen 20.650 Euro bedelli fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle bu bedelin tahsili istenmiştir.
15.02.2016 tarihli protokolde”….40.000-TL(kırkbin TL) nakit, 155.000-TL (yüzellibeşbin TL ) değerinde 14/03/2016 vadeli kambiyo senedi düzenleyecek ve bu hususta herhangi bir itirazda bulunmayacaktır.” düzenlemesinin bulunduğu yazılmıştır.
Asıl davada davacı yanca ödenen 155.000,00 TL’lik bononun incelenmesinden 15.02.2016 tanzim 14.03.2016 vade tarihli malen kaydı yer alan bononun 155.000,00 TL olduğu … tarafından …. Ltd. Şti. lehine düzenlendiği, bono bedelinin ödenerek üzerine iptal kaydının yer aldığı anlaşılmıştır.
Bono bedelinin ödenmesine ilişkin havale tutanağının incelenmesinden “14.03.2016 vad. Lisanslar alım bono bedeli” açıklamasına yer verildiği anlaşılmıştır. Asıl davada davalı birleşen davada davacı yanca bu ödemenin açıklamasının lisans bedeli olduğunun görüldüğünü ve bu hususun yapılan akde aykırı bir ifade olduğu hususunun Ankara 18. Noterliğinin 15/03/2016 tarih 13459 yevmiye nolu ihtarname ile diğer yana bildirildiği anlaşılmıştır.
Birleşen dosyada alacak talebine konu fatura fotokopisinin incelenmesinden birleşen ……Ltd. Şti. tarafından … adına düzenlendiği 01.03.2016 tarihli olduğu 20.650 Euro bedelli, kapalı fatura olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve kayıtları mahkemece incelenmiş olup, her iki yanın da kendi beyanlarına göre ticari defter ve kayıtlarını düzenledikleri anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre asıl davada davacı birleşen davada davalı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a) Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b) Birleşen davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4739,62 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.184,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 3554,71 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”