Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/5 E. 2022/885 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/5 ( GERİ ÇEVİRME)
KARAR NO : 2022/885

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2021
ESAS-KARAR NO : 2021/569 E

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit – İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalı … tarafından, müvekkili hakkında 12.11.2016 tanzim, 12.11.2017 vade tarihli 200.000,00 USD bedelli bonodan dolayı ilamsız takip başlatıldığını, ödeme emrinin müvekkilinin adresi olmayan diğer davalı …’ye ait adreste TK m 21 uyarınca usulsüz olarak tebliğ edildiğini, anılan İcra Müdürlüğünce tensip zaptının bu defa müvekkilin doğru adresine yine TK m 21 göre tebliğ edildiğini, söz konusu ikinci tebligatın usulüne uygun olduğunu ve müvekkil tarafından henüz yeni öğrenildiği için ilamsız takibe itiraz edilerek takibin durdurulması imkanının kaçırıldığını, takibe konu senette yer alan yazı ve imzaların sahte olduğunu, müvekkilin eli mahsulü olmadığını, zaten müvekkilin senet alacaklısı gözüken … Gıda A.Ş ile eski ortağı olması dışında borç doğuracak herhangi bir ilişkisinin de mevcut bulunmadığını, davalı ve/veya davalılar tarafından bu tarz eylemlerin sıklıkla yapıldığının, … isimli şahıs adına da onun tarafından keşide edilmiş gibi 560.000,00 USD meblağlı senetten ötürü takibe girişildiğinin, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunun müvekkil tarafından adı geçenin kendisini araması nedeniyle öğrenildiğini belirterek söz konusu takibe konu senet metninde yer alan yazıların ve imzanın müvekkiline ait olmaması nedeniyle HMK’nun 209/1. maddesi uyarınca teminat aranmaksızın takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, dava konusu bono altındaki imza ve yazıların sahte olduğu, ayrıca benzer şekilde dava dışı … hakkında da icra takibi başlatıldığı, her iki takibe konu bonolar yönünden Ankara CBS’ye yapılan şikayetler nedeniyle soruşturmaların devam ettiği, icra takibinde satışa konu olan taşınmazların satılması halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkansız hale gelebileceği, HMK m 209 uyarınca bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda karar verilinceye kadar herhangi bir işleme esas alınamayacağı gerekçesi ile başlatılan icra takibinin davacı … yönünden takdiren teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı/Alacaklı … vekili; müvekkilinin alacaklı olduğu Ankara 24. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7306 sayılı icra takibine ilişkin olarak davacı/borçlu … tarafından menfi tespit davası açıldığını, 08/10/2021 tarihli tensip zaptının 11 ara numaralı kararında ”Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin %20 teminat karşılığında kabulüne, bu hususta ayrıca ara karar yazılmasına” şeklinde karar verildiğini, işbu tensip zaptının karar tarihinden önce borçlu … adına kayıtlı … İl, … İlçe, … Ada, … Parsel, … Mah. Zemin Kat, … Nolu Bağımsız Bölüm, … İl, … İlçe, … Ada, … Parsel, … Mah. Zemin Kat, … Nolu Bağımsız Bölüm, … İl, … İlçe, … Ada, … Parsel, … Mah. Zemin Kat, … Nolu Bağımsız Bölüm taşınmazların halihazırda satışına gidildiğini 16.000,00.-TL masraf yaptığını, mahkeme ve borçlunun da bundan haberi olmasına karşılık hakkaniyete ve alacaklının hakkını korumaya yönelik olarak %20 teminata yerel mahkemece hükmedildiğini, ancak dosyaya herhangi bir teminat yatırılmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, ihtiyati tedbirde teminat istenmesinin sebebinin alacaklının hakkını korumak olduğunu, yerel mahkemenin teminatsız olarak verdiği ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına; aksi takdirde ihtiyati tedbir kararı verilecek ise müvekkilin alacağının garanti altına alınması için, borçlu taraftan ihtiyati tedbir için %115 teminat alınmasına bu mümkün görülmediği takdirde %20 teminat alınmasına eğer bu da mümkün değil ise satışın gerçekleşip tahsil edilecek paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, ihtiyati tedbir koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nın 389 – 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. maddesinde uygulanacak usul kısaca şu şekilde açıklanmıştır: Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir.
Buna göre HMK’nın 394/4. maddesinde, tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiş olup, itiraz üzerine incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi itiraz sebepleri incelenerek sonucuna göre gerekçeli karar yazılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir.
İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar ise HMK’nın 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmünü içermektedir.
Geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/III. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/V. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Mahkemece istinafa konu edilen ara kararında, karara karşı HMK’nın 394. maddesi uyarınca itiraz yoluna gidilebileceği gösterilmesi gerekirken istinaf kanun yolu gösterilmiş, aleyhine tedbir talep edilen yan tarafından da karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ancak yukarıda da açıklandığı üzere esasen ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına karşı HMK’nın 394. maddesi gereğince tedbir kararı veren mahkemede itiraz yolu gidilebileceği öngörülmüş olup davacı yan tarafından yanılgılı değerlendirme ile karara karşı istinaf yoluna gidilmesi mümkün değildir. Ayrıca tedbir talebinin kabulü kararına karşı itiraz usulü yerine kanun yolu olan istinaf yoluna başvurulmuş olması söz konusu talebe istinaf niteliğini kazandırmayacaktır. Kanun yolundaki yanılgı ilgili tarafa tanınan bu imkandan yararlanmasını önlemez. Kaldı ki somut olayda bu yanılgının nedeni ilk derece mahkemesidir.
HMK’nın 394. maddesi uyarınca itiraz incelemesinin mahkeme tarafından yapılması gerektiğinden dilekçesinin reddiyle gereğinin yapılmak üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 394. maddesi uyarınca gereği yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf karar ve ilam harcı alınmış ise alınan harcın isteği halinde İADESİNE,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”