Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/497 E. 2022/1000 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

……
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2021
ESAS-KARAR NO :…..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalıların müvekkili ile ticareti bulunan … ……. isimli şirketin ödemediği ticari borçlarına ilişkin olarak vermiş oldukları müşterek borçlu ve müteselsil kefalet sözleşmesi uyarınca haklarında Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2015/5247 Esas sayılı dosyası ile davalılar aleyhine icra takibi yaptığını, davalıların haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dışı … … 651.257,85 TL alacaklı olduğu, davalıların asıl borçlu şirkete kefil olmaları nedeniyle onun borcundan sorumlu oldukları belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı … tarafından;
Mahkemece dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere kefalet sözleşmesinde isim ve imza dışında geçerlilik için öngörülen şartların eli ürünü olup olmadığı yönünde araştırma yapılmadığından eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki kefalet sözleşmesi kapsamında davalıların sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesinden doğan alacağa kefaletten kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece davanın reddine dair verilen Dairemizin 29/12/2020 tarihli, 2018/986 Esas ve 2020/1604 Karar sayılı ilam ile “Davalılardan …’nun eşi olan …’nun bu davalının imzaladığı kefalet sözlemesine TBK’nun 584. maddesi gereğince muvafakat vermediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak davalının eşi olan … adına … Parselde kayıtlı olan taşınmaz üzerinde davacı lehine ipotek verdiği görülmektedir. Bu durumda TBK’nun 584. maddesinin konuluş amacının eşin yaptığı borçlanmadan diğer eşinde haberinin olması amaçlandığı göz önüne alınarak …’nun eşi davalı …’nun davacıya olan borcuna yönelik ipotek verdiği gözetildiğinde ayrıca onaya gerek olmadığı kabul edilmelidir. Bu anlamda eşin onayının alındığı var sayılmalıdır. Dolayısıyla davalı … yönünden kefalet şartlarının oluştuğunun kabulü gerektiğinden davacı tarafın bu yöndeki istinaf itirazları yerindedir. Davacı tarafın davalılardan … hakkındaki davanın reddine ilişkin istinafına gelince: Bilindiği gibi TTK’nun 7. maddesi “iki veya daha fazla kimse, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari mahiyeti haiz bir iş dolayısiyle diğer bir kimseye karşı müştereken borç altına girerlerse mukavelede aksi kararlaştırılmış olmadıkça müteselsilen mesul sayılırlar./Ticari borçlara kefalet halinde, gerek asıl borçlu ile kefil ve gerek kefiller arasındaki münasebetlerde dahi hüküm böyledir.” düzenlemelerini içermektedir. Davaya konu kefalet sözleşmesinin ticari bir borç için verildiği konusunda tartışma bulunmamaktadır. Bu durumda davalı …’ün kefaleti TTK’nun 7/2. maddesi anlamında ticari bir borca kefalet sayılmalıdır ve müteselsil kefalet hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla davacı alacaklı tarafından müteselsil kefil olan …’e karşı herhangi bir ihtarname gönderilmeden takip yapılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle mahkemece yukarıda belirtilen esaslar dikkate alınarak, tarafların delilleri toplanarak ve gerektiğinde bilirkişi inceleme yapılarak, esasa ilişkin bir karar verilmesi gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nın 353/1-a-6.maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamında alınan 07/06/2021 havale tarihli raporda özetle; “Davacı … …. …. …. defter bilgileri ve incelemesi sonucu ticari defterlerin açılış, kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, defterlerin usulüne göre tutulduğu, kayıtların birbirini doğruladığı tespit edilmiştir. Davacı … …. …. ….’nin 2014-2015 yılı ticari defterleri açılış/kapanış kayıtlarında; 120.10.55.031 alıcı cari nolu … …. Tic. Ltd. Şti. adına 2014 yılı açılış kaydında 98.272,98- TL. alacaklı olduğu, 2014 yılı kapanış kaydında 74.803,42-TL. borçlu olduğu, 120.01.01.02241 alıcı cari nolu … …. Tic. Ltd. Şti. adına 2015 yılı açılış kaydında 74.803,42- TL. borçlu olduğu, 2015 yılı kapanış kaydında 112.445,29-TL. borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı … …. …. ….’nin 2014-2015 yılları şüpheli ticari alacaklar ve şüpheli ticari alacak karşılıkları hesaplarında; 128.06.78007 şüpheli ticari alacak cari nolu … …. Tic. Ltd. Şti. adına 2014 yılında 403.394,80-TL. tutarında alacağın şüpheli hale geldiği, 128.01.01.00098 şüpheli ticari alacak cari nolu … …. Tic. Ltd. Şti. adına 2015 yılında 478.854,43-TL. tutarında alacağın şüpheli hale geldiği, -129.02.01.0040 şüpheli ticari alacak karşılığı cari nolu … …. Tic. Ltd. Şti. adına 2015 yılında 478.854,43-TL. tutarında şüpheli alacağa karşılık ayrıldığı tespit edilmiştir. Davacı … …. …. ….’nin 2014-2015 yılları … …. Tic. Ltd. Şti.’ne düzenlenen faturalar ve alınan ödemelerin incelemesi sonucu; … …. Tic. Ltd. Şti.’ne düzenlenen 2014 yılı fatura, iade edilen çekler ve virman kayıtları sonucu 1.108.772,40-TL. borçlandırıldığı, … …. Tic. Ltd. Şti.’ne düzenlenen 2014 yılı fatura, iade edilen çekler ve virman kayıtları sonucu 1.033.968,98-TL alacaklandırıldığı, her iki tablo arasında 74.803,42-TL. fark oluştuğu (1.108.772,40-1.033.968,98), bu farkın firma borcu olduğu, … …. Tic. Ltd. Şti.’ne düzenlenen 2015 yılı iade edilen çek kayıtları sonucu 234.803,42-TL. borçlandırıldığı, … …. Tic. Ltd. Şti.’ne düzenlenen 2015 yılı gelen havale ve virman kayıtları sonucu 122.358,13-TL. alacaklandırıldığı, her iki tablo arasında 112.445,29-TL. fark oluştuğu (234.803,42 -122.358,13), bu farkın firma borcu olduğu tespit edilmiştir. 04/03/2015 tarihi itibari ile … …. Tic. Ltd. Şti.’nin 172.403,42-TL. borçlu olduğu, 2014 yılından beri gelen çekli ödemeler ve iade edilen çeklerin ve şüpheli hale gelip karşılık ayrılan alacakların toplamının 478.854,43-TL. olduğu, cari alacağı ve karşılık ayrılan alacaklar toplamının 651.257,85-TL. olduğu, düzenlenen faturaların ön ödeme yapılarak toplu kapatıldığı için ve iade edilen çeklerin hangi faturalara ait olduğunun tespitinin yapılamadığı için toplam alacak üzerinden temerrüt hesaplanmış olup, icra takip tarihi olan 04/03/2015 tarihi ile dava tarihi olan 13/08/2015 dönemleri arası yapılan hesaplamaların tablo şeklinde gösterildiğini, tablolarda yapılan hesaplamalarda toplam 651.257,85 TL. alacağın 26.014,63 TL. yasal faizinin olduğu tespit edildiği” bildirilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davalı … tarafından yargılama aşamasında kefalet sözleşmesi altındaki isim ve imza kabul edilmekle birlikte kefaletin geçerliliğine etki eden ve istinaf dilekçesinde belirtilen diğer şartlara ilişkin açık bir itiraz bulunmamasına göre davalı …’nun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’nun istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 42.815,86TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 10.644,67TL harcın mahsubu ile bakiye 32.171,19TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 06/07/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”