Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/479 E. 2022/894 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/479 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/894

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/580 E- 2022/391 K

İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNDE BULUNAN
DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden-davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı vekili dava dilekçesi ile davalı … ve müvekkili arasında imzalanan ticari nitelikteki sözleşme ile müvekkilinin, sözleşme konusu malların bedelini …’e ödemeyi, … ise sözleşme konusu malları müvekkiline teslim etme edimini yüklendiğini, davalı … ve yetkililerinin, haksız fiil niteliğinde olan eylemleriyle müvekkilini aldatarak konusunun imkansız olduğunu bildikleri mısır sözleşmesini müvekkiline imzalatarak bu sözleşme ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından …’e ilk aşamada 500.000 euro ödeme yapılmasına sebep olduklarını, davalı …’e ait finansal belgeler incendiğinde …’in müvekkili … ile imzalamış olduğu mısır sözleşmesi gibi büyük bir sözleşmeyi ifa edebilecek kapasitede olmadığı görülecek olup, mısır sözleşmesinin davalılar tarafından müvekkiline imzalatılmış olmasının tek amacının müvekkilinin aldatılarak, müvekkilinden para alındığını, müvekkili … ve … ile ihracata ilişkin kısıtlamaları göz önünde bulundurarak alternatif çözümler üzerinde çalıştığını, fakat davalıların aldatıcı yaklaşımı ve haksız fiil niteliğindeki hileli davranışlarının bu süreçte de devam ettiğini, ve böylece müvekkilinin uğramış olduğu zararın katlanarak arttığını, müvekkili tarafından …’e yapılan toplamda 700.000 Euro tutarında ön ödeme karşılığında ne müvekkiline sözleşme uyarınca ürün teslimatı yapılmış, ne de söz konusu bedel müvekkiline iade edildiğini, müvekkilinden toplamda 700.000 Euro ön ödeme alınmasına rağmen ihracat kısıtlamaları öne sürülerek müvekkiline hiçbir teslimat yapmayan … tarafından müvekkiline gönderilen ikame ürünlerin bedelinin, müvekkilinin takas hakkını kullanması sonucu mevcut borçtan mahsup edilse de müvekkilinin zararının karşılanmadığını, takas hakkı kullanılarak mahsup edilen miktar doğrultusunda …’in, müvekkiline halen iade etmediğini, konusunun imkansız olduğu davalılarca bilindiği halde, müvekkilinin davalılar tarafından açıkça aldatılması sonucu taraflar arasında imzalanan sözleşmenin sonucunda, davalıların haksız fiilleri neticesinde müvekkilinin malvarlığında meydana gelen zararın tazmini gerektiğinden, davalılardan …’un Genel Başkanı olduğu …’in malvarlığını, kendisine ve şahsına ait Anonim Şirketi … A.Ş.’ye …’den para aktarmak suretiyle boşalttığından, müvekkilinin mağduriyetinin önlenmesi ve telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçmek amacıyla öncelikle davalıların banka hesapları da dahil olmak üzere tüm malvarlığına dava sonuçlanıncaya kadar tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, her ne kadar davacılar vekili ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de; dava dilekçesi içeriği itibariyle alacağın yargılamayı gerektirdiği, ayrıca davacı vekili tarafından dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle HMK’nun 389.maddesinde belirtilen şartların oluştuğuna dair mahkememize kanaat gelmediği gibi, HMK’nun 390/3.maddesine göre yaklaşık ispat koşulları da oluşmadığından, ayrıca davanın sonucunu elde eder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; İhtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu bildirerek başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Tedbir kararının koşullarının değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından ihtiyati tedbir talep eden- davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.f maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 27/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”