Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/440 E. 2022/702 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2017
ESAS NO …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 17/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş, Dairece verilen kararın temyiz incelemesi sonucu bozulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373.maddesi uyarınca, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, davacı ile dava dışı şirket arasında yetkili satıcılık sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirketin davacı şirkete olan borcunun teminatı olarak davalıya ait taşınmaz üzerinde 100.000,00 TL limitle davacı lehine ipotek tesis edildiğini, dava dışı şirketin davacıya olan borcunu ödememesi üzerine hesabın kat edilerek davalı ile dava dışı şirkete ihtarname gönderilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili mahkemenin taşınmazın bulunduğu yer mahkemelerinin olduğunu, sözleşmenin davacı tarafından feshedilerek kendilerinde bulunan malların iade faturası ile iade edildiğini, ancak hesap kat ihtarında iade mallardan bahsedilmediğini, ipoteğe konu taşınmazın aile konutu olduğunu ve ipotek alınırken davalının eşinin rızasının alınmadığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı eşin dava konusu aile konutu üzerinde diğer davalı şirket lehine ipotek tesis ettiği, bu işlem sırasında eşinin açık rızasının alınmadığı, bu sebeple takip ve davaya dayanak olan ipoteğin hukuken geçerli olmadığı, bu ipotek kaydına dayanarak başlatılmış icra takibi yönünden de davalı ipotek veren …’ın davacıya karşı bir borç ve sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Dava konusu ipoteğin düzenlenme tarihi itibari ile taşınmaz kaydında aile konutu şerhinin bulunmadığını, davacının tapu kaydına güvenen üçüncü kişi olarak bu güvenin hukuken korunması gerektiğini, ipoteğin tesis edildiği tarihteki uygulama ve içtihatlara göre ipotek işleminin usulüne uygun olduğunu, ipoteğin geçersizliğinin itirazın iptali davasında tartışılamayacağını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, aile konutu niteliğinde bulunan bir taşınmaza aile konutu şerhi bulunmadığı tarih itibari ile eşin rızası alınmadan konulan ipoteğin yasaya uygun olup olmadığı yanında, ipoteğin geçersizliğinin itirazın iptali davasında tartışılıp tartışılmayacağına dairdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle başlatılan takibe kısmen itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dairemizin 16.05.2018 tarih 2017/1605 E. 2018/788 K. sayılı kararı ile “TMK’nın 194. maddesinin aileyi korumak amacı ile getirdiği pek çok hükümden biri olmasına rağmen, TMK’nın 1023. maddesi ile karşı karşıya kaldığı, davacı taraf lehine düzenlenen ipotek senedinin düzenlenme tarihi itibari ile taşınmaz kaydında “aile konutu şerhi’ bulunmadığı, davacının taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesine olanak olmadığı, burada, davacı lehine sicile güven ilkesinin gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, taşınmaz maliki davalının taşınmazın aile konutu olduğunu bile bile ipotek veren olarak, kendisine karşı açılan davada “aile konutu” savunmasını ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince tüm bu hususlar gözetilerek, dava konusu ipotek üst sınır ipoteği olduğundan, ipotek borçlusu davalının ipotek akdinde gösterilen miktarla sınırlı sorumlu olduğu da dikkate alınarak, ipotek limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere itirazın iptaline karar vermesi gerekirken davanın reddine karar vermiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/11327 sayılı dosyasında davalı …’ın itirazının kısmen iptali ile takibin; tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla ve icra masrafları ve icra vekalet ücreti de dahil olmak üzere ipotek limiti olan 100.000,00 TL üzerinden devamına, alacak likit olduğundan 100.000,00 TL’nin %20’si oranında 20.000,00 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir”. Karar taraf vekillerince temyiz edilmiş olup, Yargıtay 11. HD.’nin 21./12/2021 tarih 2020/2438 E. 2021/7304 K. sayılı kararı ile davalı yanın temyiz itirazlarının reddi ile davacı yanın temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın “Davacının temyizine gelince, davacı icra takibini 110.273,97 TL üzerinden yapmış ise de, davasını 100.000,00 TL üzerinden harçlandırarak bu kısma yönelik takibin iptalini istemiştir. Bu nedenle davada reddedilen kısım bulunmadığından, davalı lehine, reddedilen kısmın varlığı kabul edilerek vekalet ücretine ve kabul red oranına göre yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru olmamış” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yeniden yapılan yargılamada bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/11327 E. sayılı dosyasının incelenmesinde de: davacılar tarafından davalı aleyhine 100.000,00TL asıl alacak 10.273,97TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 110.273,97TL üzerinden icra takibi yapıldığı, itiraz üzerinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, dava dilekçesinde harca esas değer olarak 100.000,00TL gösterildiği ve harcın bu miktar üzerinden yatırıldığı, her ne kadar davacı yanca talep sonucu kısmında itirazın iptali talep edilmiş ise de 26.07.2016 tarihli davacı yan dilekçesindeki, temyiz dilekçesindeki açıklamaları karşısında davanın 100.000,00TL üzerinden açıldığının ve harcın bu miktar üzerinden yatırıldığının anlaşılması karşısında Yargıtay bozma ilamı ile kesinleşen yönlerde dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle bozma ilamı kapsamında ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiş ve aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/03/2017 tarih 2014/1720 Esas, 2017/188 Karar sayılı kararının HMK’nun 356/2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4- Davanın KABULÜ İLE,
a-Kayseri 5.İcra Müdürlüğü’nün 2014/11327 sayılı dosyasında davalı …’ın itirazının kısmen iptali ile takibin tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla ve icra masrafları ve icra vekalet ücreti de dahil olmak üzere ipotek limiti olan 100.000,00TL üzerinden devamına,
b-Alacak likit olduğundan 100.000,00TL’nin %20’si oranında (20.000,00TL) inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.831,00-TL harçtan peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
ç-Davacının 25,20-TL başvurma harcı, 1.707,75-TL peşin harç, 3,80-TL vekalet harcı, 149,20-TL posta-davetiye gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği toplam 2.685,95-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir edilen A.A.Ü.T. uyarınca 13.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-İstinaf eden davacı tarafından yapılan 290,80-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından, davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda HMK’nin 356/2.maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1.maddesi gereğince kesin olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”