Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/434 E. 2023/90 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/434 – 2023/90

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/434 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/90 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2019
ESAS NO : 2018/528 E 2019/172 K

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı tarafından keşide edilen … A.Ş. … Şubesine ait, … Iban nolu hesabına ait, … çek nolu, keşidecisi …. Şti. olan Kayseri keşide yerli, 15/03/2018 keşide tarihli, 63.500,00 TL bedelli çekin kaybolması üzerine mahkemeden çek iptali kararı alınıp davalı aleyhinde bu ilama dayalı olarak icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine icra inkar tazminatına ve itirazın kötüniyetli olması nedeniyle %10 idari para cezası verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, alacaklının çek iptali davasında çekin kaybolduğunu bildirmiş olmasına rağmen, uzlaştırma tutanağından da anlaşılacağı üzere çekin akrabası olan …’da olduğunu bildiğini, buna rağmen çekin kayıp olduğunu bildirerek çek iptali kararı aldığını, müvekkilinin şirket hesabının çek bedelini ödemeye müsait olduğunu, davacı tarafın kötüniyetli olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkil ile davacı arasında hiçbir hukuki ilişki olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalının keşideci olduğu ve süresinde ibraz edilmeyen çek nedeniyle sorumlu olduğu, sebepsiz zenginleşmediğini ispat edemediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Müvekkili ile davacı arasında temel ilişki bulunmadığından müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, çekin bankaya süresi içerisinde ibraz edilmemesi nedeniyle müvekkiline karşı müracaat hakkının kaybedildiğini, ancak davacının temel ilişki içerisinde bulunduğu kişiye müracaat edebileceğini, müvekkilinin takipten önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı gibi yargılama harç ve giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, aleyhine hükmedilen %20 icra inkar tazminatının da doğru olmadığını bildirerek istinaf talebinde bulunulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık iptal kararı verilen kambiyo senedi kapsamında davacının alacaklı olup olmadığı ve alacağının kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, iptal kararı verilen çekten kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8098 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … tarafından borçlu …. Şti. aleyhine 24/07/2018 tarihinde 63.500,00 TL asıl alacak, 2.051,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.551,14 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, borçlu …. Şti. vekilince 02/08/2018 tarihinde icra takibine itiraz edildiği, itirazın 03/08/2018 tarihli karar tensip tutanağı ile değerlendirilerek icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/124 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı … vekili tarafından … A.Ş. … Şubesine ait … çek nolu, keşidecisi …. Şti. Olan … keşide yerli, 15/03/2018 keşide tarihli, 63.500,00 TL bedelli çekin kaybolduğundan bahisle çek iptali davası açıldığı, 18/07/2018 tarih ve 2018/653 K nolu ilam ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/10568 Sor. Sayılı dosya suretinin incelenmesinde; müşteki … tarafından şüpheli … tarafından tehdit, hakaret ve başkasını bir malı teslimi veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak suretiyle yağma suçlarından soruşturma açıldığı, 12/02/2018 tarihinde başkasını bir malı teslimi veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılmak suretiyle yağma suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, 12/02/2018 tarihinde tehdit ve hakaret suçlarından uzlaştırma bürosuna gönderme kararı verildiği, anılan dosyada davacı tarafından iptal edilen çekin … tarafından zorla alındığına dair 22/02/2018 tarihinde şikayette bulunulduğu ve 23/02/2018 tarihli tutanakla … tarafından çekin kendi uhdesinde olduğuna dair beyanı tutanak altına alınarak çekin muhafaza altına alındığı görülmüştür. … CBS’nin 2018/10568 soruşturma sayılı dosyası kapsamında yer alan uzlaştırma teklif formu ve uzlaştırma raporu incelenmekle …’nın davaya konu çek bedeli olan 63.500,00 TL’nin davacıya vermesi şartıyla uzlaşmanın sağlandığı ve savcılık tarafından çekin 05/10/2018 tarihinde …’ya iade edildiğine dair teslim tutanağı tutulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece 2018/124 esas sayılı dosyasında çekin bankaya ibraz edilip edilmediği sorulmuş olup …’ın 10/07/2018 tarihli cevabi yazısından çekin ibraz edilmediği belirlenmiştir.
Kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptali kararı ve bu kararın hükümleri TTK’ nun 563. ve 564. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nun 563/1. maddesine göre; “Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. “Aynı yasanın 564/1. maddesinde ise ; “İptal kararı üzerine hak sahibi hakkını senetsiz olarak da dermeyan veya yeni bir senet ihdasını talep edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İptal kararının niteliğinden doğan iki önemli sonucu vardır. Bunlar, iptal kararının olumsuz ve olumlu sonuçları olarak belirtilmektedir.
İptal kararının verilmesiyle kıymetli evrakın en önemli özelliklerinden biri olan senedin hak sahibini teşhis fonksiyonu ortadan kalkar. Bu, iptal kararının olumsuz sonucudur. İptal kararını alan davacı, borçludan, kendisine senedi ibraz etmeden ödemede bulunmak hakkını kazanmaktadır. Borçlu da hile ve ağır kusuru bulunmadıkça iptal kararını ibraz edene karşı ödemede bulunmakla borcundan kurtulmaktadır (TTK md.558/2).
İptal kararının olumlu sonucu ise davacının hak sahipliğini borçluya karşı göstermesi yani hak sahibinin teşhisine imkan vermesi olarak karşımıza çıkar. Buna göre, iptal kararı davacının (iptal kararını elde eden kişinin) senette mündemiç bulunan ve iptal ile artık senetten ayrılan hakkın sahibi olduğuna ilişkin bir karine yaratır.
İptal kararının her iki etkisi de hak sahipliğinin teşhisi (hak sahipliğinin tespiti) meselesine ilişkindir. Başka bir anlatımla, iptal kararı sadece senedi zayi eden hamilin senette mündemiç hakkı senetsiz olarak borçluya dermeyan edebilmesini ve borçlunun da iptal kararını alan kişiye ifada bulunmak suretiyle borcundan kurtulabilmesini sağlar. Kararın maddi hukuk yönünden bir etkisi yoktur. Maddi hukuk yönünden mevcut durum aynen kalır. Başka bir deyişle, iptal kararı hakkın mevcudiyetine, muhtevasına ve bu hak üzerinde tasarruf yetkisine tesir etmez.
İptal kararı, iptal olunan senet yerine kaim olan bir senet niteliği taşımamaktadır. Sadece, elden çıkmış bulunan senedin teşhis fonksiyonunu ifa etmekte ve iptal kararı hamiline senetsiz olarak alacağı talep hakkı vermektedir.
Görüldüğü gibi, borçlu, iptal kararı hamilinin sadece kararı ibraz etmesi ve kararda adı geçen alacaklının kendisi olduğunu ispatlaması üzerine, ağır kusur ve hilesi bulunmaksızın borcunu ifa ederse, borcundan kurtulmaktadır.
Borçlu, iptal kararını alan kişiye karşı bazı def’ ileri ileri sürebilir. Örneğin, borçlu, iptal kararını alan kişinin aslında senet üzerinde herhangi bir hakkının olmadığı (hiç hak sahibi olmadığı veya belirli nedenlerle hak sahipliği sıfatının sona erdiği) def’ini ileri sürebilir. Ancak, iptal kararı hamili, hak sahibi olduğunu iptale ilişkin yargılamada az çok ispatladığından bunun aksini iddia eden borçlu bu yöndeki iddialarını ispat etmek zorundadır. Borçlunun, iddialarını ispat etmesi ile zayi nedeniyle iptal kararı etkisini kaybeder yani sonuç doğurmaz.
İptal kararının olumlu etkisi nedeniyle borçlunun karar hamiline yapacağı ifa onu borcundan kurtaracağı için senede zilyet olan üçüncü kişi borcun sona erdiği def’i ile karşılaşabilir. Bu durumda üçüncü kişi, kendisine ifada bulunulan iptal kararı hamili aleyhine sebepsiz zenginleşme davası açabilir (BK. md. 61). Başka bir anlatımla böyle bir durumda senede zilyet olan üçüncü kişi, iyi niyetli iptal kararı hamiline ödemede bulunan borçluya başvuramaz (Bu açıklamalar için bakınız: Hanife Öztürk(Dirikkan) -Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali, Ankara ,1990, s. 84 vd.; Prof. Dr. Fırat Öztan-Kıymetli Evrak Hukuku 2. Bası, Ankara, 1997, s. 274 vd.; Poroy-Tekinalp-Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 19. Bası, İstanbul, 2010, s. 97 vd.; Prof. Dr. Naci Kınacıoğlu-Kıymetli Evrak Hukuku 5. Baskı, Ankara, 1999, s. 57 vd.).
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davacı zayi nedeniyle iptal kararına dayanarak keşideci olan davalıdan TTK 564/1 maddesi uyarınca talepte bulunmuş, ancak davalı taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığından söz ederek ödemeden kaçınmıştır. Yargılama sırasında ise dava konusu çekin hamili ortaya çıkmış, davacının şikayeti üzerine çekin ciro silsilesinde son hamil olan davacı eline yeniden geçtiği, ancak bu sırada çekin ibraz süresinin kaçırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davalı tarafından sebepsiz zenginleşmediği hususu ispat edilememesine göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Çekin ibraz süresi çekteki keşide tarihinden itibaren işlemeye başlar (TTK.707.md). Kanuni süresi zarfından muhatap bankaya ibraz edilmeyen çek kambiyo senedi vasfını yitirir. Takibe konu çek, süresinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden, keşide tarihinden itibaren faiz yürütülemez. Öte yandan davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü hususu da kanıtlanamadığından işlemiş faiz talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile,
2-… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/02/2019 tarihli 2018/528 Esas 2019/172 Karar sayılı kararın HMK 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … 5.İcra Müdürlüğü’nün 2018/8098 Esas sayılı dosyasında asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin takip talebindeki koşullarla asıl alacak yönünden devamına,
b)İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
c)Davalı hakkında idari para cezasına hükmedilmesine yönelik talebin reddine,
d)Alınması gerekli 4.337,69-TL harçtan, peşin alınan 850,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.486,90-TL harcın davalıdan taraftan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
e)Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 850,79 TL peşin harç (59.10TL ihtiyati haciz harcı dahil)toplamı 886,69 TL’nin davanın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
f)Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan; 274,00 TL tebligat ve müzekkere giderinden davanın red ve kabul oranına göre 263,43TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacının üzerine bırakılmasına,
g)Davalı tarafça yargılama boyunca yapılan 11,35 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre 0,36TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
h)Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca davacı lehine taktir edilen 7.560,62 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ı)Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca davalı lehine taktir edilen 2.051,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
i)Artan gider avansının karar kesinleştikten sonra gider avansını yatıran tarafa iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5- İstinaf eden davalı tarafından yapılan 35,00TL istinaf posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”