Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/412 E. 2022/660 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/412 (SÜRE YÖNÜNDEN RET)
KARAR NO : 2022/660

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/01/2022
ESAS NO : 2021/930 E

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
TALEP KONUSU : İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 13/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığını, icra takibine konu bonolardaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcu olmadığını, taraflar arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, davalının haksız takip başlattığını, icra dosyasındaki takibe esas evrakların müvekkili tarafından imzalanmadığını, davalının müvekkilini menfi tespit davasını açmaya zorladığını, müvekkilinin davalıyı tanımadığını, herhangi bir ticari faaliyetlerinin de olmadığını, takibe konu bonolar üzerindeki imzaların farklı olduğunu, farklı kaşelerdeki imzaların aynı, aynı kaşelerdeki imzaların farklı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespiti ile, dava konusu borcun tahsili halinde müvekkillerinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğramaması için dava konusu borcun teminatsız ya da mahkemece uygun görülecek teminat miktarı oranında mahkeme kararının kesinleşmesine kadar dava konusu borcun ödenmesini engeller mahiyette icra takibinin tedbiren durdurulmasına, aksi halde İİK 72.maddesi uyarınca icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmesinin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; mahkemenin 11.11.2021 tarihli ara kararı ile Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2021/10702 sayılı takip dosyasındaki icra takibinde veznedeki paranın alacaklıya verilmesinin tedbiren durdurulmasına ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bu kararın kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, takibe konu alacağın dayanağı olan bonolar altındaki imzanın davacılara ait olmadığı iddia edildiği, davacıların itirazının mahkemece ciddi görüldüğü, davacıların İİK m 72/3 kapsamındaki tedbir talepleri talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunduğu kanaatiyle kabul edildiği, davalı tedbire itiraz etmişse de tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut hukuki durumun korunamayacağı ve ileride telafisi imkansız zararların doğacağı, İİK 72 ve HMK m 389 de belirtilen şartlara uygun olarak verilen kararda herhangi bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, müvekkilinin senetlerin tanzim edildiği dönemde kooperatif yetkilisi olan kişilerle ticari ilişki içine girdiğini, davaya konu edilen senetlerin taraflar arasındaki borç ilişkisinin temelini oluşturan sıralı senetlerin devamı olduğunu, tarafları aynı olan 29/09/2018 düzenlemen tarihli, 29/12/2018 vadeli, 150.000TL bedelli senedin icra takibine konulduğunu, borçlu kooperatif hakkında fiili haciz işlemi uygulandığını, kooperatif yetkilisi … borcu kabul ederek, taraflar arasında “sulh ve ibra akti” başlıklı evrak tanzim edildiğini, takibe konu borç haricen müvekkiline ödenek icra dosyasının kapatıldığını, borçlular borcu kabul edip, taraflar arasında sulh ve ibra akti başlıklı evrak tanzim edildikten sonra; 16.10.2020 tarihinde, davacı kooperatifin mevcut yetkilisi … tarafından; müvekkil …’ın oğlu … hesabına 100.000 TL, 19/02/2021 tarihinde, … tarafından … Sanayi Ticaret … hesabına 70.000 TL, 23/03/2021 tarihinde, … tarafından … Sanayi Ticaret … hesabına 30.000 TL, 06/04/2021 tarihinde, … tarafından … Sanayi Ticaret … hesabına 50.000 TL tutarında ödemeler senet bedeli açıklamasıyla gönderildiğini, senetlerdeki imzalardan Kooperatif adına ve kefil … İnşaat Mobilya … adına atılan imzalar, sözleşmenin yapıldığı dönemde davacı kooperatif yöneticisi olan … tarafından atıldığını, imzaların sahteliği iddiası asılsız olduğunu, hem senetlerin düzenlendiği dönemdeki, hem de mevcut dönem kooperatif yetkilileri toplamda 3 farklı protokol düzenlenmiş ve borcun ödeneceği beyan edildiğini, sıralı senetlerden bir kısmı itiraz edilmeyerek kesinleşerek davacı kooperatif tarafından ödenmişken, …’in sahte olduğu iddia edilen imzasının imza yetkisi içeren vekaletnameye istinaden … tarafından atıldığı net olarak belli iken, taraflar hakkında yapılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin saygın bir ticaret insanı olduğunu, yapılan her işlemin ticari hayatına zarar verdiği, konusu para olan işlerde telafi imkansız bir iş olmayacağı gözetildiğinde ihtiyati tedbirin kaldırılması talebine karşı verilen talebin reddine dair ara kararın kaldırılmasını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, tedbire itiraz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 341/2.maddesinde miktar ve değeri 1.500,00.-TL’nin üzerindeki kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı düzenlenmiş, HMK’nın 345.maddesinde de istinaf başvuru süresinin iki hafta olduğu, bu sürenin ilamın usulen taraflardan herbirine tebliğ ile işlemeye başlayacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 91.md sürelerin başlangıcını “Süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hâllerde, tefhim tarihinden itibaren işlemeye başlar.”şeklinde, HMK’nın 92.maddesin de ise sürelerin bitimi;” süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter. Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeler gereğince istinaf başvurusuna konu karar istinaf talep eden davalıya 19/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, HMK 345. madde ve aynı yasanın 92. maddesi uyarınca iki haftalık istinaf başvuru süresinin, iki haftalık sürenin başladığı güne denk gelen 02/02/2022 tarihinde son bulduğu, son günün resmi tatile denk gelmediği, istinaf başvurusunun ise başvuru süresi geçirildikten sonra 05/02/2022 tarihinde yapıldığı anlaşıldığı, süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmadığından 6100 sayılı HMK 352.madde uyarınca başvurunun süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nin 352(1).maddesi uyarınca SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-İstinafa başvuran tarafça yatırılan başvuru ve peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1.maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere, 13/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…

Üye…

Üye…

Katip…

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”