Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/389 E. 2022/405 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2018
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 21/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan dava sonucunda verilen karara istinaden taraflar arasında haksız ve geçersiz olarak tanzim edilen 17.01.2014 tarihli protokol gereğince hukuka aykırı olarak müvekkilinden haksız yere fazladan avukatlık ücreti tahsil edildiğini, belirterek müvekkilinden fazladan tahsil edilen 11.760,00 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili, davacının diğer davalı şirket ile sulh name imzaladığını, müvekkilinin avukat olup taraflar arasındaki ilişkide vekil sıfatıyla hareket ettiğini vekalet ücretinin davalı şirket adına tahsil edildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın husumet yokluğundan reddine karar verilesini istemiştir.
Davalı şirket usulüne uygun tebligata rağmen yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; tarafların 17/01/2014 tarihinde sulhname düzenledikleri, sulhnameye göre dava konusu takip ve itirazın iptali kararına istinaden davalı borçlunun davacıya ödemek zorunda olduğu 130.000,00 TL borçtan dolayı 45.000,00 TL nakit, 3.850,00 TL senet, 14.200,00 USD senet ile ödenmek ve ayrıca vekalet ücreti ve masraf için 14.200,00 TL nakit olarak ödeme bulunacağı hususunda sulh oldukları, sulhnamenin taraflarca imzalandığı, sulhnameye göre ödemeler yapıldığı, sulhnamenin borçlusu olan … … … Tarafından sulhnameye istinaden avukatlık ücreti olarak 20/01/2014 tarihli makbuz ile davalılar … Şirketi ve … tarafından tahsil edilen 11.760,00 TL’nin haksız olduğu iddiası ile davalılardan tahsilinin talep edildiği, taraflar arasında tanzim edilen sulhname 1. ATM’nin kararı, 7. ATM’nin kararı, Yargıtay ilamı ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere taraflar arasında daha önce yapılan ticari ilişkiye istinaden davalı şirket tarafından davacı aleyhine icra takibi yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldığı, yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve bu kararın Yargıtayca onandığı, onama tarihinden yaklaşık 5 yıl sonra taraflarca sulhname düzenlenerek borcun bir kısmının nakit, bir kısmının TL ve bir kısmının da USD olarak vadeli senetlerle ödenmesi ayrıca yargılama ve vekalet ücreti olarak da 14.200,00 TL nakit olarak ödenmesi hususunda mutabakata varıldığı, sulhname uyarınca ödemelerin yapıldığı, sulhnamenin borçlusu olan davacının davalı alacaklı şirket ve vekili aleyhine protokol uyarınca ödediği 11.760,00 TL’nin haksız ve hukuka aykırı olduğu, Yargıtay ilamının kendisinden gizlendiği iddiası ile davalılardan tahsilinin talep edildiği, taraflar arasında yapılan sulhnameye göre vekalet ücreti ve masraf olarak 14.200,00 TL ödemenin yapılması gerektiği ve bunun ödendiği ihtilafsız olup davacı taraf Ankara 1. ATM kararının Yargıtay tarafından düzeltilerek onama kararından haberdar olmadıkları ve davalı tarafın bunu kendisinden gizlediği, bu nedenle vekalet ücreti olarak ödediği bedelin iadesi gerektiğini iddia ettiği, Ankara 1. ATM’deki davada davacı şirket davalı konumunda bulunmakta olup, kararı temyiz eden sıfatına sahip olduğu, tarafı olduğu davada Yargıtay’ın verdiği karar 09/07/2009 tarihli olup sulhnamenin ise bundan yaklaşık 5 yıl sonra 17/01/2014 tarihinde düzenlendiği dikkate alındığında davacının Yargıtay ilamından haberdar olmadığı iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu nedenle davacının davalı şirket aleyhine açtığı davanın subut bulmadığı gerekçesiyle reddine, davalı … ‘nin söz konusu takip ve sulhnamenin tarafı olmayıp davalının vekili olduğu, vekalet ücretinin yargılama gideri olarak taraflara ait olduğu, dava konusu vekalet ücretinin davalı tarafa ödendiği, bu durumda davalının avukatı olan diğer davalı …’ye husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle anılan davalı yönünden de açılan davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, Yargıtay ‘ın düzelterek onama ilamına rağmen müvekkiline teslim edilmesi gereken malalrın teslim edilmeden ilk derece mahkemesinin karraının infaz edilerek hata ve hile ile protokol düzenlenerek müvekkilinden fazladan tahsilat yapıldığını, Davalı …’nin söz konusu takip ve sulhnamenin tarafı olmadığını, davalının vekili olduğunu, vekalet ücreti ile yargılama giderinin taraflara ait olduğunu belirtilmiş ve Davalı …’ye karşı açılan davayı husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğini, dava dilekçesi dayanılan hukuki sebepler detaylıca irdelendiğinde her ne kadar Davalı …’nin diğer Davalı şirket adına vekaleten işlem yaptığı görülse de aslında Davalı … ‘nin somut uyuşmazlık bakımından iyi niyetten uzak davranışlarda bulunarak haksız menfaatler elde etmek istemekte ve müvekkilini zarara uğratmak düşüncesinde olduğunu, bu nedenlerden ötürü davanın gerçek şahıs avukat olan davalı …’yi ilgilendirdiği, husumet yöneltilemeyeceği yönündeki ilk derece mahkemesinin kararının doğruluğunun ve yerindeliğinin istinaf incelemesinde sorgulanması gerektiğini, belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; haksız ve geçersiz olarak düzenlenen protokol hükümleri uyarınca davacıdan fazladan tahsil edilen vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davacıdan haksız yere tahsil edildiği iddiasıyla iadesi talep edilen avukatlık vekalet ücretinin vekil eden ve vekilden tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle dava konusu alacağın iadesine yönelik iddiaların usulüne uygun delillerle ispat edilememesine göre davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 21/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”