Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/363 E. 2023/482 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/363 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/482 ESAS HAKKINDA KARARVERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2021
ESAS NO : 2020/376 E 2021/370 K

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı asıl davada, davalı şirket ile 9/9/2013 tarihli sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereğince her biri 61.500,00 TL’den dört adet …olmak üzere altı adet aracın toplam 307.000,00 TL bedelle (taksitler halinde ödenmek kaydı ile) kendisine satışı ve 15/11/2013 tarihinde teslimi konusunda anlaştıklarını, toplam satış bedelinin 204.800,00 TL’lik kısmını davalı şirkete ödediğini, ancak sözleşme konusu araçların teslim edilmediğini, ödenen satış bedelinin iadesi için girişilen icra takibine de davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı birleşen davada ise, araç satış sözleşmesi kapsamında davalı şirkete ödenen 112.000,00 TL’nin, araçların teslim edilmemesi nedeniyle işlemiş faizi ile birlikte toplam 124.913,25 TL’nin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı tarafından sunulan sözleşme başlıklı belgeyi kabul etmediklerini, belgenin sözleşme niteliğinde olmayıp, her zaman düzenlenebileceğini, belgedeki imzanın şirket yetkililerinin imzasını taşımadığını, davacı tarafından şirkete yapılan bir ödemenin bulunmadığını, sözleşmede imzası bulunan …’nin şirketi dolandırmak suretiyle zarara uğrattığının tespit edilmesi üzerine iş akdine son verildiğini bildirerek, asıl ve birleşen davaların reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, “davacının, dava dışı … ile iş birliği yaptığı, gerçekte bir ödemesinin olmadığı yönündeki davacı iddialarının, ibraz edilen imzalı ve davalı şirketin antetini taşıyan makbuzlar ile ceza davasında davacı …’ün sanık olmaması ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması da gözetildiğinde, hukuken itibar edilmesinin mümkün olmadığı, yapılan hesaplamalara göre Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün asıl davaya konu olan 2013/16780 icra takip dosyasına konu 204.800,00 TL asıl alacağa ilişkin davalı itirazının haksız olduğu tamamı ile iptalinin gerektiği, birleşen Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/16 esas sayılı davası yönünden Ankara 28. İcra müdürlüğü’nün 2014/457 esas sayılı dosyasına konu 112.000,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, icra takibinden önce temerrüdün söz konusu olmadığı, icra takip tarihine kadar alacağa yasal faiz uygulanmasına yer olmadığına, bu nedenle de itirazın sadece asıl alacak yönünden iptaline, ancak her iki icra takibine konu asıl alacağa icra takiplerinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, alacak likit nitelikte sayılamayacağı, tarafların inkar tazminatı taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, Ankara 2. İcra müdürlüğünün 2013/16780 sayılı icra takip dosyasında, 204.800,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, icra takibinin bu miktar üzerinden devamına ve bu miktar üzerinden asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, her iki tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, 112.000,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, icra takibinin bu miktar asıl alacak üzerinden devamına, icra takip tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 112.000,00 TL asıl alacağa icra takip tahinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, her iki tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, asıl davada icra inkar tazminatı, birleşen davada icra inkar tazminatı ve faiz talepleri yönünden davanın kısmen reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, belirterek ilk derece mahkeme kararının icra inkar tazminatı ve faiz taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasını ve davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davacının, alacağının dayanağının ne olduğunu göstermediğini, davacı ile aralarında herhangi bir sözleşme ve ticari ilişkinin olmadığını, davacı tarafından şirkete yapılan bir ödemenin söz konusu olmadığını, takip konusu ödeme belgelerinin şirket kayıtlarında bulunmadığını bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davacı tarafından davalı adına yapılan ödemeler karşılığında davalının karşı edimi yerine getirmemesi nedeniyle davacının takibe ve davaya konu ettiği alacak miktarı kadar alacağın varlığını kanıtlayıp kanıtlayamadığı hususlarına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen dava, davacı tarafından altı adet araç alımı için davalı şirkete yapılan ödemelerin, araçların tesliminin yapılmadığı iddiasıyla ödenen bedelin iadesi için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı, dört adet…olmak üzere davalı şirketten altı adet araç satın aldığını, ancak satış konusu araçların kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek, ödemiş olduğu satış bedelinin tahsili için iki ayrı icra takibi başlatmış olup, takiplere yapılan itirazlar üzerine de, eldeki asıl ve birleşen davaları açmıştır.
I-) Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına, davalının itiraz ve dava ödemeye ilişkin davalı şirket çalışanı tarafından düzenlenen antentli makbuzların davalı aleyhine delil oluşturduğu, davacının araç alımına ilişkin yaptığı ödemelerin davalının karşı edimini yerine getirmemesi nedeniyle iadesinin gerektiğine dair alacağının varlığını HMK’nın 222. maddesi uyarınca kanıtlanmış olduğunun anlaşılmasına göre, davalı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
II-) Davacının istinaf isteminin incelenmesine gelince;
Dava konusu alacağa yönelik davacı işlemiş faiz de talep etmiş ise de TBK’nın 117. maddesi uyarınca borçlunun temerrüde düşürülmesi için usulüne uygun şekilde keşide edilen ihtarname bulunması gerekir. Somut olayda borçluya gönderilen ihtarname bulunmamaktadır. Ayrıca ihtarname gönderilmesi gerekir. Temerrüt gerçekleşmediği gözetilerek işlemiş faiz yönünden talebin reddiyle davanın asıl alacak üzerinden kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mahkemece davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı yönünden yapılan incelemede;
İİK’nın 67. maddesinin ikinci fıkrası hükmünce; icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı öngörülmüş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlarının bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda değil ise, alacağın likit ve muayyen olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde; borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda olması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davalı aleyhine icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu yönde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir.
Ne var ki bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle kabul kaldırma nedenlerine göre davalının istinaf isteminin reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1.b.2 maddesi uyarınca mahkemece alınan rapor doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE
3-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/376 Esas, 2021/370 Karar ve 15/04/2021 Tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-A)Asıl davada,
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun Ankara 2. İcra Müdürlüğü 2013/16780 sayılı dosyasına yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 204.800,00 -TL asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında avans faizi uygulanmak sureti ile devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen kısmın %20’si oranında hesaplanan 40.960,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)Birleşen Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/16 Esas sayılı dosyasında;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı borçlunun Ankara 28. İcra Müdürlüğü 2014/457 sayılı dosyasına yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 112.000,00 TL asıl alacak üzerinden asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Kabul edilen kısmın %20‘si oranında hesaplanan 22.400,00TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
4-a)Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 13.989,89-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 2.473,50-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 11.516,39-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

b)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 22.786,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan; 25,20-TL Başvuru Harcı, 2.473,50-TL Peşin/nisbi Harcı, 3.659,60-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 6.158,30TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
d)Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 7.650,72-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 1.508,71-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 6.142,01-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
e)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 14.590,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g)Davacı tarafından yapılan; 27,70-TL Başvuru Harcı, 1.508,71-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 1.536,41TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ğ)HMK 333. Maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
5-a)Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 13.989,89TL harçtan peşin alınan 3.497,47TL harcın mahsubu ile bakiye 10.492,42TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
b)Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 7.650,72TL harçtan peşin alınan 1.912,68TL harcın mahsubu ile bakiye 5.738,04TL harcın davalıdan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılamasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 31/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Üye…
e-imzalıdır
Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”