Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/340 E. 2022/953 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/340 KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2022/953 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/173 E 2022/52 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında yetkili satıcılık sözleşmesi imzalandığını, dava dışı şirketin davacı şirkete olan borcunun teminatı olarak davalılara ait taşınmaz üzerinde 1.200.000,00 TL ve 350.000,00 TL limitle davacı lehine ipotek tesis edildiğini, dava dışı şirketin davacıya olan borcunu ödememesi üzerine hesabın kat edilerek davalı ile dava dışı şirkete ihtarname gönderilmesine rağmen alacağın tahsil edilemediğini bu nedenle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, müvekkillerinin verdiği vekaletnameye dayalı olarak tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğunu davacı lehin dava dışı şirketin borçları için usulüne uygun bir ipotek tesis edilmediğini, yetkisiz vekil ile ipotek tesis edildiğini, bildirerek davanın reddine müvekkilleri lehine % 20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalıların taşınmazları üzerinde davalı şirket lehine ipotek tesis edildiği, davacının usulüne uygun tutulmuş defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle davacının dava dışı bayisi … Ltd.’den 5.519.482,10 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı borçluların Konya 13. İcra Müdürlüğünün 2016/501 Esas sayılı dosyasında yaptıkları itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak kayıt ve şartı ile takibin … yönünden 1.200.000,00 TL, davalı … yönünden 350.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere toplam 1.550.000,00 TL üzerinden takibin devamına, kabul edilen alacaklar üzerinden %20 oranında hesaplanan davalı … yönünden 240.000,00 TL, davalı … yönünden 70.000,00 TL icra inkar tazminatın adı geçen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar vekili; ipoteğin sıhhatinin araştırılmadığını, takibe dayanak belgenin geçerli olmadığını, ipoteğin niteliğinin belirlenmediğini, limit ipoteğimi ana para ipoteğimi belirtilmediğini, icra inkar tazminatına karar verilmeyeceğini, vekalet ücreti, masrafların limit ipoteğini aşamayacağını bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, ipoteğin yasaya uygun olup olmadığı yanında, davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatmakta haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; yetkili satıcılık sözleşmesi kapsamında cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece yargılama sırasında davacı yanın ticari defter kayıtları ve aralarındaki ticari ilişki gözetilerek yapılan araştırma ve inceleme neticesinde davacının faturaya dayalı alacağının kabulüne karar vermiştir.
I-Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle davacının alacağının tespitiyle davalıların tesis edilen ipotek nedeniyle sorumlu olmasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-)Davalılar vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Taşınmaz rehninin bir çeşidi olan ipotek, Medeni Kanun’un 881- 897. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, doktrinde ipotek kavramı, kişisel bir alacağı güvence altına alma amacını güden, kıymetli evraka bağlı olmayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesi olanağını sağlayan sınırlı ayni hak olarak tanımlanmaktadır. (Jale G. Akipek/Turgut Akıntürk, Eşya Hukuku, 2009, s. 786; Kemal Gürsoy/Fikret Eren/Erol Cansel, Türk Eşya Hukuku, 1984, s. 1032).
Taşınmaz rehninin temel ilkelerinden biri olan belirlilik ilkesi gereğince, ipoteğin kurulmasında, taşınmazın ne miktar alacak için güvence teşkil edeceği tapu kütüğünde açıkça gösterilmelidir. Bu husus, TMK. m. 851’de “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması hâlinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere ipotek, güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarının belirli olup olmamasına göre iki şekilde kurulabilir. Buna göre, ipotekle güvence altına alınması düşünülen alacağın miktarı belirli ise anapara ipoteği, belirli değilse üst sınır ipoteği kurulur.
Anapara ipoteği, mevcut ve miktarı belirli alacaklar için kurulur. Bu tür alacaklar için anapara ipoteği kurulması hâlinde, güvence altına alınan alacağın gerçek miktarı tapu kütüğüne tescil edilir. İpoteğin kurulması esnasında güvence altına alınmak istenen alacağın miktarı belirli değilse, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirlenmelidir. Bu şekilde, miktarı belirli olmayan alacaklar için kurulan ipoteğe, üst sınır ipoteği veya azami meblağ ipoteği adı verilir. Üst sınır ipoteği, genellikle rehnin kurulduğu anda miktarı bilinmeyen ve ilerde doğacağı zamanda da miktarının ne olacağı tahmin edilemeyen alacaklar için kurulur. Henüz gerçekleşmemiş olmakla birlikte doğması ihtimali bulunan tazminat alacakları, genel kredi hesabı veya cari hesaptan doğan alacaklar ile şarta bağlı alacaklar bu tür alacaklara örnek olarak gösterilebilir. (HGK 19.09.2012 tarih ve 2012/12-708 E.-2012/579 K. sayılı ilamı)
14/07/2015, 300.000,00TL, 08/04/2015 tarihli 700.000,00TL, 12/03/2015 200.000,00 TL bedelli …, 28/01/2015 tarihli, 350.000,00TL bedelli ipotek akit tablolarında; davacı lehine dava dışı şirketin yetkili satıcılık sözleşmesi başta olmak üzere her türlü sözleşme, sözleşme harici doğmuş ve doğacak tüm borçların teminatı olmak üzere, üst limit ipoteği tesis edildiği belirtilmiştir.
Davacı taraf da dava dilekçesinde tesis edilen ipoteğin üst sınır ipoteği olduğunu belirtmiş olup, ipoteğin taraflar arasındaki yetkili satıcılık sözleşmesi kapsamında cari hesap ilişkisinden doğan ve doğması muhtemel alacakların teminatı olmak üzere tesis edildiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bu değerlendirmeler kapsamında; uyuşmazlığa konu ipoteklerin doğmuş ve miktarı kesinleşmiş bir alacak için konulmadığı, dolayısıyla ana para (karz) ipoteği olmadığı, ipotek tarihinde henüz doğmuş bir alacağın bulunmadığı, dava dışı şirketin davacı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında alacağın doğacağı, ipoteğin, sözleşmenin teminatı olarak tesis edildiği ve üst sınır ipoteği olarak düzenlendiği, davacının icra takibine konu talebinin üst sınır ipoteğinin sınırlamalarına uygun olarak karar verilmesi gerektiği, anlaşılmakla hükmün açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerle kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK m. 353/1-b-2 hükmü uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
2-Konya 4.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 2021/173 Esas, 2022/52 Karar sayılı ve 19/01/2022 tarihli kararının HMK’nun 353/1-b-2.maddesi gereğince DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
2 a) Davanın KABULÜ İLE,
Davalılardan … yönünden: Konya 13.İcra Müdürlüğü’nün 2016/501 sayılı dosyasında itirazının iptali ile takibin tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla ve icra masrafları ve icra vekalet ücreti de dahil olmak üzere ipotek limiti olan 1.200.000,00TL üzerinden devamına,
b-Alacak likit olduğundan 1.200.000,00TL’nin %20’si oranında (240.000,00TL) inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalılardan … yönünden; Konya 13.İcra Müdürlüğü’nün 2016/501 sayılı dosyasında itirazının iptali ile takibin tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla ve icra masrafları ve icra vekalet ücreti de dahil olmak üzere ipotek limiti olan 350.000,00TL üzerinden devamına,
d-Alacak likit olduğundan 350.000,00TL’nin %20’si oranında (70.000,00TL) inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Alınması gereken 105.880,50 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 105.851,30 TL harcın 1.200.000/1.550.000 oranından davalı ….’ ın, 350.000/1.550.000 oranından diğer davalı …’ ın sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
f-Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin karar ve ilam harcı ile 4,30 TL vekaletnâme suret harcı olmak üzere toplam 62,70 TL harcın 1.200.000/1.550.000 oranından davalı …’ ın, 350.000/1.550.000 oranından diğer davalı …’ın sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
g-Davacının yaptığı 448,60 TL taraf davetiye ve posta gideri, 1.600,00 TL talimat ve mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu gideri ve 286,40 TL istinaf mahkemesi nedeniyle yapılan posta gideri olmak üzere toplam 2.335,00 TL yargılama giderinin 1.200.000/1.550.000 oranından davalı ….’ ın, 350.000/1.550.000 oranından diğer davalı …’ ın sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
ğ-Davalıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
h-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan 87.050,00 TL vekâlet ücretinin 1.200.000/1.550.000 oranından davalı ….’ ın, 350.000/1.550.000 oranından diğer davalı …’ ın sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
I-İşbu hükümden sonra gerekli olan 11,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların 1.200.000/1.550.000 oranından davalı ….’ ın, 350.000/1.550.000 oranından diğer davalı …’ ın sorumlu olması kaydıyla müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
i-HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-2.maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”