Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/314 E. 2023/1081 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/314 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1081

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : . … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2017
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Asıl ve birleşen davada davacı – karşı davada davalı vekili; davalı şirket ile müvekkili arasında 23/11/2007 tarihinde daha sonra akdedilecek bayilik sözleşmesi ile ilgili tamamlayıcı nitelikte bir kısım ek yükümlülük ve hakların tesisine yönelik ve ileride akdedilecek bayilik sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olmak üzere protokol imzalandığını, davalı şirketin mülkiyetinde bulunan taşınmaz üzerine müvekkili lehine 15 yıl süre ile intifaya karşılık kendisine 1.350.000,00 USD+KDV Bayilik Hizmet Bedeli ödemesinin kararlaştırıldığını daha sonra 26/01/2009 tarihinde … bayilik sözleşmesi imzalandığını, bayilik hizmet bedeline mahsuben davalıya 30/11/2007 tarihinde 590.000,00 USD ve 02/05/2008 tarihinde 590.000,00 USD ödendiğini, … Kurulu’nun 05/03/2009 tarihli kararı ile intifa sözleşmelerinin … yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı ve bu tür anlaşmaların 5 yıldan daha uzun olamayacağının karar altına alındığını, sözleşmeleri … Kurulu kararlarına uyarlamak gayesiyle 07/09/2010 tarihli protokol yapıldığını, bu protokol ile davalı şirketin önceki protokol gereğince müvekkilinden aldığı 1.180.000,00 USD …. 551.000,00 USD+KDV tutarındaki bakiye bayilik hizmet bedeli alacağını talep etmemeyi ve … istasyonunun bulunduğu taşınmaz üzerine … lehine 5 yıl süreli intifa hakkı tesis etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, tarafların aynı gün … Kurulu kararlarına uyum sağlamak amacıyla 5 yıl süreli yeni bir … bayilik sözleşmesi imzaladıklarını, davalı şirketin ortaklarından davalı …’ın kefalet sözleşmesiyle davalı şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının 600.000,00 USD tutarına kadar kısmına müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla kefil olduğunu, davalı şirketin 07/09/2010 tarihli protokole uygun olarak 06/09/2010 tarihinde 500.000,00 USD, 17/09/2010 tarihinde 100.000,00 USD, 14/09/2010 tarihinde 45.686,64 USD ve 01/10/2010 tarihinde 4.493,35 USD olmak üzere toplam 650.179,99 USD bayilik hizmet bedelini müvekkili tarafından düzenlenen fatura karşılığında iade ettiğini, buna göre davalı şirketin uhdesinde 07/09/2010-07/09/2015 tarihleri arasını kapsayan beş yıl süreli bayilik sözleşmesi dönemi için 529.820,00 USD bayilik hizmeti bedeli kaldığını, ancak davalı şirketin taraflar arasında mevcut ve 20/11/2022 tarihine kadar süreli intifanın terkini ile son defa yapılan 07/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin süresine koşut şekilde beş yıl süreli intifa hakkı tesisi taahhüdünü yerine getirmediğini, bu durumda taraflar arasındaki 20/11/2007 tarihinde tesis edilen intifa sözleşmesi ile kurulan dikey anlaşmanın tarafların 07/09/2010 tarihindeki girişimleri ile sonlandırılmış olmadığını ve yeni bir dikey anlaşma kurulmuş sayılmadığını, yani taraflar arasındaki 20/11/2012 tarihinde kurulan dikey anlaşmanın kesintiye uğramadığını, bu durumda dikey anlaşmanın ve anlaşma kapsamındaki 20/11/2007 tarihli intifa ve 07/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin dikey anlaşma başlangıç tarihi olan 20/11/2007 tarihine 5 yıl ilavesiyle 20/11/2012 tarihi itibariyle sonlandırılması gerektiğini, zira anlaşmanın bu tarihten sonraki kısmının … Kurulu’nun 05/03/2009 tarihli karaları ve 12/03/2009 tarihli duyurusunda açıklanan gerekçelerle ve … Kurulu’nun 2002/2 Sayılı Tebliği ile 4054 Sayılı Yasanın 56. maddesi gereğince geçersiz hale geldiğini, taşınmaz üzerindeki intifanın terkini için vekaletname verildiğini, bu arada davalı şirketin intifaya konu … istasyonunun bulunduğu taşınmazda başka bir … dağıtım şirketi olan … bayisi olarak faaliyet göstermek üzere bu şirketle bayilik sözleşmesi imzalandığını, böylelikle taraflar arasındaki sözleşmenin tamamen sona erdiğini, taraflar arasındaki dikey anlaşma kapsamında bayilik sözleşmesinin öngörülen zamandan önce 20/11/2012 tarihide neticelendirilmesi sonucunda 07/09/2010-07/09/2015 tarihleri arasını kapsayan 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi dönemi için davalı şirket uhdesinde bulunan 529.820,00 USD bayilik hizmet bedelinin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla bayilik sözleşmesinin geçersiz kalan 20/11/2012-07/09/2015 tarihleri arasındaki süreye tekabül eden 296.222,00 USD bayilik hizmet bedelinin iadesinin gerektiğini belirterek 296.222,00 USD nin davalı şirkete bayilik hizmet bedelinin ödemesini yapıldığı 21/11/2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince ….ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte ve davalı …’ın sorumluluğu 6000.000,00 USD ve faizi ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/490 Esas sayılı dosyasında davacı …Ş. vekili ; davalının 07/09/2010 – 20/11/2012 tarihleri arası gerçekleşmeyen taahhüt miktarı olan 2.777 m³ üzerinden müvekkilinin 222.160,00 USD cezai şart alacağının oluştuğunu, müvekkilinin kar mahrumiyetine uğramış olduğunun sabit olduğunu belirterek satış tahhüdünün yerine getirilmemesi nedeniyle 222.160,00 USD’nin dava tarihinden itibaren …..ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı Davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar – karşı davacı vekili; davacının müvekkiline ürün tedarik etmemesi nedeniyle bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, davacının müvekkiline ödediği bedelin bayilik hizmet bedeli olduğunu, intifa bedeli ile ilgisinin bulunmadığını, taraflar arasındaki bayilik hizmet bedeli ödemeleri ve iadelerinde ödeme tarihlerindeki kur farklarının da dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin bayilik sözleşmesinin feshinde kusurlu ve kötüniyetli olmadığı için kur farkının değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili … tarafından verilen kefaletnamenin usulüne uygun olmadığını, sorumlu olunan bedel ve tarihin sonradan doldurulduğunu, müvekkilinin bu düzeltmelerde onayı ve imzasının bulunmadığını, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığından müvekkili …’ın da borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davada, intifa sözleşmesi gereğince davacının 15 yıl süreli intifa sözleşmesi gereğince müvekkili şirkete 173.643,00 TL intifa bedeli ödemesi gerekirken herhangi bir ödeme yapmadığını, ileri sürerek 20/11/2007 ve 20/11/2012 tarihleri arasına tekabül eden 57.881,00TL intifa bedelinin 20/11/2007 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsilini ve cari hesaptan kaynaklı 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı … …. vekili ; davacı şirketin edimini yerine getirmekten imtina ettiğini ve sözleşmesinin feshine sebep olduğunu, davacı şirketin sözleşmenin feshine kendi kusuru ile sebep olduğunu herhangi bir şekilde alacak talebinde bulunamayacağını bildirerek davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda: davacı ile davalı şirket arasında 20/11/2007 tarihinde protokol ve 26/01/2009 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığı, protokole göre davalı şirkete ait taşınmaz üzerine davacı lehine 15 yıllık intifa hakkının tesis edileceğinin ve bayilik hizmet bedeli olarak 1.350.000,00 USD+KDV nin davalıya ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacı lehine intifa hakkının tescil edildiği ve toplam 1.180.000,00 USD davalı şirkete ödendiği, … Kurulu Kararı gereğince taraflar arasında 07/09/2010 tarihli protokol ve aynı tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, protokole göre davalı şirketin önceki protokol gereği ödenen 1.180.000,00 USD bayilik hizmet bedelinin 551.000,00 USD+KDV sini (650.180,00 USD) iade etmeyi ve bakiye bayilik hizmet bedelini talep etmemeyi kabul ettiği, bu durumda davalı şirketin davacıya iade ettiği 650.180,00 USD’den sonra uhdesinde 529.820,00 USD bayilik hizmet bedelinin kaldığı, bu miktarın 458.881,71 USD sinin 26/01/2009 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesinin süresinden önce davacının feshi ile 06/07/2010 tarihi itibariyle sona ermesinden kaynaklı olarak davalının … ettiği bayilik hizmet bedeli olduğu, kalan 70.939,00 USD’nin ikinci 5 yıl süreli 07/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesi için davalı şirket uhdesinde kaldığı, bu sözleşmenin de süresinden önce davalı şirketin 20/12/2012 tarihli fesih ihtarı ile sona ermesi nedeniyle davalı şirketin … ettiği bayilik hizmet bedelinin 32.439,25 USD olduğu, bu durumda davalı şirketin iade etmesi gereken bayilik hizmet bedelinin 38.499,75 USD olduğu, davacının davalı … temerrüde düşürmemesi nedeniyle dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, karşı dava yönünden, intifa sözleşmesinde, 23/11/2007 tarihli protokol ve 26/01/2009 tarihli bayilik sözleşmesinde davalı şirkete intifa bedeli ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmadığı, bu nedenle intifa bedeline ilişkin talebin yerinde olmadığı, davacı-karşı davalının ticari defterlerine göre dava tarihi itibariyle davalı-karşı davacı şirkete 10.649,21 TL borçlu bulunduğu, davalı-karşı davacı şirketin cari hesaba ilişkin 10.000,00 TL alacak talebinin yerinde olduğu, birleşen dava yönünden, davalı şirketin imzaladığı 07/09/2010 tarihli satış taahhütnamesine göre davalı şirketin asgari 7.500 m3 beyaz ürünü davacıdan satın almayı taahhüt ettiği, davalı şirketin asgari alım taahhüdüne uymadığı, ancak davacının itirazi kayıt koymadan davalı şirkete ürün tedarik etmeye devam ettiği, böylece önceki döneme ait cezai şart talebinden zımnen vazgeçtiği anlaşıldığı asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş hükme karşı taraf vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
I-)Davacı vekili; ilk derece mahkemesinin asıl davada bayilik hizmet bedelinin iadesine karar verildiği kalem yönünden hata yaptığını, eksik ve hatalı hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, talepleri gibi 296.222 USD‘nin tahsiline karar verilmesi gerektiğini, karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulününde hatalı olduğunu, bu durumu teyit eden cari hesap dökümünün dosyaya ibraz edildiğini, birleşen davanın ise asgari alım taahhüdünün yerine getirilmemesi olup cezai şartın sözleşmenin bitiminde hepsini birden talep etme hakkının bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak asıl dava ve birleşen davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilerek hükmün düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
II-)Davalılar karşı davacı vekili; davacı – karşı davalı tarafından ödenen bedelin bayilik hizmet bedeli olup intifa sözleşmesi ile bağlantı kurulamayacağını, bayilik sözleşmesi bedeli adı altında intifa bedeli olarak kabulünün hatalı bulunduğunu, davacı- karşı davalının muvazaalı hareket ettiğinin açık bir kanıtı olduğunu, müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen 31/05/2013 tarihli damga vergisi açıklamalı fatura bedelinden sorumlu tutulamayacağını, 51.484,18 TL bedelli faturaya yönelik hesaplama yapılamayacağını, taraf defterleri incelenmeden müvekkiline 57.881,00TL bedelli intifa bedelinin ödenip ödenmediği yönünden de eksik inceleme ve araştırma neticesinde karar verildiğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak asıl- birleşen davaların reddine, karşı davanın kabulüne karar verilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; sebepsiz zenginleşeme hükümleri gereğince bedelsiz kalan bayilik hizmet bedelinin iadesinin gerekip gerekmediği, davalının bakiye intifa bedelinden kaynaklana alacağının bulunup bulunmadığı ve davacının birleşen davada asgari alım taahhüdünün ihlali nedeniyle cezai şart alacağının varlığının ispat edilip edilemediği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, bayilik sözleşmesi çerçevesinde ödenen bayilik hizmet bedelinin kullanılmayan kısmına isabet eden miktarının davalılardan tahsili, karşı dava intifa bedeli ve cari hesap alacağının tahsili, birleşen dava bayilik sözleşmesi gereğince cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Asıl davada uyuşmazlık, taraflar arasındaki dikey anlaşmanın 07/09/2015 tarihine kadar devam edeceği nazara alınarak davalı şirkete ödendiği iddia olunan 529.820,01 USD bayilik hizmet bedelinin kullanılmayan sözleşme süresine denk gelen 296.222,00 USD nin faiziyle birlikte davalılardan istenip istenemeyeceği, karşı davada uyuşmazlık, davalı karşı davacı şirketin davacı karşı davalıdan intifa bedeli olarak 57.881,00 TL ve 10.000,00 TL cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, birleşen davada uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme eki tahhütname gereğince davacı şirketin davalıdan 07/09/2010-20/11/2012 tarihleri arasında satış taahhüdünü yerine getirmemesi nedeni ile 222.160,00 USD asgari mal alım taahhüdü sebebiyle alacak talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına, taraflara ait ticari defter kayıtlarına göre davacının alacağının tespit edilmesine, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermesine, İfayı ihtirazı kayıt koymadan kabul eden davacı şirketin satış taahhütnamesi hükümleri uyarınca cezai şart alacağı doğmadığından, ilk derece mahkemesince cezai şart alacağının reddinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269.80TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 233,90TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Karşı dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 171,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,10TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
c)Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.751,21TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
ç)Karşı dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 233,90TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
d)Birleşen dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 269,80TL harcın peşin alınan 1.187,90TL harçtan mahsubu ile bakiye 918,10TL harcın davacıya iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 13/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”