Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/292 E. 2022/930 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2021
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, Ankara 4. İcra Müdürlüğünün 13/01/2020 tarihinde başlatılan 2020/623 Esas sayılı dosyası kapsamındaki bonoların, muvazaalı ve gerçeğe aykırı şekilde tanzim edildiğini, müvekkillerinin hissedar olduğu … …. … Şirketi’nin böyle bir borcu bulunmadığını, icra takibi başlatılmadan önce yetkisi tedbiren durdurulan şirket müdürü … tarafından babası …’ın alacaklı gösterilmek suretiyle muvazaalı ve gerçeğe aykırı bir şekilde tanzim edildiğini, müvekkillerinin hissedarı olduğu … … … … … Şirketi’nin keşidecisi olarak düzenlenen 07/01/2019 tanzim, 30/06/2019 ödeme tarihli 145.000,00 dolar miktarlı ve 07/01/2019 tanzim 31/12/2019 ödeme tarihli 75.000,00 dolar miktarlı bonoların, lehtarı … olduğunu, … tarafından ciro edilen bonolara istinaden diğer davalı … tarafından icra takibi başlatıldığını, Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/623 Esas sayılı dosyasına bakıldığında takipte lehtar …’a yer verilmediğini, söz konusu icra dosyası kapmasında ciro silsilesinde kopukluk bulunduğunu belirterek müvekkillerinin hissedarı olduğu … …. … Şirketi’nin davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili, davacıların iş bu huzurdaki davayı açma yetkileri bulunmadığını, bahse konu bonolarda borçlu olan şirket olup şirket tarafından ancak borçlu olunmadığı yönünde menfi tespit davası açılabilecekken davacılardan hiçbir şirketin borçlandığı dönemde ortak dahi değilken ayrıca bonolarda borçlu da bulunmadıkları halde iş bu davayı açtıklarını, bu nedenle öncelikle davanın taraf ehliyeti olmaması nedeni ile aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesini, davacıların muvazaa iddialarının da yerinde olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacıların iş bu huzurdaki davayı açma yetkileri bulunmadığını, davayı ancak ve ancak şirket adına yetkili kişi ya da temsilciler ikame edebileceğini, bu nedenle davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar ikame etmiş oldukları dava ile bahse konu şirketin müvekkile borçlu bulunmadığını belirtmişlerse de kabulü mümkün olmadığını, şirket defter ve kayıtları incelendiğinde bahse konu borcun açıkça görüleceğini, kaldı ki kıymetli evrakın deftere kaydının zorunlu bir unsur olmadığını, bononun ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olduğunu, bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumunda olduğunu, bononun bağımsız borç ikrarı içerdiğini, bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmediğini ve kural olarak ispat yükünün senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa ait olduğunu, kıymetli evrakın, temel ilişkiden soyut yani bağımsız olduğunu, hak sahibinin, senetten kaynaklı sahip olduğu hakkı, temel ilişkideki sakatlıktan ari talep edebileceğini, borçlunun temel ilişkideki sakatlık nedeni ile ödemeden imtina edemeyeceğini, davacı tarafın, iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadıkları, dava tarihi itibariyle şirketin müdürünün bulunduğu, ayrıca dava sırasında şirkete kayyum atandığı, şirket ortaklarının doğrudan şirket adına dava açma haklarının bulunmadığı, her davanın açıldığı tarih itibariyle değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacılar vekili tarafından;
Müvekkilleri tarafından işin aciliyeti nedeniyle iş bu menfi tespit davasının açıldığı, Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04.02.2021 tarih 2020/186 E. sayılı kararı ile … … ve …’in yönetim kayyumu olarak atandığı, takibe dayanak bonoların muvazaalı olarak tanzim edilerek şirketin borçlandırıldığı, müvekkillerinin murisinin öldürülmesi nedeniyle müvekkillerinin şirket ortağı olduklarını, dava ve takiplerden haberdar olmayan ya da olamayan kayyumların şirketin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla dava açıp açmayacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece yargılama sırasında kayyum tayin edildiği gözetilerek davanın kayyumlara ihbarı gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık aktif husumet ehliyeti noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedinin muvazaalı düzenlendiği iddiasına dayalı şirket ortakları tarafından şirketin borçlu olmadığına ilişkin açılan menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/623 E. sayılı dosyasının incelenmesinden … tarafından … …Tic. Ltd. Şti. aleyhine 07.01.2019 tanzim ve 30.06.2019 vade tarihli 145.000 Dolar 07.01.2019 tanzim 31.12.2019 vade tarihli 75.000 Dolar bedelli bonolara istinaden icra takibi yapıldığı, bonolarda keşidecinin … …Tic. Ltd. Şti., lehdarın … olduğu, lehdar tarafından …’ya ciro edildiği anlaşılmıştır.
Menfi tespit davası açıldığı tarih itibariyle değerlendirilip sonuçlandırılmalıdır.
Somut olayda; davacıların şirket müdürünün azli ve kayyum atanması yönünde açtığı herhangi bir dava ve alınan karar bulunmadığı halde, yetkili temsilci olmayan ortakların iş bu davayı açamayacağı anlaşılmıştır.
Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 4.2.2021 tarih 2021/286 Esas sayılı kararı ile; … … ve …’in şirketi temsil ve yönetim kayyumu olarak atandığı ve bu şekilde Şirket Müdürü …’ın temsil yetkisinin sona erdiği tespit edilmiştir.
Dava tarihinden sonra şirket müdürünün azli ve şirkete kayyum atanmasının sağlandığı anlaşılmış olup, atanan kayyumun, dava konusu bono nedeniyle şirketin borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası açması gerekir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harca gerek olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 28/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”