Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/273 E. 2023/304 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/273 (KABUL YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/304 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
ESAS NO : 2017/148 E 2018/824 K

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ultrason cihazı satımı konusunda anlaşıldığını ve cihazın müvekkili tarafından sağlam ve çalışır vaziyette teslim edildiğini, davalının bir süre sonra ürünün besleyicisinde meydana gelen bir aksaklık sebebiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığını, konuya ilişkin Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı ile ürünün ayıplı olduğuna hükmedildiğini, müvekkilinin derhal davalı şirkete ürün bedelini ve tüm ferilerini iade ettiğini, buna rağmen davalının ürün iadesi konusunda zorluklar çıkardığını, ürün iade edildikten sonra yapılan incelemede ürünün ayıplı olan parçası dışındaki parçalarının kullanılamaz hale geldiğinin görüldüğünü, iki adet probun özensiz taşıma nedeniyle kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek 2.000,00 USD’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davada Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, müvekkili şirket tarafından satın alınan ultrason cihazının arızalanması sebebiyle ayıplı malın iadesi koşuluyla bedelinin davacıdan talep edildiğini, bunun üzerine Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/941 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve cihazın ayıplı olduğunun tespit edildiğini ve bedel iadesine karar verildiğini, müvekkilinin gerekli önlemleri alarak koruma kılıflarına sararak davacının bulunduğu adrese cihazı götürdüğünü, taşıma sırasında herhangi bir kusurlarının olmadığını, bu durumun fotoğraflanmış olduğu gibi videoya da kaydedildiğini, davacının kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle cihazın bazı parçalarında sıkıntı olmasının kaçınılmaz olduğunu, davacının iyi niyetle hareket etmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, tüm teknik yönden yapılan incelemeler sonucunda, davacının talep edebileceği zarar tutarı, yeni prob bedeli olamayacağı ve probların gelinen aşama itibariyle ekonomik değerleri de olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Davalı yanca teslim yükümlülüğünün 6 ay sonra yerine getirildiği gibi cihazın korunmasız bir şekilde taşımasının yapılarak teslim edildiği, kesinleşen Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/491 E. sayılı dosyası kapsamında cihazda bulunan ayıbın besleme sürücü kartından kaynaklandığı hususunun kesinleştiği, propların ayrı bir ekonomik değeri olduğu, mahkemece serbest piyasada değerinin olmadığına ilişkin gerekçesinin yerinde olmadığı, müvekkilinin zarara uğradığı, bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık satım sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle sözleşmeden dönme sonucunda malın kusurlu olarak teslim edilmesi nedeniyle davacının zararının bulunup bulunmadığı ve kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle sözleşmeden dönme sonucunda malın kusurlu olarak teslim edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2015 tarih ve 2014/941 Esas 2015/733 Karar sayılı karar ile davacı vekilinin müvekkilinin davalıya ait internet sitesinden ultrason cihazı satın aldığını, 1 gün sonra cihazın arıza yaptığını, bu durumun davalı şirkete bildirildiğini, davalının gönderdiği kişilerin de cihazı çalışır hale getiremediğini, malın ayıplı olduğunu belirterek cihazın iadesine ve satım bedelinin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri, mahkemece bilirkişi kurulunca düzenlenen 31/08/2015 havale tarihli raporda cihazın ayıplı olduğu, ayıbın kullanılmadan tespit edilmesinin mümkün olmadığından gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, davacının ihbar külfetini süresinde yerine getirdiği belirtilerek davaya konu … ultrason cihazının davacı tarafından davalıya iadesi halinde 27.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16/10/2017 tarih 2016/13307 Esas, 2017/6950 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamında yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunun incelenmesinden vajinal prob ve volumeprob olarak tabir edilen parçalar, gizli ayıplı olduğu için iadesine karar verilen ultrason cihazı yerine davacı şirket adresinde yapılan keşifte davacı elinde bulunan ve çalışan bir başka ultrason cihazına bağlanmak suretiyle denendiğini ve probların yine de görüntü vermediğinin tespit edildiğini, böylece, problarda bir hasar bulunduğunun, probların çalışmadığının anlaşıldığını, davalı alıcının üzerine düşen cihaz iadesi edimini yerine getirdiğinden söz edebilmek için ultrason cihazını ve ilişik tüm parçalarını Ankara 4. Asliye Tic. Mah. 2014/941 E. sayılı dosyasındaki yargılamaya konu edilmiş hali ile iade etmiş olması gerektiğini, cihazın Ankara 4. Asliye Tic. Mah. 2014/491 E. sayılı dosyasındaki yargılamaya konu edildiği tarihten sonra cihazda meydana gelecek olan özellikle kullanıma bağlı hasarlardan satıcının sorumlu tutulamayacağını, cihazda başlangıçtaki gizli ayıbın besleme sürücü kartından kaynaklandığını, problarda bir arıza olduğu yönünde bir bilgi olmadığını, dolayısıyla probların cihazdan bağımsız şekilde uyumlu oldukları başka bir cihaz üzerinde çalışmaları gerektiğini, ancak mahkeme kararı gereği iadesi yapılan cihaz üzerinde bulunan probların çalışmadıklarını, teslim sırasında çekilen video kaydında probların özel kutusu yerine açıkta taşınmak suretiyle İzmir’den Ankara’ya getirildiklerini, videoda probların patlak olduğunun ve yağının dışına çıkmış olduğunun görüntülendiği hususların hep birlikte ele alındığında, davalı alıcının, ayıplı cihazı ve ilgili parçalarını Ankara 4. Asliye Ticaraet Mahkemesi’nin 2014/491 E. sayılı yargılamasına konu edilen halihazır durumuyla davacı satıcıya iadesini sağladığını ispatlayamadığını, davacının bundan kaynaklı zararından sorumlu olduğu sonucuna varıldığını, bu kapsamda davacının davalıdan talep edebileceği bir maddi zararın hesaplanamadığını, çünkü dava konusu probların (vajinal prob ve volumeprob) ve ultrason cihazlarının yaşları göz önüne alındığında, teknolojinin bu kadar süre içinde geldiği nokta düşünüldüğünde, yakın zamanda üretilen cihazların teknik özellikleri ile dava konusu probların özellikleri karşılaştırıldığında, serbest piyasa koşullarına göre tüm parametreler / bir arada değerlendirildiğinde ticari bir değerlerinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
İtirazlar üzerine alınan ek bilirkişi raporunun incelenmesinden Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/491 Esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporlarına göre, cihazdaki gizli ayıbın besleme sürücü kartından olduğu, bu kısmın ise proplardan bağımsız olduğu ve cihazın o zamanki durumunda, proplarda patlama ve yağ akması durumunun söz konusu olmadığı, ancak mahkeme kararı gereği iadesi yapılan cihaz üzerinde bulunan propların çalışmadıkları, teslim sırasında çekilen video kaydında propların özel kutusunda taşımak yerine açıkta taşıma suretiyle İzmir’den Ankara’ya getirildiklerini, propların patlak oluşu, yağının dışına çıkmış olduğunun görütülendiği hususları hep birlikte ele alındığında, davalı alıcının ayıplı cihazı yargılamaya konu edilen hali hazır durumu ile davacı satıcıya iadesini sağladığını ispatlayamadığını, davacının talep edebileceği zarar tutarının yeni prop bedeli olamayacağını, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/491 Esas sayılı dosyasındaki, yargılamaya konu probların yargılamanın başındaki halihazırdaki model, yaş, kullanım ve bakım durumu itibariyle değerleri olacağını, teknik yönden yapılan incelemede ekonomik değerlerinin bulunmadığının, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/491 Esas sayılı dosyasında da yapılan inceleme üzerine önceki raporla aynı tespitlere ulaştıklarının belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece davacının talep edebileceği zarar tutarı, yeni prob bedeli olamayacağı ve probların gelinen aşama itibariyle ekonomik değerleri de olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dairemizce davacı yanın istinaf itirazlarının incelenmesi sonucunda dosya kapsamında yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, alınan bilirkişi raporunda proplaron ayrı bir ekonomik değere sahip olduğu, sağlam ve eksiksiz olarak teslim edilmiş olması halinde uyumlu başka bir cihazda kullanılmasının mümkün olduğu, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/491 Esas sayılı dosyası kararına uygun olarak satıcıya iade edilmediği, davacı yanın sıfır prop bedeli talebinin de uygun olmadığı, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura içeriğinde propların ekonomik değerlerinin ayrı ayrı gösterildiği, davacı yanın bu bedeli talep etmekte haklı olduğu, 10.068,00 +KDV ücretini tahsil edebileceği bildirilmiştir.
Davacı yanca her ne kadar bilirkişi raporu dosya kapsamına ibraz edildikten sonra dava ıslah edilmiş ise de istinaf aşamasında ıslah isteminde bulunulamayacağı göz önünde tutularak davacının dava dilekçesindeki talebinin 2.000 USD olduğu, dava dilekçesinde faiz talep edilmediği gözönüne alınarak dava tarihindeki kur dikkate alınarak belirlenecek dava değeri üzerinden karar ve ilam harcına, aynı değer üzerinden de hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak vekalet ücretine hükmolunması gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nin 356. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: gerekçesi yazılacak kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2018 Tarih, 2017/148 Esas, 2018/824 Karar sayılı kararının HMK’nun 356. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-Davanın KABULÜ ile
a)7.140,80TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 487,79TL harçtan peşin alınan toplam 121,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 365,84TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap edilen 7.140,80TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacı tarafından yapılan 31,40TL başvurma harcı, 121,95 TL peşin harcı olmak üzere toplam 153,35TL harç gideri ile tebligat, bilirkişi, müzekkere ve posta giderinden oluşan 4.262,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e) Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
f)HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından, davacı vekili lehine AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 7.140,80TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine
8-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nin 356 maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1.maddesi gereğince kesin olmak üzere, 07/03/2023 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”