Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/236 E. 2023/93 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/236 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/93

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
ESAS-KARAR NO : 2014/1075 E 2020/555 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasındaki harici dükkan satışı nedeniyle ödenen bedelin teminatı için verilen bonoların bedellerinin ödenmesine karşın davalı tarafından Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2012/17387 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yapıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, takibe dayanak yapılan senedin teminat senedi olmadığını, davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece yargılama sırasında davalının borcunun kalmadığının tespit edildiğini, dava açıldığı tarihle davalının davacıya 8.073,31 TL borcunun bulunması nedeniyle davalının bu tutar yönünden yargılama gider ve vekalet ücretinden sorumlu bulunduğu belirtilerek davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davacı vekili,
Mahkemece dava açılmadan önce dava konusu alacak için yapılan ödeme miktarı belirlenmeksizin bu miktar yönünden davacının davalıya borçlu olmadığını belirlenerek vekalet ücreti kabul ve ret oranına göre harç ve yargılama giderlerinin tespit edilmesi gerektiği halde eksik inceleme ile vekalet ücretinin belirlenmesini hatalı olduğu, gerekçeli karar ile kabul ve ret oranının hatalı belirlendiği, ayrıca fazladan tahsil edilen bedelin istirdadına da karar verilmesinin doğru olmadığı bildirilerek kararın kaldırılmasını istemiştir
İstinaf eden davalı vekili,
Harici satış sözlenmesinin değerinin senet miktarı olan 56.000 USD değil, müvekkili tarafından ipotek bedelleri için yatırılan paraların dahil edilmesi suretiyle 100.000 USD olduğunun mahkemece gözden kaçırıldığı, bonolara ilişkin borcun ödendiğinin yazılı delillerle ispat edilmediği, kira bedellerinin bono değerinden düşürülmesinin doğru olmadığı, ayrıca dava dışı…’ün hissesine düşen kira bedellerinin senet borcunundan mahsubunun doğru olmadığı, mahsubu kabul etmemelerine karşın mahsup yapılacaksa bile 100.000 USD üzerinden mahsup yapılması gerektiği, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmediği belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, dava konusu bonoların harici satım sözleşmesi bedelinin teminatı olarak verilip verilmediği ve bono bedellerinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İK 72 maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2012/17387 esas sayılı dosyasının incelenmesinden davalı tarafından davacı aleyhine 2 adet bonoya istinaden toplam 71.486,34 USD alacağın tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla 27/12/2012 tarihinde icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde harca esas değer olarak 100.000,00 TL gösterilmiş olup, takip dosyasında 71.486,34 USD alacak talep edilmiştir. Davacı yanca takipten borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş olup mahkemece HK 32. Maddesi uyarınca eksik harç ikmal edilmeksizin esas hakkında karar verilmesi doğru değildir.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2.fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/2.maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir.
Davacı yanca taraflar arasındaki harici dükkan satışı nedeniyle ödenen bedelin teminatı için verilen bonoların bedellerinin ödenmesine karşın icra takibine konu edildiğinden bahisle borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiş, davalı tarafından ise takibe dayanak yapılan senedin teminat senedi olmadığını, davacının iddialarını yazılı delille ispat etmesi gerektiği, satım sözleşmesi bedelinin 100.000 USD olduğu, kira bedellerinin bono değerinden düşürülmesinin doğru olmadığı, ayrıca dava dışı…’ün hissesine düşen kira bedellerinin senet borcunundan mahsubunun doğru olmadığı savunmasında bulunulmuştur. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları karar yerinde tartışılmadığı gibi taraflar karıştırılmak suretiyle somut olayda mahkemece HMK 297. maddesine uygun bir gerekçe ile hükmün kurulduğundan söz edilemeyecektir.
Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durularak gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak menfi tespit davasının niteliğine uygun şekilde değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, tarafların istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2014/1075Esas, 2020/555Karar ve 22/10/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde yatıranlara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava taraflarınca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 08/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”