Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/229 E. 2022/928 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2021
ESAS-KARAR NO….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasındaki mevcut cari hesap ilişkisi nedeniyle cari hesap teminatını teşkil etmek üzere müvekkili tarafından davalıya 4 adet bono verildiğini, müvekkili …’nın ise kefil sıfatıyla bonoları imzaladığını, bono bedellerinin tamamının 30/05/2014 tarihinde davalının banka hesabına ödenmek suretiyle borcun kalmadığını, ancak davalı tarafından bedelsiz kalan senetlerin Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/17801 E. sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin takip konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacı tarafından müvekkilinin hesabına yapılan ödemenin davaya konu senetlerle bir ilgisi olmadığını, davacının müvekkiline halen borcu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların incelenen ticari defter ve belgelerine göre 2015 ve 2016 yıllarında taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, dava tarihi itibariyle davacının davalıya herhangi bir borç kaydının bulunmadığı, davaya konu olan 4 adet senedin davacı kayıtlarında yer almadığı, davacının senet bedellerine istinaden ödendiğini iddia ettiği, 31/05/2013 tarihli 25.000,00 TL’lik banka havalesinin davacı kayıtlarında yer aldığı, ancak ticari defter ve kayıtlarında ödemeye ilişkin kaydın yer almadığı, davalı tarafın 25.000,00 TL’lik banka havale ödemesinin başka bir borca dayalı olduğunu ispat etmekle mükellef olduğu, dosyaya davalı tarafından davacı ödemesinin takip konusu senetler dışındaki başka bir borçtan kaynaklandığına dair delil ibraz edilmediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davalı vekili tarafından;
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik araştırma ve incelemeye dayandığı, müvekkiline ait yevmiye defterinde dava konusu senetlerin kayıtlı olduğu, ödemeye dair dekontun açıklama kısmında malzeme bedeli ifadesinin yer aldığı, bu ödemenin adi hesap ilişkisi içerisinde yapıldığı hususunun açık olduğu, teminat senedi iddiasının usulüne uygun delillerle davacı yanca ispat edilmesi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak senedin teminat senedi niteliğinde olup olmadığı ve davacının bundan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, teminat senedi iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/17801 E. sayılı icra dosyasının incelenmesinden davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine 20/01/2013 tanzim 20/09/2013, 20/10/2013, 20/11/2013, 20/12/2013 vadeli, 5.000,00 er TL’lik bonolardan dolayı kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi yaptığı, bonoların kambiyo vasfında olduğu, bonolarda davacı şirketin keşideci, diğer davacının ise avalist davalının ise lehdar olduğu, bonolarda düzenlenme nedenine yer verilmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dosyaya 30/05/2014 işlem tarihli davalının Ziraat Bankasındaki hesabına yapılan 25.000,00 TL’lik ödemeye ilişkin dekonttan bir suret ibraz edilmiş olup, dekont fotokopisinin incelenmesinden “malzeme bedeli” açıklamasına yer verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece dosya kapsamında alınan 03/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların usulüne uygun tutulan ticari ve defter kayıtlarında dava tarihi itibariyle birbirlerine herhangi bir borç ve alacak bakiyesinin bulunmadığı, davaya konu olan toplam 20.000,00 TL’lik 4 adet senedin tarafların ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı, cari hesap ilişkisine istinaden düzenlenmediği kanaatinin oluştuğu, bu nedenle takip konusu yapılan toplam 20.000,00 TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde dava konusu senetlerin müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu ifade ederek itiraz dilekçesi ekine yevmiye defterinin bir örneğini eklediği görülmüştür. Mahkemece davalı yanın rapora itirazları üzerinde durulmaksızın karar verilmiştir.
Dairemizin 22.03.2021 tarih 2018/1241 E. 2021/436 K. sayılı kararı ile taraf teşkilinin sağlanması yanı sıra açıkça eksik araştırma ve inceleme ile hüküm tesis edildiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edildiği belirtilmiş olup takibe dayanak bononun herhangi bir ibare yer almaksızın düzenlendiği, davacı yanca teminat iddiası ile birlikte ödeme iddiasında bulunulduğu, davalının savunmaları ve kambiyo ilkeleri çerçevesinde ispat yükü belirlenerek hüküm tesis edilmesi gerektiği belirtilmesine karşın mahkemece kaldırma gerekçelerinin yerine getirilmediği ve karar başlığında vefat eden davacı mirasçılarının gösterilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2021/266Esas, 2021/935Karar ve 01/12/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde dava… İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”