Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/217 E. 2022/925 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2021
ESAS-KARAR NO ……
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasında “…” markasını kullanmak amacı ile franchising sözleşmesi yapıldığını, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile cezai şart alacağının doğduğunu, ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16463 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasındaki franchising sözleşmesinde cezai şarta ilişkin hüküm bulunmadığını, eğer sözleşmenin 3-g maddesi uyarınca tazminat talep edilmiş ise bu hususun açıklanmasının gerektiğini ve bu alacağın sözleşmenin başladığı 2017 yılından itibaren 2 yıl içinde talep edilmesinin gerektiğini, bu alacağın zamanaşımına uğradığını, fesih ihtarının sözleşmeye uygun olmadığını, davacının sözleşme süresince edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle itirazın haklı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmede ihtilaf durumunda Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağına ilişkin hüküm bulunmakta ise de icra dairelerinin yetkisine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı, bu durumda yetkili icra dairesinin İİK’nun 50 maddesi yollamasıyla HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, HMK’nun 6. maddesi uyarınca davalının ikametgahı ve HMK’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi yetkili olup dava konusu sözleşme her iki tarafa edim yüklediğinden TBK’nun 89/1 maddesinin uygulama alanı bulamayacağı, HMK’nun 6 ve 10. maddeleri uyarınca Rize İcra daireleri yetkili olduğu, davalı aleyhine yetkili icra dairesinde usulünce yapılmış bir takip bulunmadığından ve davalı icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Taraflar arasındaki sözleşmeden yetkili mahkemenin belirtildiği, davalı yanca mahkemenin yetkisine dair bir itirazının olmadığı, mahkemenin yetkisinin icra dairesinin yetkisini de kapsadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık yetkili icra dairesinin tespiti toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, franchising sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe kısmen itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Uyuşmazlık; taraflar arasında Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağına dair yapılan yetki sözleşmesinin, Ankara İcra Dairelerinin yetkisini de kapsayıp kapsamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında yapılmış yetki sözleşmesinde mahkemeden söz edilmişse bu ifadenin icra dairelerini de kapsayıp kapsamadığı doktrinde tartışmalı ise de Yargıtay genellikle, bu kayıtların icra dairesini de kapsadığını kabul etmektedir. Zira uyuşmazlığın çözümü için yapılan yetki sözleşmesi sadece mahkemeden karar alınmasını değil, karardan önce veya sonra başvurulacak cebrî icrayı da kapsar (Pekcanıtez/Atalay/ Sungurtekin Özkan/ Özekes; İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 2013 s.176).
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan sözleşmeden anlaşmazlık durumunda Ankara Ticaret Mahkemelerinin yetkili olacağı kabul edildiği, davacı tarafından sözleşmeye istinaden icra takibinin Ankara icra dairelerinde yapılmış olduğu, Ankara mahkemelerinin yetkili kılınmasının icra dairelerini de kapsamasına karşın mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir (Yagıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2014 tarih 2013/15-1021 E. 2014/424 K. sayılı kararı da aynı yöndedir).
Bu durumda, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2020/605Esas, 2021/308Karar ve 13/04/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde dava.cıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

…….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”