Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/211 E. 2023/177 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/211 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/177

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2021
ESAS-KARAR NO : 2020/721 E 2021/941 K

DAVACI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 20/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben düzenlediği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Eskişehir 5.İcra Müdürlüğünün 2018/7186 esas sayılı dosyasındaki borçlu dava dışı …. Şti.’nin işçisi iken işverenin telkinleri nedeniyle icra dairesine gittiğini ve evraklara alelacele imza attığını, ne için imza attığını anlamadığını, kendisine herhangi bir açıklama yapılmadığını, daha sonra icra kefaletinden kaynaklı tarafına ödeme emri gönderildiğini, iradesinin fesada uğratıldığını, müvekkilinin el yazısı ile yazılan kefalet tarihi, sorumlu olduğu azami miktar ve müteselsil kefil ifadesinin bulunmadığını, icra kefaletinin TBK 583.maddesinde yazılı şartları içermediğini, geçersiz olduğunu belirterek 02/08/2018 tarihli icra kefaletinin geçersizliğinin tespiti, icra takip dosyası nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı konuda icra hukuk mahkemesine de şikayet yoluna gittiğini, bu hususun derdestlik itirazı olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının tamamen kendi iradesi ile icra kefili olduğunu, davacının kefaletine dair metni kendi el yazısı ile “okudum, anladım, kabul ediyorum” yazarak imzaladığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/03/2020 Tarih, 2019/184 Esas, 2020/162 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 10/07/2020 Tarih 2020/618 Esas, 2020/863 Karar sayılı ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden kararın kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrasında görevli Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davacı icra kefaleti için icra müdürü tarafından tutulan tutanakta icra kefili olmak istediğini belirtmiş ise de kefil olarak yükümlülük altına girdiğine ilişkin kendi el yazısı ile bir ifadenin yazılmadığı, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın belirtilmediği, bu nedenle kefalet ilişkisinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, kötüniyet ispat edilemediğinden kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının icra müdürlüğüne bizzat gelerek icra kefili olduğuna dair metni “okudum, anladım, kabul ediyorum” yazarak imzalandığını, kefaletin gerçekleştiğini, baskı yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ödeme emrinin iptal edildiğini, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararına uyulmadığını, TTK hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, İİK 38.maddesi uyarınca icra kefaletinin müteselsil kefalet hükmünde olduğu ve ticari teselsülün kabul edilmesi gerekirken BK 583.maddesine göre kefaletin değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, icra takip dosyasındaki borca icra kefili olan davacının kefaletinin geçerli olup olmadığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davalı tarafından dava dışı borçlu aleyhine başlatılan icra takibi sırasında borca icra kefili olan davacının kefaletinin geçersizliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dayanak Eskişehir 5.İcra Müdürlüğünün 2018/7186 Esas sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesine göre, 31/07/2018 tarihinde alacaklı …. Şti. tarafından borçlu …. Şti. aleyhine cari hesaba dayalı toplam 51.334,18 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip kesinleştikten sonra davacı … ve alacaklı …. Şti. vekilinin icra müdürlüğüne gelerek icra kefaletine ilişkin icra müdürlüğü tarafından tutanak tutulduğu, tutanakta davacının imzası ile el yazısı ile “okudum, anladım, kabul ediyorum” şeklinde yazı bulunduğu görülmüştür.
Eskişehir 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 04/07/2019 Tarih, 2019/392 Esas, 2019/617 Karar sayılı dosyasının yapılan incelemesine göre, davacının icra kefaletinin geçersizliğine dayalı olarak icra emrinin iptali talebiyle şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline ve şikayetçinin icra kefili sıfatıyla yapmış olduğu işlemlerin iptaline karar verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
İİK’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Üçüncü kişilerin, icra dairesi önünde takip borçlusunun borcuna kısmen veya tamamen kefil olması, diğer bir ifade ile borcun ödenmesini kısmen veya tamamen üstlenmesi halinde icra kefaleti doğar. İcra kefaletleri, müteselsil kefalet hükmünde olup icra kefaletinin şekli hakkında ise, İcra ve İflas Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmadığından kefalet tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ndaki kefaletle ilgili hükümlerin düzenlendiği 581-603 maddelerinin göz önünde bulundurulması gerekir.
TBK’nın 583. maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.
Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz” hükmü bulunmaktadır.
Kefalet sözleşmelerinin geçerliliği için öngörülen bu şekil şartları icra kefaletleri hakkında da uygulanır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 583. maddesinde kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için aranan şartlar düzenlenmiş olup buna göre kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.
Somut olayda, icra kefaleti için icra müdürlüğünün tuttuğu tutanağa göre davacı icra kefili olmak istediğini belirtmiş ise de; kefil olarak yükümlülük altına girdiğine ilişkin kendi el yazısı ile yasada belirtilen ifadelerin yazılmadığı, davacının icra kefaletinin geçersiz olduğu, icra kefaletinin geçersiz olduğu iddiasının genel mahkemelerde tartışılması gereken bir husus olduğu, dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesi tarafından icra emrinin iptaline karar verildiği, davanın açılmasında hukuki yararın bulunduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.082,23 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.020,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.061,68 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 20/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”