Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/208 E. 2022/715 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ….

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2021
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı … … A.Ş.’den harici gayrimenkul satış sözleşmesi ile … … ofis kullanımlı bağımsız bölüm satın aldığını, ancak taşınmazın kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle ödediği satış bedelinin iadesi için Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7882 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ve takibin itirazsız kesinleştiğini, bunun üzerine davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, tarafların bir araya gelerek daha sonra 07/03/2020 ve 22/01/2021 tarihli sözleşmelerde borcun ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak borcun ödenmediğini, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların bir bütün olarak diğer davalı … … … A.Ş.’ye fiili birleşme anlamına gelecek şekilde devredildiğini ve devralan şirketin TTK 134 ve devam eden maddeleri ve TBK 202 maddesi gereğince borçtan sorumlu olduğunu ileri sürüp, Ankara 20. İcra müdürlüğünün 2018/7882 esas sayılı icra takibine konu borcun tamamından TTK 134 ve devamı maddeleri ile TBK’nın 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen külli halefiyet kuralları gereğince diğer davalı … … … A.Ş’nin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulüne / tespitine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … … A.Ş vekili, davacı yanın Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/7882 E. sayılı dosya ile … … şirketi ile …’a karşı icra takibine giriştiğini ve dosyada itiraz olmaması borcun kesinleştiğini belirttiğini, davacının müvekkili şirkete karşı giriştiği herhangi bir icra takibi yahut alacak davası mevcut olmadığını, alacak iddiasında bulunan davacının öncelikle alacağının olduğuna dair hak iddiasında bulunması gerektiğini, davanın görevsizlik sebebiyle reddi gerektiğini, söz konusu sözleşmede …… bloklarında sekizinci kattan sonraki katlarda, ofis kullanımlı bağımsız bölümlerden birinin satıldığı konusunda … … … (Satıcı) ile … (…) arasında anlaşmanın yapıldığının görüldüğünü, bahsi geçen satış için 350.000 TL ödendiği iddia edildiğini, davacı yanın sunduğu delillerden anlaşılmaktadır ki aslında böyle bir ödeme olmadığını, bir taraftan bakıldığında söz konusu taşınmazın bu kadar düşük bir bedele satılması imkansız olduğunu, diğer taraftan bakıldığında ise davacının söz konusu bedeli ödediğini ispat etmesi gerektiğini, davalı şirketler arasında fiili birleşmenin olduğunu ve külli halefiyet kuralları gereğince borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları yönünde iddiayı şiddetle reddettiklerini, … … şirketinin kuruluş tarihi 03.10.2012 tarihi olduğunu, müvekkillerinin … … … şirketinin kuruluş tarihi ise 11.01.2016 tarihi olduğunu, şirketlerin kurucularının aynı olması şirketler arasında organik bağ olduğu anlamına gelemeyeceğini, … … şirketine ile ilgili 22.01.2021 tarihli … … Gazetesine bakıldığında, şirketin %50 hissesinin … … … … … … A.Ş’ye ait olup, diğer %50 hissesinin de … … … San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait olduğu görüleceğini, davalı şirketler arasında herhangi bir borçtan kurtulmak için muvazaalı sayılacak bir işlem olmadığı gibi, davacının alacağını almasını engelleme amacıyla fikir ve işbirliği içinde olmadıklarını, davacı tarafın dava dosyasına delil olarak sunduğu 07.03.2020 ve 22.01.2021 tarihli sözleşmeler incelendiğinde, davacı Av. …’in de alacağı dahil edilmek üzere bir kısım alacaklar için ek anlaşma yapıldığının görüleceğini, bahsi geçen sözleşmelerde müvekkili şirketin hiçbir dahli olmadığı gibi herhangi bir kaşe-imzasının da olmadığını belirtip davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … … …A.Ş vekili, usul yönünden davada taraf teşkilinin sağlanmadığının davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, takip borçlusu … adına kayıtlı 35 adet taşınmaz üzerinde haciz bulunduğunu, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, icra dosyası borcundan bir başkasını sorumlu tutabilmesi için icra kefaleti borcunun akdi sözleşmesi rehin açığı belgesi muvakkat haciz veya kesin haciz belgesi gibi belgelerin alınması gerektiğini, Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2018/7882 esas sayılı dosyasından muvakkat haciz veya kesin haciz belgesinin düzenlenmediğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, dava dilekçesi içeriğine göre, davanın amacı, davacının tahsil edemediği alacaktan diğer davalının sorumlu tutulması olduğu, davacının dava açmaktaki amacına, sonuç olarak ancak eda davasıyla ulaşabileceği, mahkemece verilecek tespit hükmünün davacıyı nihai amacına ulaştırmayacağı yani alacağın tahsilini sağlamayacağı, tespit hükmünün icraya konulamayacağı, tespit kararından sonra tekrar eda davasının açılması gerektiği, bu nedenle davacının eda davası açma imkanı varken tespit davası açmasında hukuki yararın bulunmadığı gerekçesi ile;
-Davanın HMK 114/1 h ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu (hukuki yarar) nedeniyle usulden REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından;
Dava dilekçesindeki iddialar tekrarlanarak davalı yüklenici şirket adına kayıtlı bütün taşınmazların diğer davalı şirkete devir edilmesinin her iki şirketin “fiili birleşmesi” anlamına gelmesi nedeniyle, taşınmazları devralan davalı şirketin TTK.134 ve devamı maddeleri ile TBK’nun 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen “küllü halefiyet” kuralları gereğince Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/7882 E. sayılı icra takibine konu borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, tarafından açılan davada sadece tespit kararı verilmesi istenmemiş, aynı zamanda eda hükmüne de karar verilmesinin istendiği, istem konusu ve sonuç incelendiğinde görüleceği üzere, taşınmazları devir alan diğer davalı şirketin TTK.134 ve devamı maddeleri ile TBK’nun 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen “küllü halefiyet” kuralları gereğince Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2018/7882 E. sayılı icra takibine konu borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğuna karar verilmesinin istendiği, takibe konu 535.301,32 TL tutarındaki alacak üzerinden de nispi harç yatırıldığı, bu istemin sadece tespit hükmü verilmesini içermediği, aynı zamanda eda hükmünün verilmesini de kapsadığı bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının talebinin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı … … A.Ş.’den harici gayrimenkul satış sözleşmesi ile … … ofis kullanımlı bağımsız bölüm satın aldığını, ancak taşınmazın kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle ödediği satış bedelinin iadesi için Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7882 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını ve takibin itirazsız kesinleştiğini, bunun üzerine davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, tarafların bir araya gelerek daha sonra 07/03/2020 ve 22/01/2021 tarihli sözleşmelerde borcun ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak borcun ödenmediğini, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların bir bütün olarak diğer davalı … … … A.Ş.’ye fiili birleşme anlamına gelecek şekilde devredildiğini belirterek, Ankara 20. İcra müdürlüğünün 2018/7882 esas sayılı icra takibine konu borcun tamamından TTK 134 ve devamı maddeleri ile TBK’nın 202 ve devamı maddelerinde düzenlenen külli halefiyet kuralları gereğince diğer davalı … … … A.Ş’nin de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulüne/ tespitine karar verilmesini istemiştir.
Görüldüğü üzere davacı yan dava dilekçesinde dava değerini 535.301,32TL göstermiş bu tutar üzerinden peşin harç yatırmışsa da dava dilekçesi içeriğinde ve talep sonucunda bildirilen bu tutara yönelik bir alacak tahsili istemi bulunmamakta olup talebi davalıların borçtan müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü/tespiti şeklindedir. Bu nedenle dava dilekçesi içeriğinin eda davası içerdiği söylenemez.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davacının eda davası açma imkanı varken tespit davası açmasında hukuki yararın bulunmadığının anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 23/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”