Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/203 E. 2022/901 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/203 – 2022/901

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/203 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2022/901
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2021
ESAS-KARAR NO : 2021/432 E 2021/712 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalı tarafından davacı ve dava dışı borçlu … aleyhine 20/04/2018 tanzim ve 10/05/2018 vade tarihli 12.000,00TL, 20/04/2018 tanzim ve 15/05/2018 vade tarihli 8.000,00 TL miktarlı senetlere dayanılarak toplamda 20.773,42 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara 5. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/6856 Esas sayılı takip dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin başlatıldığını, davacı tarafından yasal süresi içerisinde Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2018/507 Esas sayılı dosyasıyla 12/06/2018 tarihinde borca itiraz edildiğini, aleyhinde başlatılan icra takibi haksız olmasına rağmen 20.06.2018 tarihinde Ankara 5. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/6856 sayılı dosyasına istinaden 18.000,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını ve ödeme neticesinde kendisine icra dosyasında görülen davalı vekili tarafından para makbuzu verildiğini, bu süreçten sonra Ankara 2. İcra Mahkemesi’ ne icra dosyasının gönderilmesinin akabinde 21.06.2018 tarihli tensip tutanağı ile davacı yönünden icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, takip konusu bonolarda davacının ciranta olduğunu, takip konusu bonoların hamil tarafından protesto edilmediği anlaşıldığından Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından davacı bakımından takibin iptaline karar verildiğini ve 25.09.2018 tarihinde kararın kesinleştiğini, davacının söz konusu icra müdürlüğünden, verilen takibin iptali kararını dayanak göstererek davalı vekiline ödemiş olduğu paranın iadesi için muhtıra çıkarılması talebinde bulunduğunu; tebligat üzerine davalı vekili icra dosyasına paranın iadesi yönünde herhangi bir mahkeme kararı olmadığından iade talebini reddettiğini, davacının iade talebinin davalı tarafından bu şekilde kabul görmemesi üzerine davacının, ödemiş olduğu 18.000,00 TL’ nin tahsili amacıyla Ankara 31. İcra Dairesi’ nin 2019/827 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, işbu icra takibine 21.01.2019 tarihinde davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edilmesi üzerine takip durduğundan itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, hak düşürücü 1 yıllık sürenin geçtiğini, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, davacı tarafından 04/02/2019 tarihinde Ankara 22. Asliye Hukuk mahkemesin’de itirazın iptali davası açıldığı, davanın görev yönüyle reddedildiği, davacının kararı istinafı üzerine Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin davacının istinaf talebini reddettiği, dosyanın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilerek yapılan yargılamada 2019/754 Es. 2019/1236 K. 26/12/2019 Tarihli kararı ile dava şartı arabuluculuk yolu tüketilmeksizin dava açılmış olması sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiği, sonrasında bu davanın 16.07.2021 tarihinde açıldığı, dava konusu takipte itirazın varlığının açılan itirazın iptaline ilişkin dava tarihinde en geç öğrenilmiş olduğunun kabulünün gerektiği, nitekim haberi olmadığı bir itiraz hakkında itirazın iptali davasının açılmasının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olacağının açık olduğu , Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret mahkemelerinde yapılan yargılama süreleri, pandemi sebebiyle duran süreler ve arabuluculuk görüşmelerinde geçen süre dahi dikkate alınsa 1yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu görülmekle HMK 114 ve 115. maddeleri gereği davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği belirtilerek davanın özel dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından; İtirazın iptali davası açmak üzere belirlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı, itirazın alacaklıya veya vekiline tebliğinin olacağı açık ve yoruma kapalı bir şekilde düzenlendiği, itirazın iptali davası açmak için 1 yıllık hak düşürücü sürenin itirazın alacaklıya veya vekiline tebliği ile başlaması gerektiği, tebliğ edilmediği bildirilerek kararın kaldırılması istenilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
İtirazın iptali davasının hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı, sürenin öğrenme ile mi tebliğ ile mi başlayacağı hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senedine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2019/827 Esas sayılı dosyasındaki takip talebinde; … tarafından … aleyhine 16.01.2019 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin 18.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, … tarafından 21.01.2019 tarihinde itiraz edildiği, 01.02.2019 tarihinde takibin durdurulduğu, eldeki davanın 16.07.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) “İtirazın hükümden düşürülmesi” ana başlıklı “İtirazın iptali” alt başlıklı 67. maddesinde; “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
İtirazın iptali davası açılmasındaki 1 yıllık hak düşürücü süre madde metninden de anlaşıldığı üzere öğrenme ile değil itirazın tebliği tarihinden itibaren başlar.
Bu nedenle istinaf incelemesi sırasında itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilip edilmediği hususu ilgili icra dairesinden sorulması üzerine, icra müdürlüğünce takibe itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği bildirilmiştir.
Öyle ise mahkemece itirazın iptali davasının süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gereklidir.
Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/432 Esas, 2021/712 Karar ve 06/12/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 27/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”