Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/2014 E. 2023/113 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/2014 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/113

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : …. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/178 E 2022/461 K

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin ticari işletmesinde kullanmak üzere ve ticari amaçla davalıdan … marka transit kamyonet aldığını, aracın “sıfır ve hatasız” denilerek müvekkiline teslim edildiğini, ancak iki farklı ekspertizden alınan raporlardan aracın tavanının değiştiğinin tespit edildiğini, davalının aracı ayıpsız bir benzeriyle değiştirdiğini, fakat müvekkilinin bu süreçte ayıp nedeniyle uğradığı zararı gidermediğini, masrafların tazmini Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2021/19076 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan takibe davalı yanın haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davaya konu aracın davacı müşteriye eksiksiz ve sorunsuz olarak teslim edildiğini, bir süre sonra davacının aracın ayıplı olduğu gerekçesiyle iade etmek istediğini, müvekkilinin müşteri memnuniyeti çerçevesinde aracın değiştirilmesinin teklif edildiğini, yine mağdur olmaması için davacıya iadesi istenen aracı bu süreçte kullanabileceğinin bildirildiğini, davacının kabulü ile bu hususta “Tahhütname” düzenlendiğini, ancak sebebini anlayamadıkları şekilde davacının aracı müvekkil firmadan teslim almadan gittiğini, yeni sıfır km araç geldiğinde taraflarca “Sulh ve Feragat Protokolü” imzalandığını ve akabinde yeni aracın davacıya devredildiğini, davacının düzenlenen protokolle müvekkilini ibra ettiğini, protokolün imzalanmasından çok önce aracın değiştirilebileceğini ve geçici olarak diğer aracı kullanabileceğinin davacıya bildirildiğini, buna rağmen zarara uğranılmasına yol açanın davacının kendisi olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacı tarafından ibra sözleşmesinin irade bozukluğu hali ile imzalandığı iddia edilmediği gibi davacı tarafından zarar kalemi olarak sunulan belgelerdeki tarihlerin ibra sözleşmesinden önce olduğu, her ne kadar davacı tarafından TBK’nın 221.maddesine dayanılmış olsa da bu maddenin ancak “satım sözleşmesinin kurulumunda ve ayıbın ortaya çıkmasından önce kararlaştırılması” halinde uygulanabileceği, eldeki davada davalının “ayıbın ortaya çıkmasından sonra” 18/12/2021 tarihli Sulh ve Feragat Protokolü ile ibra edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davacı vekili;
İlk derece mahkemesi tarafından davacının aracı değiştirmek için zorlandığı iddialarının değerlendirilmediğini, davalının en başta hatasını kabul etmeyip aracı değiştirmeyeceğini söylediğini, davacı uzun süre bekletildikten sonra aranarak aracın değiştirileceğinin ancak sözleşme imzalaması gerektiğinin söylendiğini, müvekkilinin davalı karşısında zayıf konumda olduğunu ve sözleşmenin genel işlem şartı niteliğinde olduğunu, davacının ticari hayatının sekteye uğramaması için sözleşmeyi imzaladığından bunun TBK’nın 37. maddesine göre “korkutma” kapsamında olduğunu, zira karşı tarafın aracı değiştirmeyeceği yönündeki tehdidi ile müvekkilinin iradesini sakatladığını, ayıplı aracın arıza nedeniyle neredeyse hiç kullanılamadığını, protokolün yeni aracın satışından hemen önce eski araca ilişkin sözleşmenin ortadan kaldırılmasıyla yapıldığını bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu aracın ayıplı çıkmasından sonra fakat seçimlik hakkın kullanılmasından önce imzalanan ve “alıcının talep ve dava haklarını kullanmayacağı”na yönelik sözleşmenin geçerli olup olmadığı ve değişime kadar uğranılan zarardan satıcının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satıcının ayıptan sorumluluğuna dayanan zararın tazmini için başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı ancak kamu düzenine ilişkin nedenler re’sen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2021/19076 E.sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 18.685,37 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 19.273,96 TL bedelli ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin 06/01/2022 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edildiği, itirazın ve itirazın iptali davasının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu sulh ve feragat protokolü incelendiğinde; “müşteri…şasi numaralı aracı, araç iade işlemleri ve şikayet konusu talepleriyle ilgili olarak … … ya da onun diğer yetkili satıcı/ servisleri aleyhine bir dava açamayacağını, tazminat talebinde bulunamayacağını, açılmış dava/ her türlü takiplerden feragat ettiğini, … … ve diğer yetkili servis- bayilerini ibra ettiğini beyan ve kabul eder.” şekilinde kayıt bulunduğu, buna karşılık “… … AŞ. müşteriye, işbu protokoldeki yükümlülükleri yerine getirmesi şartıyla yeni aracı teslim edeceğini kabul ve taahhüt etmiştir” şeklinde kayıt bulunduğu ve sözleşmenin taraflarca 18/12/2021 tarihinde imzalandığı görülmüştür. Davacı taraf 2.dilekçesinde; “ayıplı aracın değiştirilmesi için bahse konu protokolün imzalanmasının zorunlu tutulduğunu, aksi halde değişim yapılmayacağının söylendiğini” iddia etmiştir. Buna karşılık davalı taraf; protokolün imzalanmasından çok önce aracın değiştirilebileceği ve geçici olarak diğer aracı kullanabileceğinin davacıya bildirildiğini, davacının tacir olması sebebiyle basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğü altında olduğundan protokolün geçerli olduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 14/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”