Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/2012 E. 2023/682 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/2012 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/682

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR. … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/292 E – 2022/492 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; Davacı ile davalı arasında lokanta işletmesinin devrini konu alan sözleşme imzalandığını, ancak davalının üzerine düşen edimi yerine getirmeyerek sözleşmeyi feshettiğini, haksız yere 30.000TL kazanç sağlandığını, sözleşmenin feshi nedeniyle yapılan ödemenin iadesi için girişilen icra takibine davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; işletmenin demirbaşlarla birlikte davacıya devredildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak fesih edildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davanın tarafları arasında “…” isimli iş yerinin devrini konu alan 03/08/2017 ve 04/08/2017 tarihli sözleşmeler imzalandığı, bu sözleşmelerin her ikisi de tarafların imzalarını taşımakta olup, 04/08/2017 tarihli sözleşmede iş yeri devir bedeli 30.000,00TL olarak belirlenmiş ve ödemelerin her biri 7.500,00TL bedelli olarak düzenlenip teslim alınan bonolar ile ödeneceği kararlaştırıldığı, 03/08/2017 tarihli sözleşmede ise, devir bedeli toplam 60.000,00TL olarak belirlendiği, 30.000,00TL’ nin nakit olarak ödendiği, kalan 30.000,00TL için ise her biri 7.500,00TL olan bonolar verilerek ödeneceğinin kararlaştırıldığı, işletmenin davacıya devir edildiği ve 03/08/2017 tarihli olup, her iki tarafın imzasını taşıyan sözleşmeye göre de 30.000,00TL nakit ödemenin davacı tarafından davalıya yapıldığı, davalı kalan 30.000,00 TL ile ilgili her biri 7.500,00 TL olan bonoların ödenmediğini söylemekte iken, davacı ise lokantanın işletilmesine ilişkin sözleşmenin fesih edildiği, bu nedenle icra takibine konu ettikleri ve sözleşmenin imzalanması ile birlikte davalıya nakit olarak verdikleri 30.000,00 TL’nin iadesini talep ettiği, uyuşmazlık bu konudan kaynaklandığı için sözleşme bedelinin sadece iadesi istenilen 30.000,00TL mi olduğu, bunun dışında dört adet bono bedelinin de devir bedeline dahil olup olmadığı ayrıca tartışılmadığı, davalıya ait lokanta olarak kullanılan işletmenin davacıya devir ve teslim edildiği, davacının sözleşmeyi fesih ediyor ise işletmeyi teslim aldığı şekli ile davalıya iade etmek zorunda olduğu, tanık anlatımı ve dosya kapsamına göre lokantayı bir süre işleten davacı beklediği geliri elde edemediği için iş yerini teslim aldığı şekli ile davalıya iade ve teslim etmesi gerekir iken, iş yerinin davalıya teslimi gerçekleşmeden terk edip, saldırılara açık şekilde bırakması sonrası camlar ve içerisindeki eşyanın tahrip edildiği, bu tahribata davacının kusurlu davranışlarının neden olduğu, yine davacının beklediği geliri elde edememesinden davalının sorumlu olamayacağı, devir almadan önce iş yerinin beklenilen faydayı sağlayıp sağlamayacağının davacı tarafından araştırılıp, daha sonra devir alınması gerektiği, davalıdan kaynaklanan hiç bir haksız davranış olmadığı halde, davacının iş yerinin harap olmasına neden olduğu, sözleşmenin sonlandırılmasının tamamen davacının haksız hareketlerinden kaynaklandığı, bu durumda davacının devir bedeli olarak davalıya ödediği 30.000,00 TL’nin iadesin talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; müvekkili tarafından yapılan peşin ödemenin davalının kabulünde olmasına rağmen mahkemece delillerin yanlış değerlendirilerek eksik inceleme ve araştırma ile karar verdiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; işletmenin devrine ilişkin sözleşmenin feshi nedeniyle davacı tarafın dan yapılan ödemenin iadesinin gerekip gerekmediği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında lokanta olarak kullanılan işletmenin davacıya devri sonrası davalının yükümlülüklerini yerine getirmeyip, davacı ödemesi olan 30.000,00TL zenginleştiği iddiası ile bu miktarın davalıdan tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle davacının devre konu işletmeyi terk ederek sözleşmenin sona ermesine yol açtığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 08/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”