Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/2009 E. 2023/1494 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2009 – 2023/1494

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/2009 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/1494

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/283 E – 2022/682 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 07/11/2023
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalının paylı mülkiyetinde olan bir taşınmazın dava dışı 3. bir şirkete ipotek olarak verildiğini,davalının ise bu ipotek nedeniyle ipotek alacaklısının taşınmazı satması gibi bir durum ortaya çıkması halinde zararının teminatı olarak bu bonoyu aldığını bu nedenle müvekkilinin keşidecisi, davalı şirketin ise lehtarı olduğu, 30.06.2016 tanzim ve 31.12.2017 vade tarihli, 4.000.000,00TL tutarlı bir bononun teminat olarak verildiğini, bu durumun taraflar arasında düzenlenen 30.06.2016 aynı tarihli protokol hükümlerinden de anlaşıldığını, sözkonusu bononun ciro ve devir edilemez kaydı içerdiğini, ipotek alacaklısının taşınmazı sattırması halinde doğacak zararın teminatı olarak senedin düzenlendiğini, riskin gerçekleşmemesi halinde ise bononun iade edileceğinin kararlaştırıldığını, temel alacağın henüz muaccel olmadığını, davalının doğmamış bu alacağı talep etmesinin mümkün olmadığını, bononun bedelsiz olduğunu ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davaya konu edilen bononun teminat senedi olmadığını, bu hususta her hangi bir kayıt taşımadığını, davacının protokol hükmü uyarınca en kısa sürede ipoteğin kaldırılmasını taahhüt etmesine karşın ipoteğin halen devam ettiğini, müvekkilinin yapacağı işlerde ipotek olarak gösteremediğini, Eskişehir 4. İcra Dairesinin 2017/608 takip sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girişildiğini, müvekkilinin davacının sözleşmeye aykırılıkları nedeni ile icralık olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece verilen ilk kararda; taraflar arasında protokol ve senet düzenlenmiş olup, davacının protokoldeki edimlerinin teminatı olarak söz konusu senedin davacı tarafından davalıya verildiği, taraflar arasında yapılan protokolde en kısa sürede ipoteğin kaldırılacağı belirtilip 31/12/2017 vade tarihli bono düzenlenmesi 31/12/2017 tarihine kadar ipoteği kaldırma yükümlülüğünü davacıya yüklediğinden ve halende söz konusu taşınmaz üzerindeki davalı payı üzerindeki ipoteğin de davacı tarafından kaldırılması sağlanmadığından şu aşamada söz konusu senetten dolayı davacının borçsuzluğuna karar vermek mümkün görülmediğinden davacının haksız davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı yanın istinafı üzerine Dairece; “…Taraflar arasında 30.06.2016 tarihli “Protokol ve Hesap Mutabakatı” başlıklı bir sözleşme akdedildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Anılan protokolün 2. Maddesinde davacı ve davalının her birinin 1/2 mülkiyetinde olan taşınmazın davalının 1/2 hissesini de kapsayacak biçimde davacının dava dışı bir şirkete olan borcundan ötürü ipotek tesis edilmesi hususunda anlaşmaya vardıkları, ipoteğin en kısa sürede kaldırılacağı ve davacı yanca davalıya 31.12.2017 vade tarihli 4.000.000,00.-TL tutarında bir bononun davalıya verileceği, ipoteğin kaldırılması üzerine sözkonusu bononun davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen 30.06.2016 tarihli protokolün 2. maddesinin değerlendirilmesinden davaya konu edilen bononun teminat olarak davalıya verildiği anlaşılmakta olup bu anlamda ilk derece mahkemesince de bu yönde değerlendirme yapılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bununla birlikte protokol hükmü uyarınca “en kısa sürede ipoteğin kaldırılacağının” kararlaştırılması ve davaya konu edilen bonoda vade olarak 31.12.2017 tarihinin belirlenmesi dikkate alınarak, bu tarihe kadar ve halen sözkonusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmaması nedeni ile davacının senetten ötürü borçsuzluğuna karar verilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir, zira davaya konu edilen bononun taraflar arasında akdedilen protokol hükmü uyarınca teminat senedi olarak düzenlendiği anlaşıldığına göre ve bononun vade tarihi olan 31.12.2017 tarihi itibariyle davalının 1/2 hissesine sahip olduğu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmamış olması yanında davacının dava dışı alacaklısı tarafından sözkonusu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe giriştiği Eskişehir 4. İcra Dairesinin 2017/608 takip sayılı dosyasının incelenmesinden de anlaşılmaktadır.
Davaya konu bononun davalının maliki olduğu 1/2 hissesi üzerine konulan ipoteğin teminatı olarak verildiği de gözetilerek Eskişehir 4. İcra Dairesinin 2017/608 takip sayılı dosyasında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip nedeni ile satışının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise satış nedeni ile davalının uğramış olduğu zararın tutarının belirlenmesi ile bono bedeline göre davacının davalıya borçlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiği…” belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece istinaf kararı üzerine; Eskişehir 4. İcra Dairesi’nin 24/05/2022 tarihli yazı cevabından, 2017/608 takip sayılı dosyada ipotekli taşınmazın satışının yapılmadığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine dosyanın 17/03/2022 tarihinde vazgeçme (feragat) olarak kapatıldığı, Tepebaşı Tapu Müdürlüğü 27/05/2022 tarihli yazı cevabı ile, taşınmaz üzerindeki ipoteğin devam ettiğinin belirtildiği, taraflar arasında yapılan 30/06/2016 tarihli protokol ve hesap mutabakatı başlıklı sözleşme, davaya konu bono, icra dosyası, tapu kaydı, ipotek belgesi, Tapu ve İcra Müdürlükleri yazı cevabı, mahkememiz 2017/791 esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 30.06.2016 tarihli “Protokol ve Hesap Mutabakatı” başlıklı bir sözleşme akdedilmiş olup, protokolün 2. maddesinde davacı ve davalının her birinin 1/2 mülkiyetinde olan taşınmazın davalının 1/2 hissesini de kapsayacak biçimde davacının dava dışı bir şirkete olan borcundan ötürü ipotek tesis edilmesi hususunda anlaşmaya vardıkları, ipoteğin en kısa sürede kaldırılacağı ve davacı yanca davalıya 31.12.2017 vade tarihli 4.000.000,00.-TL tutarında bir bononun davalıya verileceği, ipoteğin kaldırılması üzerine sözkonusu bononun davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, buna göre davaya konu edilen bononun teminat olarak davalıya verildiği, her ne kadar protokol ile en kısa sürede ipoteğin kaldırılacağı hususu kararlaştırılmış ise de, davaya konu edilen bononun taraflar arasında akdedilen protokol hükmü uyarınca davalının maliki olduğu 1/2 hissesi üzerine konulan ipoteğin teminatı olarak verildiği de gözetilerek Eskişehir 4. İcra Dairesi’nin 2017/608 takip sayılı dosyasında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip nedeni ile satışının gerçekleşmediği, bu nedenle davalının herhangi bir zarara uğramadığı, ayrıca mahkememizin 2016/1154 esas sayılı dosyası ile birleşen 2017/791 esas sayılı dosyada da Eskişehir 4. İcra Dairesi’nin 2017/608 takip sayılı dosyasına ilişkin itirazın iptali davasının da feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, aynı zamanda icra dosyasının da alacaklı tarafın feragati nedeniyle kapatıldığı, bu haliyle davalının 1/2 hisse ile maliki olduğu taşınmazın ipotekten kaynaklı satışının yapılmaması ve bu kapsamda davalı tarafın zarara uğramaması nedeniyle davacının davalıya dava konusu teminat senedinden kaynaklı borçlu olmadığı anlaşılmakla, sübut bulan davanın kabulü ile davacının, davalı tarafa keşidecisi davacı olan 30/06/2016 tanzim ve 31/12/2017 vade tarihli 4.000.000,00 TL tutarlı teminat senedinden kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından; Davacı ve davalı kurdukları ortaklıkta anlaşamadığı ve dosyada da mübrez olan protokol ve hisse devir sözleşmeleri çerçevesinde ortaklığın sonlandırıldığı, buna göre 30.06.2016 tarihli bu protokolde davacı tarafın bahse konu ipoteği en kısa sürede kaldıracağını, buna bağlı olarak da 31.12.2017 tarihli senedi verdiğini çok açık ve net kabul ve beyan ettiği, bu esnada da … firması işletmeyi devraldığı, sonrasında da davacı …’nun firmayı kendilerine satarken zarara uğratacak şekilde sattığı iddiası ile fazladan ödedikleri paralar yönünden ipotekleri paraya çevirmek için icra takibi başlattığı, Müvekkili firmaya ait taşınmaz da sahiplerinin hiçbir hukuki ya da fiili bağı, ilgisi ya da menfaati olmayan bir çerçevede, sırf eski ortağının hatırına binaen yapılan bir işlem nedeniyle icradan satılma durumu ile karşı karşıya kaldığı, bu noktada davalı müvekkili tarafın davacıya bu işi çözmesini, taahhüt ettiği şekilde diğer tarafa bu ipoteğin yerine başka ipotek ya da teminat vererek kendilerini bu işten kurtarmasını yazılı ve sözlü defalarca talep ettiği, ancak bu talebin karar tarihi itibarı ile dahi yerine getirilmediği, ipoteklerin kaldırılmadığı, davanın reddi gerektiği bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davaya konu senetten dolayı davacının sorumluluğunun değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
30.06.2016 tarihli Protokol ve Hesap Mutabakatı başlıklı belgenin incelenmesinde;
“… ile … Arasında düzenlendiği … ve … arasında ticariye ilişki kapsamında halihazırda …’nın …’ndan toplam 6.625 000 (yazı ile sekiz milyon lira yazılmıştır)Alacağı bulunmaktadır. Bu alacak dışında ayrıca aşağıda belirtilen taşınmazların devri sağlanacaktır taraflar bu alacak tutarının aşağıda gösterilen şekilde ödenmesi hususunda mutabakata varmıştır.
1. … … lehine keşide ettiği 20.09.2016 tarihli emre muharrer senet ile 625.000 TL tutarında ödemeyi yapacaktır.
ll.Bakiye tutar olan 6 milyon TL’nin 1 milyon TL kısmı 25.01.2017 tarihli emre muharrer senet 2 milyon TL kısmı 25.07.2017 tarihli emre muharrer senet 1 milyon TL kısmı 05.02.2018 tarihli emre muharrer senet ve 2 milyon TL kısmı 30.06.2018 tarihli emre muharrer senet ile …’ya ödenecektir.
lll.Taşınmaz devirleri düzenlenmiş; 2. maddede …’nun talebi ve taraflar arasındaki iyi niyet ilişkisi çerçevesinde 1/2 hissesine … Sanayi Anonim Şirketi maliki olduğu ve … parsel altında kayıtlı bulunan tarla nitelikli taşınmazın tam hissesi üzerinde … lehine 25.01.2016 tarihinde 5.625.000,0TL ipotek tesis edilmiştir İpoteğin tesis nedeni …’nun ipotek alacaklısı ile olan ticari münasebetleri olup … bahsi geçen ipoteği en kısa sürede kaldırılmasını sağlayacaktır. 31.12.2017 vade tarihli 4 milyon TL tutarında kambiyo senedini … Sanayi ve Ticaret Anonim şirketine verecektir … iş bu hükme konusu ipoteğin kaldırılmasını temin ettiği takdirde … Anonim Şirketi 4 milyon TL tutarlı kambiyo senedini iade edecektir.” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyaya sunulan “kambiyo senedi” başlıklı belgenin incelenmesinde; “İşbu Emre muharrer senedin karşılığında 31.12.2017 tarihinde … Sanayi Anonim Şirketi yahut emri havalesine yukarıda yazılı yalnız 4 milyon Türk Lirası ödeyeceğim. Bedeli nakten ahzolunmuştur.” İş bu senet 30.06.2016 tarihinde Eskişehir’de tanzim edilmiş olup ihtilaf halinde Eskişehir merkez mahkemelerinin yetkisini taraflar kabul etmiştir… İş bu senet 3. şahıslara ciro devir ve temlik edilemez, Ancak muhatap tarafından tahsil edilebilir. Ödeyecek keşideci ….” yazıldığı görülmüştür.
Davalı … Anonim Şirketi tarafından davacı …’na hitaben 26.12.2017 tarihli ihtarname düzenlendiği, 30.06.2016 düzenleme tarihli 31.12.2017 vadeli 4.000.000,0TL bedelli düzenlenip kendisine teslim edildiğini yerine getirmelerine rağmen senet ile belirlenen edimleri karşı tarafın yerine getirmediğini belirterek senedin ödenmesi bildirilmiştir.
… parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının incelenmesind;e … Anonim Şirketi(16.08.2013) ve … Şirketi (18.01.2016)adına 1/2’şer payla kayıtlı olduğu,… ad adına 5.625.000TL bedelle 25.01.2016 tarihinde … ve … Şirketi borçlu gösterilerek ipotek kaydı olduğu görülmüştür .
25.01.2016 tarihli Resmi Akit tablosunun incelenmesinde de … parselin 1/2 hissesi … Anonim Şirketi 1/2 ise … Şirket adına kayıtlı iken … Şirketi adına … vekaleten ve diğer şirket adına da … vekaleten 29 11 2015 tarihinde … ve … arasında düzenlenen hisse devir sözleşmesi hükümlerine istinaden doğan ve doğacak bütün alacaklar için 5.625.000 TL bedel karşılığında müşterek borçlu ve müteselsilen … lehine birinci derecede faizsiz ve 31.12.2019 süre ile ipotek tesis ettiklerini ipotek alacaklısı … adına … temsilen ipoteği kabul etmiştir.
Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2017/608 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçluların …, …. A.Ş ve … San ve Tic. A.Ş olduğu, alacak miktarının 5.625.000,00 TL olduğu ve buna dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf da 05.12.2018 günlü duruşmada davaya konu senedin 30.06.2016 tarihli protokol kapsamında düzenlendiğini kabul ettiklerini bildirmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen ilk kararın Dairece kaldırılması sonrasında sunulan 16.03.2022 tarihli dilekçe ile Eskişehir 4. İcra Müdürlüğünün 2017/608 Esas sayılı dosyasından feragat edildiği ve İİK 150/c şerhinin kaldırılması için alacaklı … tarafından dilekçe verildiği görülmüştür.
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/ 1154 esas, 2021/ 802 karar sayılı ilamı da sunulmuş olup dava dışı … Şirketinin davacı, …, …, … Şirketinin davalı olduğu birleşen davaların da bulunduğu satıştan kaynaklı alacak isteminde bulunulduğu davaların feragat nedeniyle 15.09.2021 tarihinde reddedildiği görülmüştür .
Taşınmazın güncel tapu kaydının incelenmesinde;… parsel sayılı taşınmazın … AŞ 1/2 payı 16.08.2013 te; … Konut İnşaat 1/2 payı 18.01.2016 tarihinde adlarına tescil edildiği; … adına 25.01.2016 tarihinde konulan ipoteğin 27.10.2022 tarihinde terkin edildiği şerhinin yazılı olduğu son kayıtta ipotek şerhinin bulunmadığı görülmüştür.

Buna göre Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davaya konu senedin ipoteğin teminatı olarak verilmesine ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipten feragat edilmesine ve ipoteğin kayden de kaldırıldığının anlaşılmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 273.240,00-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 68.310,00TL harcın mahsubu ile bakiye 204.930,00TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 07/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Üye
¸e-imza

Katip
¸e-imza

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”