Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/2007 E. 2023/290 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/2007 – 2023/290

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/2007 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/290 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020
ESAS NO : 2017/881 E 2020/40 K

DAVACI
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketten 01/07/2017 tarihinde 110.595,16 TL bedelle sıfır km araç satın aldığını, araç seyir halindeyken en küçük tümsekte bile şiddetli sarsıntı, büyük bir ses hissedildiğini ve aracın ön ve arka koltuğunda vuruntu meydana geldiğini, araçtaki ayıbın davalı şirkete bildirildiğini, ancak ayıbın kabul edilmediğini, Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi dosyası üzerinde alınan bilirkişi raporunda aracın elektronik süspansiyon sisteminin beklenen konforu sağlamadığına kanaat getirildiğini, araç üzerinde ayrıntılı inceleme talep edildiği halde mahkeme tarafından yetki verilmediği için yeni bir başvuru ile Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesi dosyası üzerinden tespit yaptırıldığını, düzenlenen bilirkişi raporunda aracın muhtemelen 4 tekerinden de rahatsız edici ses, uğultu ve vuruntu olduğu ve bu problemlerin üretimden kaynaklı olduğu yönünde kanaat bildirildiğini belirterek aracın ayıplı olması nedeniyle misli ile değişimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğu, ayıbın onarım yolu ile giderilebilir nitelikte buluduğu, onarım için aracın arka süspansiyonunda bulunan amortisörlerin (damper) değiştirilmesi ve süspansiyon elemanları üzerinde bulunan elastomer takozların da değiştirilmesinin gerekli olduğu, her iki süspansiyon elemanının değişimi ile araçta yapılacak onarım ve işçilik bedelinin 1.370,00 TL olduğu, davacı tarafça aracın sıfır km araç olarak alınmış olması, davacının araçtan faydalanma süresi, ayıp bedelinin satış bedeline oranı, ayıpların ehemmiyet ve araçtan faydalanmaya etkileri, ayıbın parça değişimi ile giderilecek nitelikte olması dikkate alındığında bedel iadesinin iyi niyet kurallarına aykırı ve satıcı aleyhine orantısızlığa sebep olacağı gözetilerek adalet, hakkaniyet ve nesafet ilkeleri gereği bilirkişi raporunda hesap edilen 1.370,00 TL parça değişim bedelinin tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aracın gizli ayıplı olduğunu, sıfır km araçta olmayacak ses ve vuruntular nedeniyle müvekkilinin aracı kullanmasının beklenemeyeceğini, ayıbın beklenen faydayı ortadan kaldıran bir ayıp olduğunu, misli ile değişim şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; misli ile değişim şartlarının oluşmadığını, davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, serviste yapılan incelemede herhangi bir sorun olmadığının tespit edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, aracın gizli ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, misli ile değişim şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı misli ile değişim istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacının davalıdan 01/07/2017 tarihli 110.595,16 TL bedelli fatura ile dava konusu aracı sıfır km olarak satın aldığı, aracın 12/07/2017, 17/07/2017, 20/07/2017 tarihinde dava konusu şikayetlerle servise götürüldüğü görülmüştür.
Davacının 03/08/2017 tarihindeki tespit talebi üzerine Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/146 Değişik İş dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, araçtaki multi-sense sisteminin ayrıntılı incelenmesi gerektiğinin belirtildiği, davacının 10/11/2017 tarihindeki tespit talebi üzerine Ankara 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/212 Değişik İş dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde, araç seyir halindeyken yol üzerindeki en ufak kasiste alt kısımlarından (muhtemelen teker kısımlarından) rahatsız edici ses, uğultu ve vuruntuların olduğu, test sırasında tespit edilen ses ve vuruntunun araç kullanımdan kaynaklı olmadığı, aracın henüz 527 km’de olduğu, ses ve vuruntuların araç üretiminden kaynaklı olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi heyetinin kök ve ek raporunda özetle; dava konusu aracın sol arka süspansiyonundaki amortisörünün (damper) beklenen görevi yapmadığı, bu sebeple süspansiyonun kasislerden geçerken doğru çalışmaması sebebiyle zorlamanın gövdeye iletildiği ve gövdenin zıplama hareketi sırasında süspansiyon (yay) ile gövde arasındaki kauçuk destek kısımlarından boşa düştüğü, bu düşük frekanslı hareketin karakteristik boşluk sesi olan lokurtu şeklinde duyulduğu, aracın özellikle sol süspansiyonunun kullanımla ortaya çıkan gizli ayıplı olduğu, satılanın ayıpsız misli ile değiştirilmesi şartlarının oluştuğu, ayıbın onarım yolu ile giderilebileceği, onarım için aracın arka süspansiyonunda bulunan amortisörlerin (damper) değiştirilmesi ve süspansiyon elemanları üzerinde bulunan elastomer takozların da değiştirilmesinin gerektiği, toplam onarım bedelinin işçilik dahil 1.370,00 TL olduğu belirtilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 219/1. maddesine göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesine göre ise, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Anılan TBK’nın 223/2. maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
TBK’nın 227. maddesine göre, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme şeklindeki seçimlik haklardan birini kullanabilir. Ancak alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Yukarıda açıklanan bilgi ve belgelere göre, davalının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede; dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacının süresinde yetkili servise ayıptan dolayı yaptığı başvuruların ihbar niteliğinde olması ve hükme esas alınan bilirkişi heyet raporuna göre davaya konu aracın gizli ayıplı olduğunun anlaşılması nedeni ile ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Davacının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede; davacının davalıdan sıfır km araç satın aldığı, kullanım sırasında araçtan sesler gelmesi nedeniyle satımdan kısa bir süre sonra servise başvuru yaptığı, bilirkişi heyet raporunda davaya konu aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, davacının sıfır km olarak aldığı aracı ayıplı bir şekilde kullanmaya zorlanamayacağı, tespit edilen ayıbın sürüş güvenliğini sağlamadığı ve araçtan elde edilecek faydayı büyük ölçüde ortadan kaldıracak nitelikte olduğu ve hakkaniyet kuralları gereğince TBK’nın 227/4. maddesi uyarınca satılanın ayıpsız benzeriyle değiştirilmesi koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tamir masraflarına karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, araştırılması gerekli başka husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince davanın kabulü yönünde yeniden hüküm kurularak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/881 Esas 2020/40 Karar 15/01/2020 Tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davanın KABULÜ ile;
Davaya konu … model aracın tüm takyidatlarından ari şekilde ayıpsız misli ile değişimi ile davacıya teslimine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 7.554,76 TL harçtan peşin alınan 1.888,69 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.666,07 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 1.889,69 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.921,09 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 187,40 TL ve bilirkişi ücreti 800,00 TL olmak üzere toplam 987,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
e-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 17.589,27TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 93,58 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,88 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
6-İstinaf eden davacı tarafından yapılan 31,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”