Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1986 E. 2022/1985 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1986 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1985

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2022 (Ara Karar)
ESAS-KARAR NO : 2021/653 E

İHTİYATİ TEDBİRE
İTİRAZ EDEN DAVALI :
VEKİLİ :
DAVACI :
VEKİLİ :
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili 07/06/2022 tarihli dilekçesinde özetle; 08/11/2022 tarihli ara karar ile İİK 72/3 maddesi uyarınca takdiren %20 teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dosyaya teminat mektubunun ibraz edildiğini, mahkemece ihtiyati tedbir kararının icra müdürlüğüne bildirildiğini, müvekkilinin davalılar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, savcılık tarafından alınan raporda dava konusu senet ve protokolde sahtecilik yapıldığının tespit edildiğini ve davalıların cezalandırılması talebi ile iddianamenin düzenlendiğini belirterek 08/11/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının değiştirilerek icra takibinin teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 02/02/2022 tarihli ara karar ile, savcılık aşamasında alınan rapor ve soruşturma dosyası içeriğine göre davalılar hakkında sahtecilik suçundan dava açıldığı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gerekçesiyle talebin kabulü ile 08/11/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kapsamının değiştirilmesine, %20 teminat karşılığında HMK 209 ve 389.maddesi gereğince icra takibinin tedbiren durdurulmasına, daha önce alınan %20 oranındaki teminat mektubunun muhafaza edilmesine karar verilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili 20/09/2022 tarihli dilekçesinde özetle; davacı daha önce HMK 209/1 uyarınca tedbir talep ettiğini, talebin mahkemece reddedildiğini, davacı tarafça bu kararın istinaf edilmediğini, davacının 07/09/2022 tarihli dilekçesi üzerine dosyanın yeniden ele alındığını ve talebin kabulüne karar verildiğini, davaya konu senedin sahte yada imzanın davacı eli ürünü olmadığına dair dosyada bir delil yahut belge bulunmadığını, varsayımlara dayalı iddianame uyarınca kararın değiştirilmesinin usule uygun olmadığını, HMK 209/1 hükmünün “Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, konu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme esas alınmaz” şeklinde olduğunu, takibe dayanak senedin kambiyo senedi olduğunu, davacının bonodaki imzanın kendisi tarafından atıldığını ikrar ettiğini belirterek tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece itiraz duruşmalı değerlendirilerek, alacağın dayanağının kıymetli evrak niteliğindeki bono olduğu, HMK 209 maddesi uyarınca tedbir kararı verilebileceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kıymetli evraka dayalı menfi tespit davalarında İİK 72.maddesi uyarına tedbir kararı verilebileceğini, mahkemece İİK 72/3 maddesine göre verilen ihtiyati tedbir kararının icra dosyasında infaz edildiğini, halen yürürlükte olduğunu, yürürlükte olan durdurma kararına ilaveten ikinci bir karar verilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davacının imzayı kabul ettiğini, dosyaya sunulan özel heyet raporunda da imzanın davacıya ait olduğunun tespit edildiğini, savcılık raporunda sahteciliğe yönelik tespit bulunmadığını belirterek HMK 209 uyarınca verilen tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, somut olayda HMK 209 uyarınca verilen ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep; ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
İİK’nın 72/3.maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.
Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir” ,
HMK’nun 209.maddesinde ise; “(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Menfi tespit davası her nekadar İİK’da düzenlenmiş ise de, icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK’daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür. Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp, HMK’daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir.
Yine her nekadar menfi tespit davası İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de; borçlu olmadığı gerekçesi ile menfi tespit davasında borcun bulunmadığına ilişkin borçlu savunmaları, ödeme, borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pekçok gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin defilerden gerekse kişisel defilere dayanabilir.
Halbuki icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak senetteki imzaya itiraz hususu HMK’nun 209.maddesinde özel olarak düzenlendiğinden imza itirazına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nun 209.maddesinin uygulanması gerekmektedir.
Nitekim Yargıtay 19.Hukuk Dairesi ise emsal nitelikteki kararlarında aşağıdaki görüşler paylaşılmıştır.
”Dava, davacının keşidecisi olduğu davalı emrine düzenlenen 31/08/2011 keşide tarihli 30/09/2011 vadeli 800,00.-TLlik bononun tahrif edilerek 80.000TL haline getirildiği, bu nedenle 79.200 TLlik kısım için borçlu olunmadığının tespiti ile dava kesinleşinceye kadar 6100 Sayılı HMK gereğince teminatsız tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece tensiple birlikte “HMKnun 209 ve devamı maddelerindeki koşullar oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK’nun 72/3.maddesi uyarınca %15 teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi” şeklinde tedbir kararı verilmiş, bu ara kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bonoda tahrifat iddiası bulunduğundan, HMK’nun 209.maddesindeki hüküm uyarınca tedbir kararı verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek İİK’nun 72/3.maddesine dayanılarak tedbir kararı verilmesi doğru görülmemiştir diyerek yerel mahkeme kararını bozmuştur. (Yargıtay 19. HD 17/05/2012 T. E:3644 K:8311) (Aynı doğrultudaki kararlar: 19 HD 29/05/2012 T. E : 4155, K:9081; 05/04/2012 T. E:2197, K:5746; 16/10/2012 T. E:11268, K:15122)
Ancak alacaklı ve borçlu arasındaki hak ve menfaat dengesini gözetmek, kötüniyetli borçlulurın icra takibine dayanak senetteki imzaya itiraz suretiyle menfi tespit davası açarak takibin durdurulmasını sağlayarak, alacaklıların zarara uğramasını önlemek bakımından İİK’nın 72 ve HMK’nun 209.maddelerinin birlikte değerlendirilmesi her nekadar HMK’nun 209.maddesinde teminat öngörülmemiş ise de, ihtiyati tedbire ilişkin HMK 389 vd maddelerde ihtiyati tedbire karar verilmesi halinde lehine tedbir kararı verilenden aleyhine kararı verilen kişilerin veya 3.kişilerin zararını önlemek bakımından teminat alınması öngörüldüğünden yasal düzenleme bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle takibin imzaya itiraz suretiyle durdurulmasını sağlayan ve bu surette alacaklının alacağına kavuşmasını geciktiren borçludan alacaklının muhtemel zararlarını karşılamak ve davada haksız çıktığı takdirde hükmedilecek inkar tazminatını karşılamak üzere teminat alınması gerekmektedir.
Diğer yandan salt sahtelik iddiasında bulunulmasının takibin durdurulması bakımından yeterli görülmemesi, HMK’nun ihtiyati tedbirin koşullarına ilişkin genel düzenlemelerinin dikkate alınarak HMK’nun 390.maddesindeki “yaklaşık ispat” kuralı uygulanmak suretiyle sahtelik iddiasının yaklaşık ispat ölçüsünde bir kısım delil ve emarelere haklılığı ihtimal dahilinde gösteren belgelere dayalı olması koşulu da aranmalıdır.
Somut olayda, davacı sahtecilik iddiası ile menfi tespit istemine bulunmuş olup, dava konusu senet hakkında davalılar hakkında savcılık aşamasında alınan rapora dayalı olarak cezalandırılmaları talebi ile ağır ceza mahkemesinde dava açıldığı dikkate alındığında davacı iddiasının HMK’nun 390.maddesi gereğince “yaklaşık ispat” ölçüsünde ispat edildiği anlaşıldığından usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme kararına karşı davalının istinaf itirazlarının reddi ile HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.f maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”