Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1941 E. 2023/118 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1941 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/118

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : …. (…)
ÜYE : … (…)
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/73 E 2022/783 K

DAVACI : … -TCK: …
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4872 Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, takibe dayanak bononun ciro edilerek müvekkili tarafından verildiğini, keşidecisinin ise … olduğunu, henüz takip kesinleşmemişken müvekkili ile davalı arasında 25.06.2020 tarihinde protokol imzalandığını, protokol içeriği ile davalının davacıdan dava konusu bonodan dolayı alacaklı olmadığını açıkça kabul ettiğini, buna rağmen takibin kesinleşmesi sonrasında davacı tarafından haciz işlemlerine devam edildiğini belirterek müvekkilinin icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, müvekkili tarafından davacı hakkında tefecilik suçlaması ile yapmış olduğu şikayetler üzerine Ankara C. Başsavcılığı’nın 2021/17442 ve 2020/143704 soruşturma dosyalarındaki davacı ifadelerinde davacının borcu açıkça kabul ettiğini, protokolün davacının borcu ödemesi şartına bağlandığını, ancak ödemenin gerçekleşmediğini, davacının Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4872 E. sayılı icra dosyasına konu borcu ödemediği gibi protokol ile ikrar etmesine ragmen borçlunun ortağı olduğu …. A.Ş. aleyhine açılan Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/10059 E. sayılı dosyasında takibe itiraz ettiğini, protokolün geçersiz hale geldiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki borç ilişkisi kapsamında dava konusu senedin ciro edilerek davalıya verildiği, ancak senedin süresinde protesto edilmemesi nedeniyle davalının kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarını davacıya karşı kaybettiği, ancak bu senede dayalı olarak ilamsız takip yapabileceği, dava konusunun da bu ilamsız takip olduğu, davacının borca itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediği gibi 25.06.2022 tarihli protokol düzenlediği, bu hali ile mevcut borcu kabul ettiği, davalının kendisine ve dava dışı Ülkem İnşaata olan davacı borçlarının ödenmesi halinde takibin kapatılacağını taahhüt ettiği, davacı yanca ödeme değil, protokol içeriğindeki takip konusu senetten dolayı takip yapılamayacağına dair ifadeye istinaden iş bu davanın açıldığı, davacı yanca ödemenin iddia ve ispat edilmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Mahkemece protokol içeriğinin hatalı ve hatta taraf iradelelerinin önüne geçilerek yorumlandığı, davalı yanca takibe dayanak senetten dolayı herhangi bir alacak talep edilmeyeceğinin açıkça protokol ile beyan edildiği, müvekkilinin icra takibine itiraz etmemesinin alacak talep edilmeyeceği vaadine binaen olduğu, takibin kapatılması ve borcun sona erdirilmesi hususlarının mahkemece karıştırıldığı, davalının alacak talebinden vazgeçmesinin bir şarta tabi tutulmadığı, iş bu davada ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, ispat yükünün müvekkili üzerinde olduğu kabul edilse dahi cevap dilekçesi ile ispat yükünün yer değiştirdiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespit edildiği, müvekkilinin dava dışı 3. kişi tüzelkişinin borçlarından sorumlu olmasının hukuken mümkün olmadığı, müvekkilinin bu yönde bir kefaletinin ya da teminatının bulunmadığı, ancak mahkemece bu hususların hiç değerlendirilmediği, davalı yanın geçerlilik şartı olarak ileri sürdüğü hususları kendisinin ispat etmesi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık süresinde protesto edilmeyen ve ilamsız icra takibine konu edilen bonodan kaynaklanan alacak yönünden davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, süresinde protesto edilmeyen bonodan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan ilamsız icra takibinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/4872 esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davalı … tarafından davacı … aleyhinde 23/09/2019 keşide tarihli, 30/09/2019 vade tarihli ve 8.371.000,00 TL bedelli, … tarafından, davacı … lehine düzenlenen ve davalıya ciro edilen bir adet senede dayalı olarak 16/06/2020 tarihinde, ilamsız icra yolu ile ( Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13141 sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla ) 8.371.000,00 TL nin tahsili amacıyla takip başlatıldığı, senet ekinde protesto belgesinin yer almadığı, ödeme emrinin borçluya 18/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük süre içinde borca itiraz dilekçesinin sunulmadığı, takibin kesinleştiği, davalı alacaklı vekilinin 07/12/2020 tarihinde takibin kesinleştiğinin tespiti ile haciz talebinin kabulüne karar verildiği, takibin derdest olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/13141 sayılı dosyasının incelenmesinden, aynı senede dayalı olarak … tarafından senet keşidecisi … aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiği ve takibin derdest olduğu görülmüştür.
Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2020/10059 esas sayılı dosyasının incelenmesinden; …. A.Ş tarafından …. A.Ş aleyhinde “cari hesap açık alacak” açıklaması ile 6.033.384,25 TL nin tahsili amacıyla, 13/11/2020 tarihinde ilamsız icra takibine geçildiği, borçlunun süresi içerisinde borca ferilerine ve takibe itirazı üzerine, takibin 24/11/2020 tarihinde durduğu anlaşılmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/17442 esas sayılı soruşturma dosyası incelenmesinden; … şikayeti üzerine, …’ın C. Savcılığına verdiği ifadesinde; takip konusu senedi …’ in aldığı para karşılığında keşide ederek kendisine verdiğini, kendisininde 23.09.2019 tarihli 8.371.000 TL lik senedi cirolayarak, Ankara İli Eskişehir Yolu üzerinde bulunan 5 dönümlük arsa satışından kaynaklanan alacak borç ilişkisi nedeniyle …’na verdiğini, yine …’nun aynı soruşturma kapsamında C.Savcısı huzurunda verdiği ifadesinde, …’in 24.06.2016 tarihinde ipotek vs ile yükümlü olarak aldığı arsa ile ilgili olarak borçların arttığından bunları kaldırmak için yaklaşık olarak 8.000.000,00 TL para verdiğini ve karşılığında kendisine …’ in borçlusu olduğu 8.000.000,00 TL değerindeki senedi verdiğini beyan ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında içeriği ve altındaki imzalar konusunda uyuşmazlık bulunmayan PROTOKOL başlıklı 25.06.2020 tarihli belge fotokopisinin incelenmesinden, “Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2020/4872 E. Sayılı icra dosyası üzerinden, alacaklısı, …, borçlusu, … olan 23.09.2019 düzenleme, 30.09.2019 vade tarihli 8.371.000 TL bedelli senetten dolayı yapılan ilamsız takip ile ilgili olarak tarafımdan herhangi bir icrai işlem, haciz işlemi, devir temlik işlemi yapılmayacaktır. Takibe konu senetten dolayı …, …’dan herhangi bir alacak talep etmeyecektir. … işbu anlaşma gereği takibe itiraz etmeyecek ve takip kesinleşecektir. İcra takibi borçlusu …’ın … ve … A.Ş.’ye olan borçlarının ödenmesi halinde, takip … tarafından kapatılacaktır.” ifadeleri yer almaktadır.
Mahkemece dosya kapsamında alınan 31/08/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden, davalının ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu …. …. A. Ş ‘ye ait 2016-2021 yıllarına ait usulüne uygun olarak tutulan defterlerde, …. Tic. A.Ş ile ticari ilişkisinin 2016 yılında başladığı ve bu ticari ilişkiye göre adı geçen şirketten 31/12/2021 tarihi itibari ile 6.333.472,01 TL alacak kaydının bulunduğu ve söz konusu defterlerde … adına herhangi bir kaydın yer almadığının tespit edildiği, yine davacının ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu …. Ve Tic. A.Ş ‘nin defterleri incelendiğinde, 2016 yılında …. ile ticari ilişkinin başladığı ve … İnşaatın , … adlı alt hesapta kayıt altına alındığı , 2020 yılında davacı şirketi … ‘ nın 2.670.000,00 TL borç bakiyesinin kayıtlı olduğu , bu kapsamda davacının şirketinin ticari kayıtlarında, davalının şirketine 2021 yılı itibari ile 2.670.000,00 TL, davalı tarafın şirket kayıtlarında ise davacının şirketinin 2021 yılı itibari ile 6.333.472,01 TL borç kaydının bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle protesto edilmeyen senet nedeniyle davalı yanca kambiyo hukukundan kaynaklanan alacak hakkı yitirilmiş ise de temel ilişki kapsamında alacağın ilamsız icra takibi ile talep edilebilmesinin mümkün olmasına, davacı yanca süresi içerisinde borca itiraz edilmediği gibi 25.06.2020 tarihli protokol, Ankara C. Başsavcılığı’nın 2021/17442 soruşturma dosyası kapsamında alınan davacı ifadeleri ile taraflara ait ticari defter ve kayıtlara göre alacağın davalı yanca ispat edilmesine, davacının ödemeye ilişkin iddia ve ispatının bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 15/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”