Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1929 E. 2022/1789 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1929 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1789

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
ESAS-KARAR NO : 2016/420 E- 2019/780 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/05/2016
KARAR TARİHİ : 19/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
ASIL DAVADA
Davacı vekili, müvekkili ile davalı … arasında iş yerinin müvekkiline devri esnasında 23/03/2016 tarihli tediye-tutanak belgesi ile …Eczanesinde hazırda bulunan eczanedeki ilaç, kozmetik, medikal ve benzeri ürünlerin satışı ile ilgili olarak düzenlenen 23.03.2016 tarihli ve … nolu fatura bedellerine ve ekte listelenen mal ve ürünlere istinaden; keşidecisinin müvekkili olduğu 30/04/2016 vadeli 100.000,0TL bedelli, 30/05/2016 vadeli 100.000,0 TL bedelli, 30/06/2016 vadeli 100.000,0 TL bedelli, 30/07/2016 vadeli 100.000,0TL bedelli, 30/08/2016 vadeli 100.000,0TL bedelli, 30/09/2016 vadeli 100.000,0TL bedelli olmak üzere 6 adet bononun davalıya verildiğini, davalı tarafından müvekkiline satılan ilaç kozmetik medikal malzemeleri gibi ürünlerin müvekkiline teslim edilmesinden sonra satın alınan ilaç … ve benzeri ürünlerin ve …Eczanesinde bulunan demirbaşların Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2015/ 27149 esas sayılı dosyasında Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/ 3917 esas sayılı dosyasından, Ankara 13. İcra Müdürlüğü’ne 2014/22531 esas sayılı icra dosyasından ve Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2014/ 24 805 esas sayılı dosyasından haciz konulduğu, hacizli malların davalıya yediemin olarak bırakıldığını, davalı tarafından davacı müvekkiline satmış olduğu ürünlerin ve eczanede bulunan demirbaşların tamamen hacizli olduğu davalı aleyhine açılan 86 adet açık icra dosyası bulunduğu ve bu dosyalardan da müvekkiline satımı yapılan ürün ve mallara ilişkin haciz işleminin gerçekleştirildiğinin öğrenildiği hacizli malların kötü niyetli olarak satışının müvekkiline yapıldığı, bu nedenle bu satış kapsamında verilmiş olan 6 adet bonodan dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek verilen senetlerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davacının söz konusu ürünleri davalı aleyhindeki icra takiplerini ve bu takiplerden oluşabilecek riskleri bilerek devraldığı, davalı … hakkında banka kredi borçları ve eczanede satışını yaptığı ürünler ile ilgili üretici firmalara olan ürün borcundan dolayı hakkında bir takım icra takiplerinin eczane devrinden önce başladığı, söz konusu icra takiplerinin birçoğunun borcunun haricen ödendiği ve davalı hakkındaki icra takiplerinin büyük bir kısmının sonlandırıldığı ve diğerlerinin sona erdirilmesine ilişkin çalışmaların da devam ettiği, davalının eczanesini değerinin çok altında bir fiyata davacıya 01/01/2016 tarihinde 19/12/2015 tarihli sözleşme ile devrettiği, davacı söz konusu eczaneyi ancak 03/03/2016 tarihinde devralarak davalıyı zarara uğrattığı, davacının, davalı hakkındaki icra takiplerini bilmesine rağmen davalı aleyhinde olan icra takiplerini fırsat bilerek toplamda 600.000,0 TL’lik senetler bütünü ile temin edilen borcunu ödemekten imtina ederek davalı aleyhine çeşitli iftira ve ithamlarda bulunarak bu davayı açtığı, dava aşamasında da borcunu vadesinde ödemeyerek davalının daha da zor bir durumda kalmasına sebep olduğu bildirilmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davacı vekili, devir sözleşmesine göre verilen 30/05/2016, 30/06/2016 ve 30/07/2016 vadeli senetlerin …’e ciro edilmesi ve O’nun tarafından da bankaya tahsile verilmesi nedeniyle bu senetlerin bedellerinin, 30/09/2016 vadeli senedin ise yine … tarafından bankaya tahsile konulduğunu, daha sonra ise bankadan alınarak ciro yolu ile …’na devredildiğini, onun tarafından da tahsil edildiğini ileri sürerek ödenen 386.623,00 TL’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemişler, bir kısım davalılar vekili Av. … müvekkillerinin sebepsiz zenginleşmediğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında 19/12/2015, 21/12/2015 ve 04/04/2016 tarihli devir sözleşmeleri ve ek devir sözleşmeleri ile davalıya ait eczanenin davacıya devredildiği, sözleşmelerde “…işletmenin eski iş yeri olması nedeniyle 31/12/2016 tarihinden sonra … hakkında olası bir borç takibi, icra ve haciz veya kanuni takip işlemi sonucunda …’nın uğrayacağı olası zararın giderilmesi, … tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir. …’nın mali konulardaki sorumluluğu bu tarihten sonra işlemeye başlar.” hükmü mevcut olup, eczanede bulunan 30/03/2016 tarihli tediye tutanak belgesinde ise eczanede bulunan ilaç, kozmetik ve medikal ürünlerin satışı ile ilgili düzenlenen faturaların karşılığı olarak çeşitli vadeleri içeren 600.000,0 TL’lik 6 adet senedin düzenlenerek davalıya verildiğinin yazılı olduğu, fakat bir adet senedin daha sonra 100.000,0TL değil, 86.623,00TL olarak düzenlenmiş olduğundan dava konusu senetlerin toplam tutarının 586.623,00 TL olduğu, bilirkişiden alınan raporda belirtildiği gibi 20. İcra Müdürlüğünün 2015/27149 esas sayılı, 15. İcra Müdürlüğünün 2014/24805 esas sayılı dosyalarındaki hacizlerin satış yapılmadan düşmüş olup, 19. İcra Müdürlüğünün 2016/3917 ve 13. İcra Müdürlüğünün 2014/22531 esas sayılı dosyasında ise herhangi bir satış işlemi yapılmamış, taraf vekillerinin beyanından da bu dosyalarla ilgili haczedilen malların satılmadığı beyan edildiğinden aradan geçen süre gözönünde bulundurulduğunda bu dosyalarda yapılan hacizlerin de düşmüş olduğu, davacı yanın her ne kadar başka icra dosyalarından da devirden önce hacizler olduğunu iddia etmiş ise de karar tarihine kadar bu dosyalarla ilgili herhangi bir satış işlemi yapılmamış olup, satış işlemi yapılmış olsa dahi sözleşmedeki hükümlere göre ödediği miktarı davalıdan rücu edebileceği,30/05/2016, 30/06/2016,30/07/2016,30/09/2016 vadeli senetler ise davalının ciro ettiği birleşen dosyanın davalıları tarafından davacıdan tahsil edilmiş olup, 30/08/2016 tarihli senet ise dava dışı üçüncü bir kişide olduğu, bu kişinin de dava edilmediği, davacı, asıl davada verilen senetlerin bedelsizliğine dayalı menfi tespit açmış, dava konusu senetlerin ciro yolu ile devralan üçüncü kişiler tarafından tahsil edildiğinden sözleşmenin tarafı olan asıl dosyanın davalısı da gösterilerek birleşen dosyada istirdat davası açmış ise de taraflar arasındaki eczanede bulunan malların devrine istinaden bu senetlerin verildiği, malların alınmadığına yönelik herhangi bir savunma olmadığı, söz konusu icra dosyalarında haczedilen malların satışının yapılmadığı, hacizlerin düştüğü, devirden önce yapılan hacizlerle ilgili de eczanede herhangi bir devre konu malın satılmadığı, satılması halinde sözleşme hükmüne göre davacıdan satışa konu malların bedelini isteyebileceği kanaatine varılmakla asıl ve birleşen davanın reddine, davaya konu 30/04/2016 tarihli 100.000,0TL bedelli senetle ilgili tedbir kararı verildiğinden İİK’nun 72/4.maddesine göre talep olmasa dahi tazminata hükmedilebileceğinden senet bedelinin %20’si olan kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesi gerektiğinden;
-Asıl davanın REDDİNE, tedbir konulan senedin %20’si olan 20.000,00TL tazminatın asıl dosya davacısından alınarak asıl dosya davalısına ödenmesine,
-Birleşen davanın REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davacı vekili; 21/12/2015 tarihli Sözleşme’nin 3.maddesinin (e) bendi incelendiğinde, müvekkili tarafından ödenen nakil bedelinin, işyerinde raflarda ve depolarda bulunan ve müşterinin satışına arz edilmeyen tüm sabit demirbaşlar, dekor ve sair malzemeleri kapsadığı; müşterinin satışına arz edilen tüm ilaçlar, medikal malzemeler ve diğer kozmetik ürünleri ile bir kısım demirbaşın ise nakil bedelinin dışında olduğu, nitekim aynı maddenin (f) bendinde, işyerinde ve ilgili depolarda bulunan tüm ilaç, kozmetik, medikal ve diğer ürünler için taraflarca adet sayımı ve değer tespiti yapılarak ortaya çıkan bedelin müvekkil tarafından 6 ay içinde ve 6 eşit taksitte ödeneceği kararlaştırıldığı, akabinde taraflarca 23/03/2016 tarihli “Tediye-Tutanak Belgesi” başlığı altında düzenlenen belgede, nakil bedelinin dışında tutulan ilaç, kozmetik, medikal v.b ürünler ile bir kısım demirbaş karşılığı olmak üzere, Sözleşmeye uygun olarak 6 adet senet düzenlendiği, bu senetlerin her birinin 100.000,00.TL. bedelli olduğu, vadelerinin de 30/04/2016, 30/05/2016, 30/06/2016, 30/07/2016, 30/08/2016 ve 30/09/2016 olduğunun görüldüğü, ancak daha sonra tarafların anlaşması ile bir kısım mal devir dışında tutulduğundan bedelleri mahsup edilmiş olup, 30/06/2016 vadeli senet 86.623,00 TL. bedelli olarak düzenlendiği, Müvekkilinin nakil yoluyla edindiği eczanede çalışmaya başladıktan sonra, 21/04/2016 tarihinde işyerine davalının borçları nedeniyle alacaklı vekili, beraberinde Ankara 19.İcra Müdürlüğü’nün 2016/3917 sayılı dosyasından görevli icra memuru ile birlikte hacze gelindiği, borcun davalının borcu olduğu ve müvekkili tarafından karşılığı senet ile ödenen demirbaş ve malların (ilaç, kozmetik, medikal ürünler) bu dosyadan hacizli olduğu, bu olay üzerine müvekkili tarafından adliyede araştırma yapıldığı ve davalı aleyhine halen derdest olan 86 adet icra takibi bulunduğunun öğrenildiği, senetlere konu mallar üzerindeki hacizler nedeni ile malların hukuki ayıplı olduğu, bu nedenle bedelsiz kaldığı, senede karşı menfi tespit davası açıldığını Yenimahalle 3.Noterliğinin 12 Mayıs 2016 tarih ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesi ile davalı vekiline bildirdiği, diğer yandan görünürdeki 3.şahıs …, dava konusu senetlerin ihdas nedenini, ihdas nedenine ilişkin malların hukuki ayıplı olduğunu, bedelsiz hale geldiğini ve bedelsizlik iddiası ile menfi tespit davası açıldığını bilmesine, hatta anılan senetlere ilişkin olarak icra tehdidi nedeniyle yapılmak zorunda kalınan ödeme öncesi, müvekkilin abisi tarafından bir kez daha kendisi ile görüşülmesine rağmen senetleri tahsil etmekten imtina etmediği, …’nun, davalı …’ın kız kardeşi olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki nizanın başta olmak üzere, senedin ihdas nedenini, ihdas nedenine ilişkin malların üzerlerindeki hacizler nedeni ile hukuki ayıplı olduğunu, bedelsiz hale geldiğini ve bedelsizlik iddiası ile menfi tespit davası açıldığını bilen ya da en azından bilebilecek durumda olan kişi olduğu, davalı …’ın, üzerindeki tasarruf yetkisinin hacizler nedeni ile kısıtlanan malları, durumu gizleyerek müvekkiline sattığı, karşılığında davaya konu senetlere hamil olduğu, keza eczanenin fiilen müvekkil tarafından işletilmeye başlanılmasından sonra, 07/04/2016 tarihinde Ankara 22.İcra Dairesi’nin 2016/7557 sayılı dosyasından, yine davalı …’ın borcu nedeniyle 93.685,00 TL tutarında menkul mal haczi yapıldığı, Yerel Mahkeme kararı ile davanın açıldığı tarihteki koşullara göre, devre konu menkul mallardaki hukuki ayıp nedeniyle cebri icra baskısı olan müvekkil, yargılama gideri ve vekalet ücretinden hatta inkar tazminatından sorumlu olduğu bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının borçtan sorumluluğunun kapsam ve miktarı ile istirdat isteminin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, eczanenin devri nedeniyle verilen senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine yönelik olup, birleşen dava ise asıl dosyanın davalısı ile ciro yolu ile senedi devralıp tahsil eden davalılar aleyhine açılan istirdat davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
21/12/2015 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; Nakil eden davalı …, nakil alan davacı … …arasında düzenlendiği;
Sözleşmede …Eczanesi’nin işletmesi …’ya ait olduğu … adına yeni bir kira kontratı yaptırma ve işyeri ruhsatı alınması sayesinde …’ya nakil yoluyla satış şartlarını içeren bu sözleşmenin şartlar kısmının 3. maddede düzenlendiği (b) bendinde bu iş yerinin …AVM yönetimi ile aile arasında yapılacak yeni bir kira sözleşmesi ile tarafların birlikte çalışarak işyeri çalışma ruhsatı alınması işlerinin temin edilmesini sağlama bedeli olarak taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre toplam 1.700.000,00TL’ye anlaştıkları bu nakil bedelinin … tarafından …’ya nakten ödeneceği,
(c) bendinde devir bedelinin ne şekilde ödeneceği düzenlenmiş d bendinde yine … tarafından 1 adet kefilli senet verileceği kira kontratının yapılması durumunda ise senedin hükümsüz kalıp iade edileceği kira kontratı yapılamaması ruhsat alınamaması halinde teminat olarak verilen bu senedin … tarafından …’ ya nakden ve defaten ödeneceği aksi halde hiç bir ihtara gerek olmadan takibe konulabileceği,
Sözleşmenin 3.maddesinin (e) bendinde, ” Bu nakil yolu ile satış işlemine, işyerinde raflarda ve depolarda bulunan ve satışa tabi olmayan tüm sabit demirbaşlar, dekor ve sair malzemeler dahildir. Bahse konu işyerinde bulunan satışa tabi tüm ilaçlar, medikal malzemeler ve diğer kozmetik ürünler ise dahil değildir.”;
Aynı maddenin f bendinde, işyerinde ve ilgili depolarda bulunan tüm ilaç, kozmetik, medikal ve diğer ürünler için taraflarca adet sayımı ve değer tespiti yapılarak ortaya çıkan bedel … tarafından 6 ay içinde ve 6 eşit taksitte …’ya ödenecektir.”;
Düzenlemelerinin yer aldığı görülmektedir.
Taraflar arasındaki 04.04.2016 tarihli Ek Sözleşmede ise; Sözleşmenin konusunun daha önce taraflar arasında düzenlenen 21.10. 2015 tarihli sözleşmeye ek olarak …da bulunan …Eczanesi unvanlı iş yerinin işletmecisi olan …’nın nakil işleminin tamamlanması için normal iş akışı seyri gereğince Ankara Sağlık Müdürlüğüne işyerini terk ve kapatma dilekçesi vermesi ve 21.12.2015 tarihli ve avukat …’nun şahit olduğu sözleşme gereğince işlem ve ödemelerin yapılması şartlarını içerdiği;
3. maddesinde bu şartların düzenlendiği bahse konu iş yerine ait olarak düzenlenen 21.12.2015 tarihli ve toplam 1.700.000,0TL nakil bedelli sözleşme gereğince …’nın çeşitli yer ve zamanlarda nakden veya ayni olarak toplam 900.000,0TL ödeme yaptığı, yukarıda belirtilen ve toplam bedelden mahsup edilmek kaydı ile yapılan ödemelerden kalan 800.000,0TL de …’nın normal işlemler seyri gereğince nakil işleminin tamamlanması için sert ve kapatma dilekçesi vermesi akabinde … tarafından …’ya nakden ödendiği,
C bendinde de “… sözleşme gereğince tüm alacağını tahsil etmesine ve normal işlemler gereğince Sağlık Müdürlüğüne 04.04.2016 tarih ve 2689 sayılı iş yerini terk ve kapatma dilekçesi vermesine rağmen Ankara valiliğince onay işlemi tamamlanmadan herhangi bir sebeple dilekçesini geri çekme ve talebinden vazgeçmesi halinde …’yı zarara uğratma olasılığına karşı teminat olarak tazminat cezası ile birlikte … …’ya toplam 2.500.000 TL ve … tarafından kefilli bir senet verdiği”,
D bendinde “bu teminat senedinin belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde hiç bir ihtara gerek olmadan … tarafından icra haciz ve dava konusu yapılabileceği”;
G bendin de “bahse konu işletme yerinin …’nın eski işyeri olması sebebiyle 04.04.2016 tarihinden sonra … hakkında olası bir borç icra takibi icra ve haciz veya Kanuni takip işlemi sonucunda …’nın uğrayacağı olası zararın giderilmesi … tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir.”
Hükümleri düzenlenmiştir.
23/03/2016 tarihli “Tediye-Tutanak Belgesi” başlığı altında düzenlenen belgede; “…Eczanesinde halihazırda bulunan ilaç … ve benzeri ürünlerin satışı ile ilgili olarak düzenlenen 23.03.2016 tarih … nolu fatura bedeli olan numarası, miktar ve tarihleri belirtilen 6 adet senet düzenlenerek …’a elden teslim edilmiştir. Söz konusu bu senetlerin geçerliliği halen İşletmeci olan …’ın en geç 01.04 2016 tarihine kadar Ankara Sağlık Müdürlüğüne işyerini terk dilekçesi vermesi ve mevcut işyeri ile bir ilgisi kalmaması halinde geçerlidir. Aksi halde … olarak anılan tarihe kadar iş yerini terk edemez ve gerekli yasal işlemi yapmaz isem işbu senetler geçersiz sayılarak iptal edileceğini ve tahsilat işlemine konu olmayacağını kabul ve taahhüt ederim.” … tarafından imzalanmış “senetleri elden teslim aldım” şeklinde elle yazılmıştır. Dava konusu edilen bu senetlerin her birinin 100.000,00TL bedelli olduğu, vadelerinin de 30/04/2016, 30/05/2016, 30/06/2016, 30/07/2016, 30/08/2016 ve 30/09/2016 olduğu görülmektedir.
Davacı yan, eczane devrinde eczanede bulunan ürünlerin satışı ile ilgili düzenlenen 23.03.2016 tarihli … nolu fatura bedellerine ve eklerindeki mallara istinaden düzenlenen 6 adet senedin, bu ürün ve malların hacizli olması nedeniyle bedelsiz kaldığını ileri sürüp borçlu olmadığının tespiti ile birleşen davada ciro edilen bir kısım senetlerin icra tehdidi altında ödenen bedellerinin istirdatını talep etmiştir.
Bu kapsamda davacı tarafça bildirilen icra dosyalarının incelenmesinde;
Ankara 19.İcra Müdürlüğünün 2016/3917 Esas sayılı dosyasında;… tarafından … ve …aleyhine 16.02.2016 tarihinde 390.304,83TL genel kredi sözleşmesine dayalı takip yapıldığı;
Ankara 20.İcra Dairesinin 2015/27149 Esas sayılı dosyasında; … Bank tarafından … aleyhine 12.12.2015 tarihinde GKS’ye dayalı takip olduğu; 14.03.2016 tarihinde satış istendiği, düşmeye dair bir bilginin bulunmadığı;
Ankara 15.İcra Müdürlüğünün 2014/24805 Esas sayılı dosyasında; 30.09.2014 vadeli … tarafından Yapıbilim İnşaat lehine düzenlenen çeke dayalı 08.12.2014 tarihli takip olduğu;
Ankara 13.İcra Müdürlüğünün 2014/22531 Esas sayılı dosyasında; 31.10.2014 vade tarihli … tarafından … lehine düzenlenen çeke dayalı takip olduğu;27.04.2016 tarihi itibariyle bazı hacizlerin İİK 106 ve 110.md ye göre düştüğünün şerh edildiği;
Ankara 24.İcra Müdürlüğünün 2016/3917 Esas sayılı dosyasında; 30.03.2016 keşide tarihli, 30.04.2016 vadeli, 100.000,0TL bedelli, lehdarı …, keşidecisi … … olan, nakten ihdas nedenli bonoya dayalı takip olduğu, … tarafından … …aleyhine 10.05.2016 tarihinde 100.446,58TL den kambiyo takibi yapıldığı, 21.04.2016 tarihinde haciz istendiği;
Ankara 18.İcra Müd.nün 2015/17318 esas sayılı dosyasında…Şirketi tarafından …-Eczane …aleyhine 06.08.2015 tarihinde faturalara dayalı takip yapıldığı;
Ankara 22.İcra Müd.ce talimatla … aleyhine 01.06.2015 tarihinde hacze gidildiği; 06.05.2015 tarihinde dava dışı senede dayalı 3.kişi tarafından yine aleyhine takip yapıldığı görülmüştür.
Mahkemece alınan mali müşavir bilirkişi raporunda;Devir sırasında hangi ilaç ve demirbaşların davalı tarafından davacıya teslim edildiği hususunun ihtilaf konusu olduğu çünkü davacının dava dilekçesi ekinde farklı bir ilaç listesi sunduğu, davalının ise davacının sunduğu bu listenin doğru olmadığını savunduğu, devre konu teslimi yapılan ilaç ve demirbaşların hangileri üzerinde davalıya ait borçlardan dolayı haciz işleminin yapıldığı hususunun teslim edilen ürünlerin netlik kazanması halinde belirlenebileceği, davacının eczanenin devir sözleşmelerinin düzenlenmesi sırasında senetlere konu eczanede bulunan malzemelerin hacizli olduğunu bilip bilmediği hususunun 04.04.2016 tarihli ek sözleşmede geçen ibare ile bahse konu işletme yerinin …’nın eski işyeri olması nedeniyle 04.04.2016 tarihinden sonra … hakkında olası bir borç takibi icra ve haciz vesair işlem sonucunda …’nın uğrayacağı olası zararının giderilmesi … tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir, şeklinde belirtilmiş iken 21.12.2015 tarihli sözleşmede bu hususun yer almadığının görüldüğü davaya konu senetlerin düzenleme tarihinin en erken 23.03.2016 olduğu, yani 2. ek protokolden önce bu protokolden sonra düzenlendiği, davacı tarafından sözleşme gereği 1.700.000 TL ödeme hususunun taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı;
09.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda da; 3.kişilerce yapılan takiplere dair icra dosyaları incelenerek, bu dosyalardan derdest olan, düşen, haricen tahsil edilenler değerlendirilerek; … tarafından verilen 04.04.2016 tarihli dilekçe ile …isimli eczane 2 yıl geçici süreyle kapatılmasının istendiği Ankara Valiliği’nin 11.04.2016 tarihli oluru ile 2 yıl geçici olarak kapatılmasına karar verildiği … … adına … …isimli eczanenin de 21.04.2016 tarihinde ruhsatının alındığı, 10 adet icra dosyası içeriği de bilirkişiler tarafından incelenmiş olup Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2016/ 3617 esas sayılı dosyasının davanın tarafları ile ilgisi olmadığı, Elmadağ icra dairesinin 2015/1026 esas sayılı dosyasında menkul haczi yapılmadığı, Ankara 23. icra dairesinin 2015/25908 esas, 15 icranın 2016/24 805 esas, 19 icranın 2015/ 9282 esas, 19. icranın 2015/ 3917 esas, 20. icranın 2015/ 27 149 esas, 13. icranın 2014/ 22 531 esas ve 18. icranın 2015/17 318 esas sayılı dosyalarında işyerinin Davacı …’ya devrinden önceki tarihlerde haciz işlemi uygulandığı satış işlemi gerçekleştirilmediği 6 aylık satış isteme süresi geçtiğinden haczin düştüğü dosyaların halen derdest olduğu, Ankara 22. icra dairesinin 2016/ 75 57 esas sayılı dosyasından davalı …’ın borcu nedeniyle 07.04.2016 tarihinde 93.685,0 TL tutarında mal haczedilerek davacı … …’ a yediemin olarak teslim edildiği dosyanın haricen tahsil sureti ile kapandığı sadece bu dosyada iş yerinin davacı … …’a devrinden sonra haciz işlemi uygulandığı bu dosyanın da haricen tahsil suretiyle kapandığı dolayısıyla davalı …’ın eski borçları nedeniyle uygulanan hacizler sonucunda davacı … …’ın uğradığı maddi zararın tespit edilemediği; ancak mahkemece haciz işlemi uygulanan ürünlerin tasarruf kısıtlılığı veya başka nedenlerle davacının zararının oluştuğunun kabul edilmesi durumunda davacı tarafından dava dosyası ekinde teslim alındığı beyan edilmiş bulunan icmal listesi ile haciz edildiği tespit edilen ürünler karşılaştırıldığında hacze konu ürünlerden 27 kalem 453 adetinin fatura eki olarak sunulan icmal listesinde bulunduğu tespit edildiğinden bu ürünlerin fatura eki sunulan icmal listesi bedelleri 77. 038,00 TL olarak hesaplanarak bildirilmiştir.
Dava konusu senetlerin incelenmesinde;30.03.2016 keşide tarihli, 30.04.2016 vadeli, 100.000,0TL bedelli, lehdarı …, keşidecisi … … olan, nakten ihdas nedenli bono olduğu; … tarafından …’na ciro edildiği, …’e ciro edildiği;
04.04.2016 keşide tarihli 30.05.2016 vadeli olanın da aynı şekilde düzenlenip aynı sırada … tarafından …’na ciro edildiği,arada iptal yazısı ile birlikte …’e, onun tarafından da …’e ciro edildiği;
04.04.2016 keşide tarihli 30.06.2016 vadeli senet üzerine ödendi yazılı olduğu,aynı şartlarda düzenlenip … tarafından …’na ciro edildiği,arada iptal yazısı ile birlikte …’e, onun tarafından da …’e ciro edildiği;
04.04.2016 keşide tarihli 30.07.2016 vade tarihli olan senedin de tahsil yazılı olduğu üzerinde, … tarafından …’na ciro edildiği,arada iptal yazısı ile birlikte …’e, onun tarafından da …’e ciro edildiği;
04.04.2016 keşide tarihli 30.09.2016 vadeli senedin de aynı düzenlenip üzerinde ödendi yazılı olduğu, … tarafından -aradaki cirolar silinip- en son …’na ciro edildiği, onun üzerinde de iptal yazılı olduğu;
23.03.2016 keşide tarihli 30.08.2016 vadeli senedin de aynı içerikle (kefil … ) düzenlendiği; lehdar … tarafından …’ya,…’e ciro edildiği görülmüştür.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle taraflar arasındaki eczanede bulunan malların devrine istinaden bu senetlerin verildiği, malların alınmadığına yönelik herhangi bir savunma olmadığı, söz konusu icra dosyalarında haczedilen malların satışının yapılmadığı, hacizlerin düştüğü, devirden önce yapılan hacizlerle ilgili de eczanede herhangi bir devre konu malın satılmadığı, satılması halinde sözleşme hükmüne göre davalıdan satışa konu malların bedelini davacının isteyebileceği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine ve belirtilen senet yönünden tedbir kararı verildiği ve uygulandığı belirlendiğinden İİK 72/4.maddeye göre tazminat koşullarının da oluştuğunun belirlenmesine göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a) Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Birleşen davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 19/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”