Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1853 E. 2022/2001 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1853 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2022/2001 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/08/2022
ESAS NO : 2022/328 D.İş 2022/328 K

İHTİYATİ HACZE İTİRAZ
EDEN BORÇLU :
VEKİLİ :
İHTİYATİ HACİZ TALEP
EDEN ALACAKLI :
VEKİLİ :
TALEP KONUSU : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili 19/08/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; borçlunun 25/10/2019 tanzim tarihli 30/10/2019 vade tarihli 165.000 USD bedelli bonoyu tanzim ederek müvekkiline verdiğini, vadesi geçtiği halde bono bedelinin ödenmediğini belirterek borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarının haczi ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 22/08/2022 tarihli karar ile İİK.nun 257/1 maddesi gereğince %10 teminat karşılığında ihtiyati haciz talebi kabul edilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu vekili; müvekkili şirketin yerleşim yerinin Çorum olduğunu, ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemece verildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin imzası taklit edilerek senedin hazırlandığını, senetteki imza ve metin kısımlarının müvekkili şirketteki hiçbir yetkiliye ait olmadığını, gerçek bir borç içermediğini, ihtiyati haciz kararında mahkemece belirlenen %10 teminatın müvekkilinin uğradığı/uğrayacağı zararlar karşısında düşük kaldığını, yetkiye, teminat miktarına ve ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını, kaldırılmaması halinde ise teminat tutarının asıl alacak tutarının %20’sinden aşağı olmamasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece ihtiyati hacze itiraz duruşmalı incelenmiş ve 28/09/2022 tarihli ara karar ile, bononun tanzim (ödeme) yeri Eskişehir olduğundan İİK 50/1 ve 6102 sayılı TTK 777/3 maddesi uyarınca mahkemenin yetkili olduğu, ayrıca bonodan kaynaklı borç bulunmadığı ve bononun sahte olduğuna dair itirazın yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz kararı için takdir edilen teminat oran ve miktarının yeterli olduğu, İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz nedenlerinin mevcut olmadığı, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektirecek bir gerekçe ve bu kapsamda belge de sunulmadığı gerekçesiyle itirazın reddine, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle talep eden alacaklı tarafın yatırmış olduğu teminatın iadesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili; müvekkili şirket yetkilisinin imzası taklit edilmek suretiyle alacaklı tarafından sahte bono düzenlendiğini, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkisiz olduğunu, icra hukuk mahkemesinde borca, yetkiye ve imzaya itiraz edildiğini, icra mahkemesi tarafından takibin geçici olarak durdurulduğunu, yargılamanın halen devam ettiğini, teminat mektubu karşılığında ihtiyati haciz kararının kaldırılması yönündeki talebin de icra hukuk mahkemesi tarafından kabul edildiğini, kararın istinaf aşamasında olduğunu, ihtiyati haciz kararının kalkmadığını, bir nevi teminat mektubu üzerinden devam ettiğini, senedin düzenleme tarihi itibariyle müvekkilinin Çorum’da bulunduğunu, senedin gerçeğe aykırı doldurulduğunu, icra takibinin kesinleşmediğini, teminatın iadesine karar verilemeyeceğini, alınan teminatın da hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, ihtiyati haciz koşullarının bulunup bulunmadığı, mahkemenin yetkili olup olmadığı, teminatın yeterli olup olmadığı, teminatın iadesine ilişkin kararın yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep; ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklının, alacağının varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemeden olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterlidir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2014 tarihli 2013/16354 esas 2014/3605 karar sayılı içtihadı emsal niteliktedir).
İİK’nun 265/1 maddesi de “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” hükmünü içermektedir.
Buna göre, borçlu ihtiyati haciz kararı verilirken mahkemede dinlenmemiş ise kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Bunun dışındaki sebeplere dayanarak ihtiyati haciz kararına aynı mahkemede itiraz edilemez. Alacağın mevcut olmadığı, yani alacağın esası hakkında bir itirazda bulunamaz. Borçlu alacağın esasına ilişkin itirazlarını alacaklının açacağı (veya açmış olduğu) alacak davasında veya yapacağı (veya yapmış olduğu) icra / iflas) takibinde (İİK’nın 264.md) ileri sürebilir. Fakat borçlu, alacaklının alacak davasını açmasını ve icra / iflas takibi yapmasını beklemeden alacaklının iddia ettiği alacağın mevcut olmadığının tespiti için menfi tespit davası da ( İİK’nın 72.md.) açabilir.
İhtiyati hacizde yetkili mahkeme, İİK 258. maddesi yollamasıyla İİK 50. maddesine göre belirlenir. Anılan maddede ise, HMK hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Buna göre, bonoya dayalı olarak, alacaklı , borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki genel yetkili, (HMK. 6.md.), borçluların birden fazla olması halinde bunlardan birinin yerleşim yerindeki (HMK. 7. md) veya bonoda öngörülen ödeme yerindeki ancak 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerindeki mahkemelerden birinden (HMK.10.md) yahut bonada yetkili mahkeme gösterilmişse ve şartları mevcutsa bonoda yetkili olarak gösterilen mahkemeden (HMK 17.md) talepte bulunabilecektir. Ancak yetki şartının geçerli olması için HMK 17. maddesine göre, bonoyu düzenleyenlerin tacir olması şartı aranmaktadır.
İhtiyati hacze dayanak bononun keşidecisinin …. A.Ş., lehtarının … olduğu, bonoda ödeme yerinin ayrıca gösterilmediği, düzenlenme yeri olarak Eskişehir’in gösterildiği görülmüştür.
Bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmiş olup ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili ihtiyati haciz şartlarına, mahkemenin yetkisine, teminat miktarına itiraz etmiştir. Bonodaki imzanın borçlu şirketin yetkilisine ait olmadığı yönündeki itiraz İİK 265.maddesinde sayılan itiraz sebepleri arasında bulunmadığından ve senetteki düzenleme yeri olan Eskişehir mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararı verildiğinden bu yönlere değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Teminatın yetersiz olduğu yönündeki itiraz yönünden yapılan değerlendirmede ise, İİK’nun 259. ve 260/5. Maddeleri gereğince ihtiyati hacze karar veren mahkeme, alacağı bir ilama bağlı olmayan alacaklıdan teminat alınmasına da karar vermek durumundadır. Teminatın cinsi ve miktarı da ihtiyatı haciz kararında gösterilmesi zorunlu unsurlardandır. Teminat, kararın icrası nedeniyle borçlunun veya üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacağı zararları karşılayacak oranda belirlenmelidir.Teminatın cinsi de HMK 87.maddesine göre tayin edilir. Borçlu, mahkemece gösterilmesine karar verilen teminatın cinsine veya yeterliliğine itiraz edebilir. İİK’nun 261. maddesinde açıklandığı üzere alacaklı, istenilen teminatı mahkeme veznesine yatırmadıkça ihtiyati haciz kararı kendisine verilmez ve alacaklı bu kararın icrasını isteyemez.
Somut olayda, mahkemece ihtiyati haciz tutarı üzerinden %10 oranında teminat takdir edilmiş olup takdir edilen teminat miktarı yeterli görülmemiş, teminatın %15 olarak takdir edilmesi uygun bulunmuştur. Bu nedenle ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı kabul edilmiş, %10 oranında teminatın alındığı dikkate alınarak bakiye %5 oranında teminatın tamamlanması gerektiği kabul edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği’nin, “Teminatların İadesi” başlıklı 59.maddesinde ihtiyat tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde teminat olarak yatırılan para veya benzeri evrakın iadesinin istenmesi halinde yazılı işleri müdürünün teminatın iadesi için kanuni şartların gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırıp, bu hususu belgelendirerek görüşü ile birlikte hakim ya da daire başkanına sunacağı, teminat gösterilmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalktığının anlaşılması halinde mahkemece teminatın iadesine karar verileceği düzenlenmiştir.
İİK’nın 259.maddesi uyarınca teminat, borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğradığı zararları karşılamak üzere alınır. Somut olayda ihtiyati haczin İcra Mahkemesi kararı ile kaldırıldığı ancak borçlunun veya üçüncü şahsın bu yüzden bir zarara uğrayıp uğramadığı konusunda araştırma yapılmadan talebin kabul edildiği anlaşılmaktadır. Teminatın iadesi, takibin kesinleşmesine veya borçlunun muvafakatine ya da icrai haciz işlemi yapılmamış olmak koşulu ile, alacaklının ihtiyati hacizden feragatine bağlı olup, somut olayda bu şartlardan herhangi biri gerçekleşmediğinden, teminatın iadesine karar verilmesi doğru değildir.
Yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/328 D.İş 2022/328 Karar ve 28/09/2022 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
2-aİhtiyati hacze itirazın kısmen kabulüne,
b-İhtiyati haczin koşullarına ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazların reddine,
c-Teminata yönelik itirazın kabulü ile 165.000,00 USD bedelli bonoya dayalı borçtan dolayı %15 oranında teminat alınmasına, daha önce %10 oranında teminat alındığından bakiye %5 teminatın alacaklı tarafından tamamlanmasına,
d-Teminatın iadesine yönelik alacaklı vekilinin talebinin şartları oluşmadığından reddine,
e)İİK’nun 261’inci maddesi gereğince kararın uygulanma süresinin başlangıcının, gerekçeli kararın UYAP ortamınada elektronik imza ile onay tarihinden başlatılmasına,
3-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde borçluya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu tarafından yapılan 138,50 TL istinaf yargılama giderinin ihtiyati haciz talep eden alacaklıdan alınarak ihtiyati hacze itiraz eden borçluya verilmesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1(f).madde gereğince kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”