Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1833 E. 2022/1810 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1833 – 2022/1810

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1833 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1810

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/266 E

İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalılardan ….. Ltd şti arasında, müvekkiline ait iş yeri için … klima satış sözleşmesi tanzim edildiğini ve söz konusu klima sistemi anahtar teslim şekilde montajının kurulumunun yapıldığını, müvekkiline ait ve bahse konu iş yerini 07/11/2020 tarihinde söz konusu klima/klima sistemi sebebi ile su bastığını ve gerek müvekkiline ait ofiste gerekse diğer komşu iş yerleri ile plazanın ortak alanlarında ciddi zararlar meydana geldiğini, gerekli bildirimler ve ihbarların derhal davalılara yapıldığını, zararların bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, söz konusu su baskını nedeniyle davalıların birlikte sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 50.000,00TL’nin davalılardan tahsiline ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece davacı meydana gelen zarar nedeni ile ödemeler yaptığını iddia etmekte ise de; yapılan ödemelerin denetiminin yapılması gerektiği, dosya kapsamında üçüncü kişilere yapılan ödemeler ile ilgili rapor olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz talep eden vekili; ihtiyati haciz için yasal şartların oluştuğunu, tüm alacağın yapılan ödemelerin dosyaya ibraz edilen belgelerle sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, klima sisteminin hatalı kurulumu nedeniyle davacıya ait iş yerini su basması nedeniyle diğer bağımsız bölümlerinde zarar gördüğü zarar gören bağımsız bölümlere de ödeme yapıldığını, su baskınından davalıların sorumlu olduğu iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine dayalı alacak için ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
İİK 257 maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
İİK 257/2. maddesinde “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK’nun 258/1.maddesinde ” …Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmede ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir. Buna göre ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek şekilde ispat etmek durumundadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, takibe konu borcun kayıtsız şartsız ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmamasına, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemesine göre ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 3531-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.f maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”