Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/177 E. 2022/111 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2021 tarihli Ek karar
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı taraf tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı … adına kayıtlı olarak faaliyet gösteren … … isimli ticari işletme ile ticari faaliyet yürütmekte olduğunu, davalıya ait firma tarafından talep edilen ürünlerin kendilerine kargo ile gönderilmekte olduğunu, ödemeler kimi zaman peşin olarak kimi zaman da vadeli olarak yapıldığını, genellikle bir önceki siparişin ödemesi yapıldıktan sonra davalı firma tarafından talep edilen ürünlerin vadeli ödeme ile müvekkili firma tarafından gönderilmekte olduğunu, davalının cari hesaptan kaynaklanan borcu için ödeme yapmadığını, ürünlerin müvekkili şirketin veya karşı tarafın talep ettiği kargo firması ile kargolanarak gönderilmekte olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkide ödenmeyen bakiye asıl alacak 1.250,35TL bakiye borcun icra takibi açılması sonrası toplam bakiye borç miktarının 2.245,62TL olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine Elmadağ İcra Müdürlüğü’nün 2021/135 numaralı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; var olduğu iddia edilen ticari ilişkide menfaat birlikteliği olan veya menfaat ilişkilerinin bozulduğunu asıl borçlu ve borçluları muhafaza altına almak ve müdafaa edilmek suretiyle anda icra takibi başlatıldığını, davanın ise üçüncü kişileri aldatmaya yönelik adli makamları yanıltarak hüküm kurulmasını amaçlanarak kötüniyetle açıldığını, davacının kendisine mal satmadığını, iş görülmediğini, mal teslim almadığını, fatura talebinin olmadığını, tacir olarak mubatap dahi alınmadığını İtiraz hakkının davacı ve asıl borçlu tarafından gasp edildiğini, … mail hesabı açtırmadığını, davacı tarafın ek delillerde sunduğu e-maillerde karşı tarafın belli olmadığını, firma adının ve logosunun kullanılarak üzerine borçlandırıma yapıldığını, var olduğu iddia edilen ticari sözleşmenin geçersiz ve yok hükmünde olduğunu, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/49362 sayılı soruşturma dosyası içeriği 2018-2019-2020 yılı alış ve satış faturalarının soruşturma konusu olduğunu, sözleşme kurulurken ve alışveriş yapılırken davalıyı tanımayan davacının alacağını tahsilde taraf olarak tanımasının sözleşmede taraf eşitliğine aykırı olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasındaki ticari iş ilişkisi sonucunda davalıya ait firma tarafından talep edilen ürünlerin kargo ile gönderildiği, ödemelerin kimi zaman peşin kimi zaman da vadeli olarak yapıldığı, davalının cari hesaptan kaynaklanan 1.250,35TL bakiye borcu ödememesi üzerine icra takibi başlatıldığı, davalının itirazında haksız olduğu iddiasıyla davanın açıldığı, davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tasdik ettirilip, işlendiği, birbiri ile uyumlu olduğu, HMK ve TTK’ya uygun olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı, davalı tarafın davaya konu faturalara yönelik 8 günlük yasal süresi içerisinde bir itirazının olduğunu gösterir herhangi bir belgeye dosyasında rastlanmadığı, takibe konu asıl alacağın 15.05.2019 tarihli 9.355,25.-TL’lik irsaliyeli faturaya bağlı olduğu davacı şirkete ait cari hesap cetveli bakiye alacak miktarı ile icra dosyasında kayıtlı alacak miktarının birbiri ile uyumlu olduğu, davacı şirketin davalı taraftan anılan irsaliyeli faturaya bağlı olarak cari| hesap cetvelinde kayıtlı 1.250,35.-TL tutarında asıl alacağının oluştuğu, davacının asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren fiili tahsil tarihi itibariyle hesaplanabilecek değişen oranlarda işleyecek faiz talep edebileceği, davacı şirketin cari hesap alacağının ticari mal satımından kaynaklı iş ilişkisinden kaynaklandığı, davacının davalıdan 1.250,35TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın kısmen iptali ile takibin 1.250,35TL asıl alacak ve 114,13TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.364,48TL olmak üzere devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında olan 272,89TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraf, yerel mahkemece verilen ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, uyuşmazlığın giderilmediğini, adil hüküm kurulmadığını, temel insan haklarına aykırı sebeplerle karar verildiğini, istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; mahkemece verilen 22/12/2021 tarihli ek kararın usule uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki cari ilişkiden kaynaklı olarak davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından 14/10/2021 tarihli karar ile, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli … Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Buna göre 2021 yılı için Maliye Bakanlığınca istinaf kesinlik sınırı 5.880,00.-TL olarak belirlenmiştir.
İlk derece mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.(HMK 341/1) Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 5.880,00TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.(HMK 341/2) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 5.880,00.-TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.(HMK 341/3) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 5.880,00.-TL’yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.(HMK 341/4)
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; istinaf kanun yoluna başvuran davalı aleyhine reddedilen tutar 1.364,48.-TL olup, alacak miktarı olarak kesin olan bu karara karşı davalı istinaf yasa yoluna başvuramaz.
HMK 346.maddesi gereğince, kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulması halinde, kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
İlk derece mahkemesince 22.12.2021 tarihli EK nolu karar ile değer itibariyle kanun yolu başvuru sınırının altında kaldığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bu durumda HMK’nin 341/2. maddesinde açıklanan 5.880,00.-TL’yi aşmayan kararın istinaf başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin EK kararına karşı davalı tarafça yapılan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.-TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-HMK m. 359/4 uyarınca kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 14/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”