Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1732 E. 2022/1620 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1732 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1620

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/163 E 2022/161 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 25/11/2022
YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben düzenlediği dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine senede dayalı icra takibi başlattığını, senet bedelinin icra takibinden önce 11/10/2018 tarihinde 130.000,00TL olarak banka yoluyla davalıya ödendiğini, senedin keşide tarihinin 20/06/2018, vade tarihinin 31/01/2020 olduğunu, vade tarihinden önce ödeme yapıldığını, taraflar arasında başkaca bir borç ilişkisinin bulunmadığını belirterek bedelsiz kalmış senet nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme dekontunda açıklama bulunmadığını, ödemenin takibe konu bonoya ilişkin olmadığını, taraflar arasında başkaca borç ilişkilerinin bulunduğunu, müvekkiline ait olup davacıya satılan ticari taksiye ilişkin taraflar arasında protokol imzalandığını, 600.000,00TL bedelli teminat senedi alındığını, borcun ödenmemesi üzerine teminat senedinin davacıya iade edilerek takibe konu senedin de içinde olduğu 3 senedin alındığını, senetlerin dava konusu olan 20/06/2018 keşide tarihli, 31/01/2020 vade tarihli 19.750 Euro bedelli senet ile 02/10/2018 keşide tarihli, 31/12/2018 vade tarihli 370.000,00TL bedelli, 10/10/2018 keşide tarihli, 30/06/2019 vade tarihli, 500.000,00TL bedelli senetler olduğunu, takibe konu senedin Euro bedelli olmasına rağmen ödemenin TL olarak yapıldığını, 11/10/2018 tarihli ödemenin 10/10/2018 keşide tarihli 500.000,00TL bedelli senetten bir gün sonra olması nedeniyle ödemenin bu senede ilişkin olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Ankara 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/11/2020 Tarih, 2020/633 Esas, 2020/757 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, banka dekontunda açıklama bulunmadığı, taraflar arasında birden fazla senet düzenlendiği, davacının ödemenin takibe konu senede ilişkin yapıldığını ispat etmesi gerektiği, davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, diğer delillerin ispata elverişli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ödeme dekontu yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup tanık ve diğer delillere iddianın ispat edilebileceğini, davalının ısrarı üzerine senet bedelinin vadesinden önce ödendiğini, ticari taksi satımı nedeniyle bakiye borç 19.000,00 Euro olmasına rağmen davalının faiz ilavesiyle senede 19.750,00 Euro yazdığını, vadesinden önce ödeme yapılması nedeniyle müvekkilinin 19.000,00 Euro karşılığı TL karşılığını davalıya ödediğini, tanık beyanlarının müvekkilinin lehine olduğunu, mahkemenin dar yetkili mahkeme gibi karar verdiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının takibe konu senet nedeniyle borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senede dayalı takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Somut olayda, dayanak senedin keşide tarihinin 20/06/2018, vade tarihinin 31/01/2020, bedelinin 19.750,00 Euro, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı olduğu, davacı tarafından davalı adına 11/10/2018 tarihinde banka yoluyla 130.000,00TL ödeme yapıldığı, banka dekontunda açıklama bulunmadığı görülmüştür.
6098 sayılı TBK 102.maddesinde; “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır. ” hükmü bulunmaktadır.

Davacı senet bedelinin takipten önce ödendiğini iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı ise ödemenin başka borca ait olduğunu savunarak davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı, imza inkarına uğramayan 02/10/2018 keşide tarihli, 31/12/2018 vade tarihli, 370.000,00TL bedelli, 10/10/2018 keşide tarihli, 30/06/2019 vade tarihli, 500.000,00TL bedelli senetlerin suretini dosyaya ibraz etmiştir. Davacı tarafından yapılan ödeme 11/10/2018 tarihli olup takibe konu senet ile davalının sunduğu iki senedin keşide tarihinden sonra, tüm senetlerin vade tarihinden önce yapılmıştır. Takibe konu senet, senetler arasında vade tarihi en son tarihli olan senettir. Bu durumda davalının başka bir borç için ödemenin yapıldığı beyanı ile birlikte vadesi daha erken olan senetleri sunması karşısında davacının ödemenin takibe konu senet nedeniyle yapıldığını kesin deliller ile ispat etmesi gerekir. Ödemeye ilişkin banka dekontu yazılı delil olup dekontta açıklama bulunmamaktadır. Dosya kapsamı itibariyle davacının iddiasını kesin delillerle ispat edemediği gözetildiğinde davanın reddine yönelik mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf isteminin reddi ile HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 25/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”