Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1631 E. 2023/467 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1631 (KABUL DÜZELTEREK YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2023/467 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : DR…. (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
ESAS NO : 2018/935 E. 2020/299 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 18/04/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10302 esas sayılı dosyasında alacaklı dava dışı…. Şti. ile müvekkili arasında Ankara 51. Noterliği’nin 24/09/2018 tarih … yevmiye nolu temliknamesinin imzalanması sonucunda dosyanın yeni alacaklısının müvekkili olduğunu, temlik eden dava dışı …. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında ticari mal alım satımı gerçekleştiğinden davalı şirkete satılan mallara ilişkin fatura düzenlendiğini ve cari hesap dönemi sonunda fatura bedellerinin davalı şirketçe ödendiği, ancak takip konusu yapılan 12/05/2010 tarih … nolu, 15/05/2010 tarih … nolu, 22/05/2010 tarih …nolu, 25/05/2010 tarih … nolu faturaların bakiyesi olan toplam 34.000,00 TL’nin temlik eden şirkete ödenmediğini belirterek davalı yanın itirazının iptali ile Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2010/10302 E. sayılı dosyası ile yapılan takibin 34.000,00 TL asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, takip konusu yapılan faturalardan ve sevk irsaliyelerinden anlaşılacağı üzere borçlu olduğu iddia edilen şirketin müvekkil şirket değil, …. A.Ş. ve … iş ortaklığı olduğunu ve takip konusu faturalarda iş ortaklığının ismi ile vergi numarasının bulunmasına rağmen takibin müvekkili adına başlatıldığını, takibe yapılan itirazın üzerinden sekiz buçuk yıl geçmesine rağmen bu şekilde bir yol izlenerek sözde alacağın kanuna karşı hile yöntemiyle tahsil edilmeye çalışılmasının hukuka uygun olmadığını, bahsi geçen iş ortaklığı ile dava dışı…. Şti. arasında bir ilişki olmuşsa da kendi başına tüzel kişiliğe sahip müvekkil şirketin bu ilişkiyle bir illiyet bağının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu faturaların davalının da içinde bulunduğu adi ortaklık adına kesildiği, bu hususun tarafların da kabulünde olduğu, adi ortaklığa karşı yapılacak icra takibinin tüm ortaklara yöneltilmesinin gerekeceği, ancak dava konusu takibin yalnızca davalı adi ortağa yöneltildiği, bu hali ile usulüne uygun bir icra takibinin varlığından söz edilemeyeceği, kaldı ki dava dışı temlik edenin defter kayıtlarında fatura alacağının tahsil edildiği de belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Dava konusu alacağın para alacağı olması nedeniyle adi ortaklığı oluşturan şirketler arasında ihtiyari dava ve takip arkadaşlığı bulunduğu hususunun gözden kaçırıldığı, alacağın adi ortaklardan birinden talep edilebileceği, temlik eden şirketin kayıtlarında sehven kayıt ile borcun sona erdiği hususunun açık olduğu, davalı yan tarafından teklif edilen yeminin eda edildiği, ancak ticari defterlerinin ise incelemeye ibraz edilmediği, davalı yanca ödeme savunmasında bulunulmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık adi ortaklığı oluşturan şirketlerden birine karşı takip yapılması ve dava açılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz edilmesi üzerine temlik alan tarafından açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava itirazın iptali davası olup, alacağın dayanağı olan borç ve faturalar adi ortaklığa aittir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmamaktadır.
Adi ortaklığın bu niteliği itibariyle mecburi takip ve dava arkadaşlığı söz konusudur. Bir başka anlatımla, adi ortaklık şeklinde yürütülen iş ve işlemlerden dolayı oluşacak olan uyuşmazlıklar sonunda yapılacak olan takiplerde ve açılacak olan davada, ortaklığı oluşturan tüm kişilerin davada taraf olarak gösterilmesi zorunludur.

Somut olayda temlik eden tarafından adi ortaklığı oluşturan ortaklardan biri olan davalı aleyhine takip yapılarak iş bu davanın temlik eden tarafından açıldığı anlaşılmış olup, mahkemece davanın usulden reddine dair verdiği karar yerindedir.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Ancak, Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken dava dışı temlik edenin defter kayıtlarında fatura alacağının tahsil edildiği olgusunun da değerlendirildiği ifade edilerek davanın esası ile ilgili yorum yapılması, usulden red kararının niteliğine uygun olmadığından mahkemenin gerekçesinin bu kısmının değiştirilmesi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin HMK’nin 353/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile;
2-Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/935 E 2020/299 K sayılı 22/09/2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince kararın gerekçesi DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a-Davanın USULDEN REDDİNE,
b-Alınması gereken 54,40 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 15,74 TL’nin karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
c-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
e-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırına iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden:
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 117,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
8-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 31/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”