Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1601 E. 2023/324 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1601 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/324

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2022
ESAS-KARAR NO : 2019/495 E 2022/611 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 13/03/2023
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının bankadan kredi çekerek müvekkiline borç para vermesi ve karşılığında müvekkilinin aracına teminat olarak rehin konulması yönünde tarafların anlaştığını, taraflar arasında protokol düzenlendiğini ve müvekkilinin aracının üzerine davalı lehine rehin tesis edildiğini, ancak davalının parayı müvekkiline vermediğini ve haksız yere rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibe giriştiğini belirterek müvekkilinin rehin sözleşmesi ve icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında noterde düzenlenen rehin sözleşmesinin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, kesin delil mahiyetinde olduğunu, davacının icra mahkemesinde açtığı davanın red edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, sahteliği sabit oluncaya kadar hukuken geçerli kabul edilen noter rehin sözleşmesinde davacının rehin tesisine dayanak borcu davalıdan teslim aldığının açıkça belirtildiği, aksinin ispatına yönelik davacı tarafından yazılı delil sunulamadığı, delil olarak dayanılan protokolün davacının iddialarını kanıtlar mahiyette bir belge olmadığı, protokolde açıkça rehnin davalı tarafından bankadan kullanılan kredi borcunun tamamının ödenmesi sonrasında kaldırılacağının davalı tarafından taahhüt edildiği, banka yazı cevabına göre krediden kaynaklı borcun tamamen ödenmediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, çekilecek krediye karşılık rehnin teminat olarak verildiğini, davalının bankadan kredi kullandığını, ancak müvekkiline parayı vermediğini, müvekkilinin borcu bulunmadığı halde rehnin de kaldırılmadığını, protokol ve rehin sözleşmesinin tarihinin aynı olduğunu, bir gün sonra kredinin davalı tarafından bankadan çekildiğini, kredinin rehinle ilgili olduğunu, ispat yükünün hayatın olağan akışına aykırı iddiada bulunan davalı üzerinde olduğunu, somut delillerin incelenmediğini, tarafların banka kayıtları ve ticari defterlerinin incelenmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, rehin sözlemesi ve rehne dayalı başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Ankara 26.İcra Müdürlüğünün 2019/8470 Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelemesine göre, 26/06/2019 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 300.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 323.880,82 TL alacağın tahsili için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlattığı görülmüştür.
Ankara C.Başsavcılığının 2019/107009 Soruşturma sayılı dosyasında davacının şikayeti üzerine yapılan soruşturma sonucunda olayın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle 03/07/2019 tarihinde KYOK verildiği, KYOK itirazının 23/08/2019 tarihli karar ile reddi üzerine kararın kesinleştiği görülmüştür.
Davaya konu Altındağ 4.Noterliği’ne ait 28/01/2019 tarih ve … yevmiye numaralı rehin sözleşmesinin yapılan incelenmesinde ise; rehin veren konumundaki davacı şirketin rehin sözleşmesi model yılı ve diğer ayırıcı unsurları belirtilen … plakalı aracı üzerine borç veren davalı …’ndan aldığı 300.000,00 TL tutarındaki borcuna karşılık olmak üzere borç veren lehine rehin tesis ettiği görülmüştür.
28/01/2019 tarihli taraflar arasında imzalanan protokolde; noter kanalı ile yapılmış olan rehin sözleşmesinde rehin alan … … Şubesinden çekilen kredinin bitiminde araca koyulan rehnin kaldırılacağının taahhüt edildiği görülmüştür.
… Şubesinin yazı cevabında, …. Şti.’nin 29/01/2019 tarihinde 250.000,00 TL bedelli kredi kullandığı, kredinin halen açık olup 15/03/2021 tarihi itibariyle kapatma tutarının 93.742,40 TL olduğu yönünde bilgi verildiği görülmüştür.

İcra takibinde davalı 300.000,00TL asıl alacak olmak üzere toplam 323.880,82 TL alacak talebinde bulunmuştur. Davacının talebi, icra takibinden dolayı menfi tespite yöneliktir, ancak dava harcı 300.000,00 TL asıl alacak üzerinden yatırılmıştır. Hal böyle olunca dava değeri takip miktarı olan 323.880,82 TL olduğundan, mahkemece 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gözetilerek, davacı vekiline bu miktar üzerinden harcın tamamlanması konusunda mehil verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, eksik harç ile davaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Harç eksikliği tamamlandıktan sonra; davacı dava dilekçesinde ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandığından davacının iddiasını ispatı için dayandığı diğer delillerle ile birlikte tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme ile yapılarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi isabetli olmamış olup, davacının bu yönlere değinen istinaf itirazlarının kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2019/495 Esas, 2022/611 Karar ve 06/07/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 13/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”