Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1593 E. 2022/1722 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1593 (GERİ ÇEVİRME )
KARAR NO : 2022/1722

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2022 (Ara Karar)
ESAS NO : 2022/428 E

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
TALEP KONUSU : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında verilen çek bedelinin ödenmesine karşın Ankara 31. İcra Müdürlüğü’nün 2022/8453 E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibine konu edildiğini belirterek takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir karar verilmesini, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; İİK’nın 72/3 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin mümkün olmasa da borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini belirterek tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davalı vekili,
Davacı şirketin, müvekkiline bu çek dışında cari olarak başkaca borçları da olduğunu, davacı tarafça müvekkiline düzenlenen 437.027,57 TL bedelli e-faturanın müvekkiline 30/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından 09/05/2022 tarihinde noter aracılığı ile faturanın temel fatura olması nedeniyle iadesi ve içeriğine itiraz ile ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin 16/05/2022 tarihinde T.K 21. maddeye göre tebliğ edildiğini, dolayısı ile müvekkili adına davacı tarafından düzenlenen gerek ticari fatura gerekse de temel faturanın müvekkili tarafından iade ve itiraz olunduğunu, kabul edilmediğini, bu nedenle şirketlerin karşılıklı olarak beyan etmediği durumda olan dava konusu faturaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, malen ödeme iddiasının hükümsüz olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkemenin 01/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına ilişkin ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, ihtiyati tedbir koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nın 389 – 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir.
İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. maddesinde uygulanacak usul kısaca şu şekilde açıklanmıştır: Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir.
Buna göre HMK’nın 394/4. maddesinde, tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinde inceleme yaparak kararını vereceği belirtilmiş olup, itiraz üzerine incelemenin duruşmalı yapılması zorunlu olduğundan, mahkemece öncelikle, duruşma günü verilerek ilgililer dinlenmek üzere usulen davet edildikten sonra gelmeseler dahi itiraz sebepleri incelenerek sonucuna göre gerekçeli karar yazılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir.
İstinaf yoluna başvurulabilecek kararlar ise HMK’nın 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmünü içermektedir.
Geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/III. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi halinde” ve yine 394/V. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
Mahkemece istinafa konu edilen ara kararında, karara karşı HMK’nın 394. maddesi uyarınca itiraz yoluna gidilebileceği gösterilmesi gerekirken istinaf kanun yolu gösterilmiş, aleyhine tedbir talep edilen yan tarafından da karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ancak yukarıda da açıklandığı üzere esasen ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararına karşı HMK’nın 394. maddesi gereğince tedbir kararı veren mahkemede itiraz yolu gidilebileceği öngörülmüş olup davacı yan tarafından yanılgılı değerlendirme ile karara karşı istinaf yoluna gidilmesi mümkün değildir. Ayrıca tedbir talebinin kabulü kararına karşı itiraz usulü yerine kanun yolu olan istinaf yoluna başvurulmuş olması söz konusu talebe istinaf niteliğini kazandırmayacaktır. Kanun yolundaki yanılgı ilgili tarafa tanınan bu imkandan yararlanmasını önlemez. Kaldı ki somut olayda bu yanılgının nedeni ilk derece mahkemesidir.
HMK’nın 394. maddesi uyarınca itiraz incelemesinin mahkeme tarafından yapılması gerektiğinden dilekçesinin reddiyle gereğinin yapılmak üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 394. maddesi uyarınca gereği yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
2-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf karar ve ilam harcı alınmış ise alınan harcın isteği halinde İADESİNE,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 352.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 12/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”