Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1567 E. 2022/2010 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1567 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/2010

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/441 E 2022/593 K
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin besicilik işi yaptığını ve davalıya malzeme vs. ürünlerden kaynaklı fatura düzenlediğini ve malzemeleri teslim ettiğini ancak borç ödenmediğinden Gölbaşı İcra Müdürlüğü’nün 2021/57 E. sayılı dosyası kapsamında icra takibi yapıldığını, takibe itiraz üzerine takibin durduğundan belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, öncelikle davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, dava öncesinde dava şartı arabuluculuğa başvuru yapılmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacı vekili tarafından dava tarihi olan 14/07/2021 tarihinden önce davacının zorunlu arabulucuya başvurulmadığı belirtilerek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5/A maddesinin 1. Fıkrası ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanununa 7155 sayılı yasanın 23. Maddesi ile eklenen 18/A-2 maddesi gereğince bu husus mahkeme acısından özel dava şartı olduğundan ve dava şartının gerçekleşmediğinden HMK 114 ve 115. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, Gölbaşı 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen itirazın iptali davasında müvekkilinin tacir olduğu kanaatine varıldığını, mahkemenin bu kararının yanlış olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığını şahıs olduğunu, görevsizlik yetkisizlik sonucunda dosya ticaret mahkemesine gittiğini, ticaret mahkemesinde arabuluculuk başvurusu olup olmadığını tensiple karar altına alınmış olduğunu, dava esnasında bu usuli eksikliğin giderildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu, anlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulduğunu, mahkemenin red kararı verdiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava şartları, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiğilinden araştırılması gerektiği belirtilmiş, anılan kanunun 114. maddesinin 1. fıkrasında dava şartları sayılmış, aynı yasa maddesinin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde, mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunması aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi, ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Somut olayda davanın 14.07.2021 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece ticaret mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararı üzerine 23.08.2022 tarihinde arabulucuya başvurulduğu ve anlaşamamaya dair son tutanağın 25.08.2022 tarihinde düzenlendiği, verilen görevsizlik kararının 15.06.2022 tarihinde kesinleştiği ve görevli mahkeme olan Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/441 Esas sayılı dosyasında 28.06.2022 tarihinde açılan davanın 05.09.2022 tarihinde arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Bu durumda; dosya içeriği ve toplanan delillere, istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme yapılmasına ve özellikle davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığının anlaşılmış bulunmasına göre ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harca gerek olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”