Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1508 E. 2022/1944 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1508 – 2022/1944

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1508 (USULDEN RED)
KARAR NO : 2022/1944

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/3 E 2022/724 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, icra takibine konu edilen çekin lehtarının…. Şti. olduğunu, icra takibine konu edilen çeke ilişkin olarak …. Şti. aleyhine İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/832 Esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası ikame edildiğini, yargılama esnasında çeke ilişkin olarak ödeme yasağı konulu ihtiyati tedbir kararı verildiğini, tedbir kararının uygulandığını, işbu çekin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olmayan davalı şirkete ciro edildiğini, ödeme yasağının ve çekin teminat çeki olması nedeniyle kambiyo takibine konu edilememesinin önüne geçilmeye çalışıldığını, ciro silsilesinin kötü niyete dayalı olduğunu, hamil ile lehtar arasında organik bağ olduğunu belirterek Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2021/19094 E. Sayılı icra dosyasından kaynaklı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, iş bu icra dosyasının teminatsız olarak aksi kanaatte teminatlı olarak durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, dava dışı …. Şti. ile aralarında menfi tespit davası bulunan davacının sözleşme ile yüklendiği edimini tam olarak yerine getirdiği hususunun, İstanbul 8. ATM’nin 2021/832 E. dosyasında dava konusu olduğunu, müvekkilinin alacağına karşılık çeki teslim aldığını ve tahsil etme yoluna gittiğini, tedbir verilmesi kararının müvekkilinin bedeli tahsilinin önüne geçtiğini ve zarara uğradığını bildirerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verilen kararın ortadan kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; Ankara BAM 22. HD.’nin 2022/617 esas ve 2022/996 karar sayılı ilamıyla mahkemece verilen tedbir kararına davalının süresinde itiraz etmediği belirtilerek mahkemenin 21/02/2022 tarihli kararın kaldırılmasına bunun yanında davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere hükmolunduğunu, bu verilen karar sonrası davalı vekilinin talep konusu ettiği tedbir kararının kaldırılmasını gerektirir koşulların dosyada bulunmadığını belirterek ihtiyati tedbir talebine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, davacının açmış İstanbul 8. Ticaret Mahkemesi’nde menfi tespit davasında verilen ödeme yasağının kalktığını, iş bu menfi tespit davasının yetkisizlikle Ankara 13. Ticaret Mahkemesi’ne geldiğini ve tensip zaptında ödeme yasağına ilişkin karar ikame edilmediğini, bu durumun 3. kişi konumundaki müvekkili için konulmuş ihtiyati tedbir kararını haksız hale getirdiğini, davacının ticari defterlerini sunmadığını, müvekkili ile dava dışı …. Şti. arasında cari hesap ilişkisi söz konusu olduğunu, davacının, zarara ve dava dışı …. Şti. ile ticari ilişkisine dair beyanlarının yapım işine ilişkin menfi tespit davasının konusu olduğunu, davacının iş bu menfi tespit davasında işi anlaşmaya uygun ve eksiksiz yaptığını kanıtlaması gerektiğini, müvekkilinin alacağına karşılık dava konusu çeki teslim tarihinin, davacının açmış olduğu menfi tespit davasından önce olduğunu, ödeme yasağı kararlarının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini bildirerek ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararının kaldırılmasını ve Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2021/19094 E. sayılı icar dosyasındaki bedelin müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN OLAYLAR
Uyuşmazlık, somut olayda ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davalı vekili 15/08/2022 tarihli dilekçesi ile durumun ve koşulların değiştiğinden bahisle mahkemeden ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen 396.maddesi; ” Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.
İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” düzenlemesi bulunmakta, maddede kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığı görülmektedir.
HMK 396 maddenin gerekçesinde;”İhtiyatî tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasını düzenleyen bu maddede de, yukarıda belirtilen iki maddedeki ortak yönler dikkate alınarak itiraza ilişkin benzer hükümlere ayrıca atıf yapılmıştır. Ancak, itiraz üzerine verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması hakkındaki fıkraya atıf yapılmamıştır. Zira, hâl ve şartların değişmesi, hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı bir husustur. Ayrıca, aynı yargılama süreci içinde, bir çok kez hâl ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle, tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması ya da talebin reddi söz konusu olabilir. Her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması, ihtiyatî tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı da sağlamayacaktır.
Kanun yolunun açılmış olmasının amacı, ihtiyatî tedbirlerle ilgili temel hukukî ve prensip hatalarının önüne geçmektir. Bu sebeple, ihtiyatî tedbirin reddi ve ihtiyatî tedbire itiraz üzerine verilen kararlar için kanun yolu imkânı getirilmiştir.” şeklinde açıklanan gerekçede belirtildiği gibi; hal ve şartların değişmesi nedeni ile verilen kararlar hukukî bir değerlendirmeden daha çok, maddî şartlarla yakından ilgili, nispeten sübjektif ve doğrudan mahkemenin takdirine bağlı kararlar olduğundan ve her değişiklikten sonra verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurulması halinde, kanun yolundan beklenilen amaçtan uzaklaşılması sonucunu doğuracağından, bu kararlara karşı kanun yolunun kapalı olması öngörülmüştür.
Durum ve koşulların değişmesi sebebi ile yapılan ihtiyati tedbire itiraz isteminin reddine ilişkin karara karşı, kanun yoluna başvurulamaması daha sonra işin esasıyla ilgili kanun yoluna başvurulması durumunda, bu hususun da değerlendirilerek bir karar verebilme imkânının kapalı olduğu anlamına gelmez, esas hükümle birlikte bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilmesi mümkündür. (Bkz Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 01.06.2012 tarihli Hukuki Mütalaa). Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 07/05/2013 tarihli 2013/2845 E.-8286 K.sayılı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/7850 E.-12177 K. sayılı, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 04/06/2012 tarihli 2012/6529 E.,2012/9660 K.sayılı, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 05.03.2013 tarihli 2013/1088 E., 2013/4111K. nolu içtihatları da aynı doğrultudadır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf kanun yoluna başvurulan ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine ilişkin karar, durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin kaldırılması isteminin reddi üzerine verilen bir karar olduğundan; 6100 sayılı HMK’nın 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 391. ve 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığından mahkemenin 12/09/2022 tarihli ara kararına karşı kanun yolu kapalı olduğundan başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :

1-Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/3 Esas sayılı ve 12/09/2022 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine ilişkin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 396 ve 346.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,

2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
HMK’nun 352.maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda, HMK’nun 362/1-f.madde gereğince kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”