Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1497 E. 2023/496 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1497 ( KABUL KALDIRMA)
KARAR NO : 2023/496

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2022
ESAS-KARAR NO : 2018/818 E 2022/429 K

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili gerçek kişinin müvekkili şirketin yetkilisi olduğunu, davalının müvekkilleri aleyhine senede dayalı icra takibi başlattığını, senetteki imzaların, kaşe ve yazıların müvekkilline ait olmadığını, davalıyı tanımadıklarını, aralarında herhangi bir alışveriş veya borç alacak ilişkisinin bulunmadığını, sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek müvekkillerinin senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarının doğru olmadığını, tarafların 1997 yılından beri tanıştıklarını, müvekkilinin bono bedelini senet tanzim tarihinde davacılara verdiğini, davacının bizzat bonoyu imzaladığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece 16/11/2016 Tarih, 2014/799 Esas, 2016/724 Karar sayılı kararı ile davanın reddine ve davalı lehine tazminata karar verilmiş, kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 31/05/2018 Tarih, 2017/23 Esas, 2018/847 Karar sayılı kararı ile ağır ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi için kararın kaldırıldığı, kaldırma kararı sonrasında mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, ağır ceza mahkemesi tarafından davalı hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından mahkumiyet kararı verildiği, kararın kesinleştiği, TBK 74.maddesi uyarınca olayın oluş şekli itibariyle hukuk hakimini bağladığı, ceza mahkemesi kararında davalının davaya konu senedi imzalı olarak bir şekilde ele geçirdiği ve alacaklı olmadığını bildiği halde senet üzerindeki yazıları yazarak/yazdırarak takip yaptığının kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyetli takip nedeniyle davalı aleyhine tazminata karar verilmiştir.
Karardan sonra davacı vekili HMK 305/A maddesi kapsamında talepte bulunarak takip konusu borcun bir kısmının alacaklıya ödenmesi nedeniyle istirdat hükmü kurulmasını talep etmiş, mahkemece 24/06/2022 Tarihli ek kararla, alacaklıya ödeme yapıldığına dair bir tespitin bulunmadığı, davacının bu yönde talepte bulunmadığı, şartların oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra dosyası yoluyla ve haricen alacaklıya yapılan ödemeler olduğunu, mahkemece istirdat hükmü kurulmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan ceza mahkemesi kararının hatalı olduğunu, ceza mahkemesi kararına karşı olağanüstü kanun yoluna başvurulduğunu ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yoluna gidildiğini, davacının senetteki imza, kaşe ve yazıların sahte olduğu iddiasına dayandığını, iddianın genişletilmesi ilkesine aykırı olarak davacının iddiasını genişlettiğini ve değiştirdiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacıların takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, senede dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dairemizin kaldırma kararında ağır ceza mahkemesi kararının kesinlemesinin beklenilmesi için karar kaldırılmış, kaldırma kararı sonrasında mahkemece ağır ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenmiş, ağır ceza mahkemesi tarafından davalı hakkında imzalı senedi bir şekilde ele geçirerek alacaklı olmadığını bildiği halde icra takibi başlattığı gerekçesiyle davalının resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine karar verilmiş, karar istinaf aşamasından geçmek suretiyle kesinleşmiştir,
Davacı, yargılama sırasında icra dosyası aracılığı ve haricen alacaklıya ödemeler yaptığını, istirdat yönünden hüküm kurulmadığını ileri sürerek ödemelerin bir kısmına ilişkin makbuzlar sunmuştur.
İİK’nun 72/5. maddesi gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir.
Dava senede dayalı menfi tespit davası olup, yargılama sırasında istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece ödeme miktarlarının tespiti ile istirdata karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacıların istinaf isteminin HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre bu aşamada davalının istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi, 2018/818 Esas, 2022/429 Karar ve 25/05/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kaldırma sebebine göre davalının istinaf isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde taraflara İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1-g maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 06/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”