Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1446 E. 2023/58 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1446 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2023/58
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/790 E 2022/444 K

ASIL DAVA :
DAVACI : … (T.C….)
VEKİLİ :
DAVALI : … (T.C….)
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
YAZILDIĞI TARİH : 06/02/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …’ın kayınbabası olduğunu, davalılar … ve …’ın da kardeş olduklarını, davalıların ve davalı …’ın eşi aynı zamanda müvekkilinin kızı olan …’ın da müvekkillinin kantin işletmesinde çalıştığını, 2016 yılında kantin işletmesi üzerine şirket kurulduğunu, davalı …’a şirkette %40 hisse ve şirket işlerini ve hesaplarını kontrol etmesi için vekaletname verildiğini, davalı …’ın kantin işlerinde ödeme için kullanacağını söyleyerek müvekkilinin keşideci olduğu, miktar ve tarih yazılı olmayan 6976698 seri numaralı çeki aldığını, müşterilere verdiğini söylediğini, daha sonra davalı …’ın müvekkilinin kızı ile arasında çıkan anlaşmazlık sonucu evden ayrılırken yine müvekkilinin keşideci olarak yer aldığı ve müşterilere verilmek üzere evde bulunan… seri numaralı çeki kızının bilgisi ve rızası dışında aldığını, dava konusu … seri numaralı çeke 500.000,00 TL,… seri numaralı çeke 600.000,00 TL bedel ve alacaklı olarak davalı …’ın ismi yazılarak çeklerin diğer davalı …’a ciro edilerek bankaya ibraz edildiğini, 500.000,00 TL bedelli çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığını, çek karşılığında para veya mal alınmadığını, davalıların kötüniyetli olduğunu, çeklerdeki imzanın sadece müvekkiline ait olduğunu, diğer yazı ve rakamların sonradan doldurulduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili; davacının iddialarının doğru olmadığını, müvekkili …’ın işyerini devrederek 2009 yılından beri gayri resmi olarak iki kantin işletmesine ortak olduğunu, 25.000,00 TL işyeri devir bedelinin davacıya ortaklık bedeli olarak verildiğini, gayri resmi ortaklığın 2016 yılında resmi ortaklığa dönüştüğünü ve müvekkilinin şirkette %40 hissesinin bulunduğunu, dava konusu çekin davacı tarafından müvekkili …’a borç para, altın, gayrimenkul satışı, işletme karı ve işletme devrinden kaynaklanan borçları için verildiğini, yine müvekkili …’ın diğer müvekkili … ile arasındaki miras payının devri sözleşmesi ve borç para verilmesi nedeniyle çekin müvekkili … tarafından müvekkili …’a ciro edildiğini, müvekkili …’ın iyiniyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesi tarafından yargılama sırasında davalı … yönünden açılan davanın tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verilmiş, davalı … yönünden yargılamaya devam edilerek 09/04/2018 Tarih, 2016/1261 Esas, 2018/363 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 23/09/2021 Tarih, 2018/2304 Esas, 2021/1419 Karar sayılı ilamında belirtilen;
“Dava; çekten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Dosya incelendiğinde, davacı tarafın davaya konu 18/07/2016 keşide tarihli, 500.000TL bedelli çekin sahte olduğunu, davacının davalı ciranta ile herhangi bir borç ilişkisi olmadığını belirterek, menfi tespit isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın şikayeti üzerine davalı tarafça Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 19/04/2017 tarihli ifadede davalının söz konusu çeki, çekin lehtarı olan abisi … aldığını, aslında davacıdan alacaklı olmadığını, abisinin kendisine olan borcu ödememesi üzerine çeki takibe koyduğunu beyan ettiği, aynı ifadeyi Ağır Ceza Mahkemesinde de tekrarladığı görülmektedir.
Davaya konu çekin incelenmesinde, çekin keşidecisinin davacı, lehtarının dava dışı …, cirantanın ise davalı olduğu anlaşılmaktadır. Çeke ilişkin olarak davacı tarafın şikayeti üzerine resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dolayı açılan kamu davasında Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/840 Esas, 2018/638 Karar sayılı dosyası ile davalının beraatine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği görülmektedir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında de belirtildiği gibi çek bir ödeme aracı olup, bir borcun tasfiyesi için verilir.
Somut olayda kambiyo senedi niteliğini kaybetmemiş olan çekteki imza inkar edilmemiş ve davalının beyanı ile ticari ilişki nedeniyle çekin ciro yoluyla davalıya geçtiği ve davalının yetkili hamil olduğu tartışmasızdır.
Dava dilekçesi incelendiğinde, davacının davalının kötü niyetli olarak hareket ettiğini ileri sürdüğü görüldüğünden, TTK’nun 687.maddesi gereğince çekin keşidecisi olan lehtara karşı ileri sürebileceği defileri hamile karşı ancak hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlu zararına hareket etmesi halinde ileri sürebilecektir. Dolayısıyla davalı tarafın ceza dosyasında vermiş olduğu ifadeden davaya konu kambiyo senedinin bedelinin ödendiği anlamı çıkmadığından, davacı keşidecinin sorumluluğu devam etmektedir. Mahkemece davacı keşideciye davalının kötü niyetli olarak bu çeki iktisap ettiği konusunda ispat imkanı verilmeli, bu dosyadan tefrik edilip ayrı esasa kaydedilen lehtar …’a karşı açılmış davada verilen hüküm ve davalının bu ilişkideki durumu kötü niyetin değerlendirilmesi bakımından dikkate alınmalı ve bütün deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir (Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 2016/13484 E., 2018/422K. ve 06/02/2018 T. Sayılı kararı).
Açıklanan bu nedenlerle yukarıda belirtildiği şekilde delillerin toplanarak karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” sebeplerle hüküm kaldırılarak dosya mahalline gönderilmiş, kaldırma kararı sonrasında 2018/204 Esasına kaydedilen işbu dosya, daha önce davalı … hakkında tefrik kararı verilerek 2021/790 Esasa kaydedilen dosya ile birleştirilmiş, asıl ve birleşen dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu, davacının iddiasını ispat edici yazılı delil sunmadığı, yemin deliline dayandığı, davalıların usulen yemini eda ettikleri, çekin ödeme vasıtası olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, ihtiyati tedbir kararı infaz edildiğinden davalı … lehine %20 oranında kötüniyet tazminatına, birleşen davanın reddine, davalı … yönünden tazminat şartları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, ispat külfetinde hataya düşüldüğünü, çekin imzalanarak davalı …’a verildiğine dair müvekkilinin kabul beyanının bulunmadığını, dava konusu çekle birlikte 2 adet çekin müvekkilinin rızası dışında uhdesinden çıktığını, davalı …’ın kantin işlerinde ödeme için kullanacağını söyleyerek hile ve aldatma ile çeki teslim aldığını, müşterilere verdiği yönünde yalan söylediğini, tanık anlatımlarına bakıldığında çekin borç tasfiyesi için verilmediğinin açık olduğunu, davalı …’ın savcılık ve ağır ceza mahkemesindeki ifadelerinde çekin açığa imza atılarak boş olarak verildiği ve teminat çeki olduğu yönünde beyan ve ikrarının bulunduğunu, alacağın teminatı olarak çekin verildiğini beyan ettiğini, alacaklı olduğuna dair somut delil ortaya koyamadığını, davalı …’ın da gerçek alacağının bulunmadığını ve iyiniyetli hamil olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, çeke dayalı menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava konusu 18/07/2016 keşide tarihli, 500.000,00 TL bedelli çeke istinaden davalı … tarafından davacı hakkında 22/07/2016 tarihinde Kayseri 6.İcra Müdürlüğünün 2016/10121 Esas sayılı dosyası üzerinden, 498.710,00 TL çek, 997,42 TL çek komisyonu, 49.871,00 TL çek tazminatı ve 481,60 TL ihtiyati haciz tutarı olmak üzere toplam 550.060,02 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, çekin keşidecisinin davacı, lehdarının … olduğu, davalı …’ın lehtar cirosu ile çekte hamil olduğu anlaşılmıştır.
Çeke ilişkin olarak davacı tarafın şikayeti üzerine resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan dolayı açılan kamu davasında Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/840 Esas, 2018/638 Karar sayılı dosyası ile davalıların beraatine karar verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçmek suretiyle 30/06/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Çek bir ödeme aracı olup, bir borcun tasfiyesi için verilir. Davacı, dava konusu çek nedeniyle davalı …’a borcunun bulunmadığını, müşterilere verilmek üzere imzalı boş çeki davalıya verdiğini, davalının çeki anlaşmaya aykırı doldurarak kötüniyetli olarak diğer davalı …’a ciroladığını iddia etmektedir. Her nekadar istinaf aşamasında imzanın davacıya ait olduğu yönünde beyanda bulunulmadığı belirtilmiş ise de, davacı dava dilekçesi ve ağır ceza mahkemesi dosyasındaki beyanlarında çeki imzaladığını kabul etmiştir.
Ağır ceza mahkemesinde sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarında yapılan yargılama sonucunda davalılar hakkında beraat kararı verilmiş olup işbu karar kesinleşmiştir.
İspat yükü davacı üzerinde olup davacının davalı lehtar …’a karşı çekin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, bedelsiz olduğunu ispat etmesi ve bunu ispatladıktan sonra davalı hamil …’ın TTK 687.maddesi uyarınca çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini yani kötüniyetli olduğunu ispat etmesi gerekir. Davalı …’ın gerek cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlarında gerekse ceza dosyası kapsamındaki beyanlarında çekin borç nedeniyle alındığını ifade etmiştir. Mevcut borç için çekin alındığı beyan edildiğinden ispat yükü halen davacı üzerindedir, ispat yükü davalı …’ın üzerine geçmemiştir. Davacı, davalı …’a yönelik iddiasını ispat anlamında yazılı delil sunamamış, yemin deliline dayanmış, davalılar usulen yemin etmiştir. Bu durumda davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu anlaşıldığından davacının istinaf itirazlarının reddi ile HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Birleşen davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 03/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”