Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1301 E. 2022/1367 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1301 ( KABUL YENİDEN ESAS
KARAR NO : 2022/1367 HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2017
ESAS NO : 2016/706 E 2017/278 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Kıymetli Evrak İptali
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı banka vekili tarafından istenmiş, Dairece verilen kararın temyiz incelemesi sonucu bozulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373.maddesi uyarınca, incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davacının, siparişe konu mal karşılığı davalı şirkete avans olarak 06.09.2016 ve 15.09.2016 keşide tarihli her biri 156.900,00TL bedelli çekleri teslim ettiğini, davalı şirketin siparişe konu demir malzemelerini eksiksiz teslim edeceğini ve teslim edememesi durumunda çeklerin bedelsiz kalacağını taahhüt etmesine rağmen mal teslimini gerçekleştirmeden çekleri diğer davalı bankaya kullandığı kredilerin teminatı olarak teslim ettiğini, bedelsiz kalan çeklerin rehin cirosuyla devri nedeniyle davalı bankanın her hangi bir hak talebinde bulunamayacağını, belirterek bedelsiz kalan çekler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istenmiş, yargılama sırasında çeklerin bedelinin ödenmesi sebebiyle davalı bankadan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı şirket; davalının edimini yerine getiremediğini, avans olarak verilen çeklerin kullanılan kredilerin teminatı olarak verildiğini, çekleri bankadan alamadıklarını, bu nedenle davacıya iade edemediklerini bildirmiştir.
Davalı banka vekili; çeklerin temlik cirosuyla devir ve teslim edildiğini; çeklerin bedelsiz kaldığına ilişkin şahsi def’inin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; 06.09.2016 keşide tarihli, 156.900,00TL bedelli çekte, “Bedeli teminat içindir” kaydı çek arkasında yer aldığı, bu durumda, anılan çek yönünden, çekin üzerinde “bedeli teminat içindir” şeklindeki kayıt nazara alındığında cironun, rehin cirosu olduğunun anlaşıldığı, TTK’nun 818.maddesinde rehin cirosuna ilişkin TTK m.689’a yapılan atıf bulunmadığı, poliçe ve bononun aksine, çekte rehin cirosunun geçerli olmadığı, bu nedenle, 06.09.2016 tarihli çek yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında iki adet çek bedelinin 02.12.2016 tarihinde 354.000,00TL olarak ödendiği, anılan çek yönünden çek bedelinin istirdadına, 15.09.2016 keşide tarihli, 156.900,00TL tutarlı çek yönünden ise; çek yaprağı üzerinde bedelinin teminat/rehin olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı, çekin temlik cirosu ile davalı bankaya devredildiğinin anlaşıldığı, TTK m.687 uyarınca, düzenleyen ile lehtar arasındaki şahsî def’ilerin hamile karşı ileri sürebilmesi için hamilin, çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin, başka bir anlatımla düzenleyenin borçlu olmadığını bile bile çekleri ciro yoluyla temlik aldığının kanıtlanması gerektiği, davacının hamil bankanın bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davalı banka yönünden 15.09.2016 keşide tarihli çeke dair açılan davanın ve tazminat talebinin reddine, karar verilmiş hükme karşı davacı ve davalı banka vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; çeklerin kredi kullanmak için davalı bankaya diğer davalı tarafından teminat olarak verildiğini, her iki çek yönünden de davanın kabulü ve kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiğini, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili; çeklerin temlik cirosu ile devredildiğini,çekin incelenmesinde, müvekkili bankanın hukuki durumunu etkileyecek lehtar tarafından bankaya yapılmış bir rehin cirosu bulunmadığını, çekin arkasındaki ”bedeli teminat içindir” ibaresi müvekkili bankaca yazıldığını, bu ibarenin çekin tedavüle çıkarılması halinde bankanın hukuki durumunu etkileyeceğini, müvekkilince çekin ciro edilmediğini, kaldı ki bedeli teminattır ibaresi lehtar cirosunun üstünde olsaydı kendinden sonraki cirantalara yani bankaya karşı ileri sürülebileceğini, bu durumda iyiniyetli hamile karşı davacının şahsi def’ ilerini ileri süremeyeceğini, geçerli bir kambiyo senedi nedeniyle davacı keşidecinin borçlu olmadığının tespitine karar verilemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

BOZMA İLAMI
Davacı vekilinin temyizi üzerine; Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin, 2020/2966 Esas, 2022/ 4544 Karar 07.06.2022 tarihli kararı ile özetle‘’…Davacının keşideci olduğu 06/09/2016 keşide tarihli 156.900.-TL bedelli 0046230 nolu çekin üzerinde banka tarafından “Bedeli teminat içindir” ibaresinin bulunduğu, çeklerde rehin cirosunun geçerli olmadığı, bu nedenle davalı bankanın bu çek yönünden meşru hamil kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafından düzenlenen aynı tarih, aynı miktarlı … nolu çeke gelince, davacının keşideci, davalı … Metal Demir Çelik İnş. Taah. Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ise lehtar ve yetkili hamil olduğu, davalı … Bankası A.Ş.’nın ise muhatap … Bankası A.Ş.’ne vekaleten hareket eden ve çeklere karşılıksız şerhini veren muhatap banka vekili olduğu anlaşılmaktadır. Davalı bankanın bu çekte cirosu olmadığından bu çekin meşru hamili değildir. Çekin fiilen davalı bankanın elinde olması onu meşru hamil haline getirmez. O nedenle davalı … Bankası A.Ş. aleyhine açılan menfi tespit ve istirdat davasının kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davalı … Bankası A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın oy çokluğu ile bozulması gerekmiştir….’’
Başkan vekili Sayın … Karşı oy görüşünde özetle ’’… Çoğunluğun 06.09.2016 tarih ve … nolu çek ile ilgili lehtar bakımından oluşu görüşüne aynen katılıyorum. Dava konusu 15.09.2016 tarih … no lu çeke gelince, bu çekin arkasında keşidecinin cirosu ile davalı bankanın muhatap bankaya vekaleten çeki ibraz ettiğini gösteren hususlar bulunmaktadır. Dava konusu çekteki ciro beyaz cirodur. Beyaz ciro, çekin “hamiline yazılmış gibi” tedavülüne imkan verir. Senedin beyaz ciroyla devri halinde, her hamil hak sahibi sayılır (TTK m818 yollaması ile 684/2/c); senedi iktisabında kötü niyetli değilse, gerek senet üzerindeki mülkiyet hakkını, gerek senedin içerdiği hakkı iktisap eder. Beyaz ciro, temlik cirosu hükmündedir. Ancak, bu hususun aksinin yazılı delille ispatı mümkündür. Bir çeki beyaz ciro ile almış bulunan hamilin sahip olduğu imkanlar, aynı senedi tam ciroyla iktisap eden hamile nazaran daha fazladır (TTK m 818 yollaması ile 684/2/a,b,c. Dava konusu çekteki beyaz ciro temlik cirosu vasfında olup, bu hususun aksi ileri sürülüp yazılı delille kanıtlanmamıştır. Bu nedenle davalı banka çekin meşru hamilidir. Çekin mülkiyeti yanında senedin içerdiği hakkın sahibi de bankadır. Davalı bankanın lehtarın cirosu ile yaptığı ibraz işlemi arasında ayrıca bir ciro yapmasına gerek yoktur. Tüm bu nedenlerle, davalı bankanın … nolu çekin meşru hamil olduğunun kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin ret kararının onanması görüşünde olduğum için çoğunluğun bozma görüşüne katılamıyorum…’’şeklinde oy çokluğu ile bozulmuştur.
Bozma üzerine duruşma açılmış, davacı vekilince bozma ilamına uyulmasını, davalı banka vekili direnme kararı verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davaya konu çek üzerindeki cironun hangi amaçla yapıldığı (temlik, rehin vs.), burada varılacak sonuca göre davacı keşidecinin ciro yoluyla hamile karşı şahsi def’ilerini ileri sürüp süremeyeceği noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı vekili; davacı ile davalı şirket arasında demir malzemesi alımı konusunda sipariş formu imzalandığını, davacının bu amaçla verdiği iki adet çekin malların teslim edilmemesi nedeni ile bedelsiz kalmasına rağmen çekleri elinde bulunduran davalı bankaya çeklerin rehin cirosu ile devredildiğini, rehin cirosunun yapılamayacağını ve davalı bankaya bedelsizlik iddiasının ileri sürülebileceğini belirterek, davacının 06.09.2016,15.09.2016 tarihli ve her biri 156.900,00TL bedelli olan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirketin yetkili temsilcisinin 26.10.2016 tarihli beyanında; demirin tedarik edilerek davacıya teslim edilemediğini, çeklerin bankaya teminat olarak teslim edildiğini, bildirmiştir.
Davalı banka vekili, davalının iyi niyetli hamil olduğunu, çeklerin temlik cirosu ile devir ve teslim alındığını, şahsi def’ ilerin ileri sürülemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı şirketin çeklerin bedelsizliğine dair kabul beyanı karşısında: her iki çekten dolayı davacının, davalı “… Metal Demir Çelik İnş. Taah. Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ne borçlu olmadığının tespitine, davalı banka yönünden ise 06.09.2016 keşide tarihli, … çek numaralı, 156.900,00 TL bedelli çekte, “Bedeli teminat içindir” kaydı çek arkasında yer aldığı, anılan çek yönünden, çekin üzerinde “bedeli teminat içindir” şeklinde kayıt nazara alındığında cironun, rehin cirosu olduğu, çekte rehin cirosunun geçerliliği bulunmadığı, 06.09.2016 keşide tarihli çek yönünden istirdat isteminin kabulüne diğer 15.09.2016 keşide tarihli, … çek numaralı, 156.900,00TL tutarlı çek yönünden ise; çek yaprağı üzerinde bedelinin teminat/rehin olduğuna ilişkin bir kayıt bulunmadığı, dava konusu bu çekin; bankaya çek teslim bordrosu ile teslim edildiği, çekin üzerinde “rehin içindir” şeklinde kayıt olmadığından çekin temlik cirosu ile Bankaya devredildiğinin kabulü gerekir. TTK m. 687 uyarınca, düzenleyen ile lehdar arasındaki şahsî def’ilerin hamile karşı ileri sürebilmesi için hamilin, çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davalı banka yönünden 15.09.2016 keşide tarihli, çeke dair davanın reddine, karar verilmiştir.
Davalı banka ve davacı vekillerinin istinaf istemi üzerine yapılan incelemede:
Uyuşmazlık: davaya konu çeklerin üzerindeki cironun hangi amaçla yapıldığı (temlik, rehin vs.), burada varılacak sonuca göre davacının menfi tespit isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde fayda vardır. (İşlem tarihinde yürürlükte bulunan) 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 689.maddesi:
(1)“Ciro, “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kaydı içerirse, hamil poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat kendisi tarafından yapılan bir ciro ancak tahsil cirosu hükmündedir.
(2)Poliçeden mesul olanlar, kendileriyle ciranta arasında doğrudan var olan ilişkilere dayanan defileri hamile karşı ileri süremezler; meğer ki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmünü içermektedir.
Aynı Kanunun 818.maddesinde ise poliçeye dair bazı hükümlerin çekler hakkında da uygulanacağı belirtilmiş olup, adı geçen maddede rehin cirosu ile ilgili olarak 689.maddeye yapılmış bir atıf bulunmamaktadır.
“Çekte rehin cirosu yapılamaz. Çekin sadece tahsil veya temlik cirosuyla verilmesi mümkündür. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerinin sayıldığı maddede rehin cirosuna ilişkin bir atıf yapılmamıştır.
Çekte rehin cirosu yapabilmek yolunun kapatılmasının sebebi, çekin, bir ödeme vasıtası olmasıdır. Kısa süre içinde (vadeli!) ödenmesi şart bulunan bir senedin, teminat kabilinden ciro edilmesi uygun görülmemiştir. Bir ödeme vasıtası olarak ibraz edildiği anda ödenmesi gereken çek bedelinin tahsil edilip rehnolunmasının, daha devamlı ve emin bir teminat teşkil edeceği tabiidir.
Aynı şekilde çekin, Türk Medeni Kanunu’nun rehne ilişkin hükümlerinden yararlanılarak rehnedilmesi imkânı da vardır” (Öztan, F:Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 2012,s.278 vd.).
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, çekte ancak tahsil veya temlik cirosu yapılabileceği, dava konusu yapılan çeklerin lehtarı tarafından yapılan ciroda herhangi bir ibare bulunmadığı anlaşılacağı gibi, çekin rehin cirosu ile devredilmediği, kredinin teminat alınarak kullandırılacağına ilişkin yapılan genel ifadelerin de çekin rehin cirosu ile devredildiğini göstermeyeceği çeklerin tevdi bordrosundan çeklerin temlik cirosu ile teslim alındığı sonucuna varılmıştır. 06.09.2016 tarihli çekte bulunan ciroda ‘… emrine ödeyiniz” ibaresi ile ciro edildiği, çekin bankaya ibrazı üzerine bedelin teminattır ibareli yazının banka çalışanı tarafından yazıldığının açıktır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 689.maddesine göre rehin cirosu “bedeli teminattır.” “bedeli rehindir” veya bunlara uygun bir ibarenin senede yazılması gerekir. Senette yukarıda açıklanan ibarelerden birinin yer almaması halinde senedin rehin cirosu ile değil temlik cirosu ile verildiği kabul edilmelidir.
Dosya kapsamında bir örneği bulunan çeklerin incelenmesinde, çeklerde rehin cirosuna ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı görülmüştür. Bu nedenle mahkemece dava konusu çeklerin rehin cirosu ile temlik edildiği yönündeki kabulü doğru olmayıp, davacı dava konusu çeklerde keşideci, davalı şirket lehtar ciranta, davalı banka ise lehtar cirantadan ciro yoluyla çeki iktisap eden yetkili hamildir. Davacı keşideci, bedelsizlik iddiasına dayanarak menfi tespit isteminde bulunmuştur. 6102 sayılı TTK’nun 687.maddesine göre bedelsizlik def’i kişisel defi olup, ancak hamilin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde hamile karşı ileri sürülebilir.
Somut olayda, dava konusu çeklerin davalı lehtar şirket tarafından davalı bankaya kredi borcundan dolayı teminat amacıyla verildiği çek teslim belgesinden anlaşılamadığı gibi sadece banka çalışanı tarafından yazılan ibare gözetildiğinde, davalı bankanın çeki teminat olarak alması çekin bedelsizliğini bildiğini ve davacı keşidecinin zararına hareket ettiğini göstermez. Teminat durumu davalı lehtar şirket ile davalı banka arasında olduğundan, hamil bankanın çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini göstermez.
Davacı, davalı bankanın kötüniyetini kanıtlamadıkça, bedelsizlik iddiası ile davalı bankaya karşı talepte bulunamaz. Bu nedenlerle mahkemece, davalı banka aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 06.09.2016 tarihli çek yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.(Emsal Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2016/3952 Esas, 2016/9319 Karar 24.04.2016 tarihli ilamı), (Emsal Yargıtay HGK. 2017/19-817 Esas, 2018/1145 Karar 30.05.2018 tarihli , 2019/19(11) -59Esas, 2022/46 Karar 25.01.2022 tarihli ilamları)
Eş söyleyişle; çeklerde, rehin amacıyla davalı bankalara devredildiği konusunda lehtarın cirosunda çeklerde bir açıklık bulunmamaktadır. Kambiyo senetlerinde temlik cirosuyla senede hamil olan davalı bankaların kötü niyeti kanıtlanmadığı sürece bedelsizlik iddiası hamil bankalara karşı ileri sürülemez.
Davacının istinaf istemine yönelik olarak; yukarıda açıklanan nedenlerle dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının istinaf sebepleri yerinde olmadığından HMK’nun 353/1-b-1.maddesi gereğince reddine, davalı bankanın ise istinaf başvuru sebeplerinin kabulüne, HMK’nun 353/1.b.2.maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, istinaf kanun yoluna başvurmayan davalı şirket yönünden ilk derece mahkemesi kararı aynen korunarak, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Özel Dairesi bozma ilamında yer alan bozma gerekçesine Dairemizce iştirak edilememiş ve Dairemiz kararında ısrar edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/2966 Esas, 2022/4544 Karar ve 07/06/2022 tarihli bozma ilamına karşı Dairemizin 24/12/2018 Tarih, 2017/2440Esas, 2018/2035 Karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2016/706 Esas 2017/278 Karar sayılı 18/04/2017 tarihli kararının HMK’nun356/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Davalılardan … Metal Demir Çelik İnş. Taah. Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönelik karara karşı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmadığından hüküm aynen korunarak;
a)Davalı … Metal Demir Çelik İnş. Taah. Yapı Malz. Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın KABULÜ ile,
Davacının, … Bankası A.Ş. … Şubesi’nin 06/09/2016 düzenleme tarihli, … çek numaralı, 156.900,00TL bedelli ve … Bankası A.Ş. … Şubesi’nin 15/09/2016 düzenleme tarihli, … çek numaralı, 156.900,00TL bedelli iki adet çek nedeniyle anılan davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
b)Davalı … Bankası A.Ş. …/Ankara Şubesi hakkında dava konusu çeklerden dolayı açılan menfi tespit ve istirdat davasının REDDİNE,
c)Koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine,
d)492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22.maddesi ve 1 sayılı tarife uyarınca, … Metal Demir Çelik İnş. Taah. Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin davayı kabulü ön inceleme celsesinden önce yapıldığından alınması gereken 21.435,68-TL karar ve ilâm harcının 1/3’ü olan 7.145,23-TL harçtan peşin alınan 5.358,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.786,31-TL harcın bu davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
e)Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvurma ve 5.358,92-TL peşin harç toplamı 5.388,12-TL’nin davalı … Metal Demir Çelik İnş. Taah. Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
f)Davacı tarafından yapılan, 5,05-TL ilk dava, 161,80-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 166,85-TL yargılama giderinden davalılardan … Metal Demir Çelik İnş. Taah. Yapı Malz. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.den tamamı alınarak davacıya verilmesine,
g)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 24.778,00TL nispî vekâlet ücretinin … Metal Demir Çelik İnş.Taah.Yapı Malz. Nak. San.ve Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacıya verilmesine,
ğ)Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı … Bankası A.Ş. yararına hesaplanan 24.778,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Bankası A.Ş.’ye verilmesine,
h)HMK’nun 333.maddesi gereğince artan gider avansından kalanının karar kesinleşince taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90TL harçtan peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı banka tarafından yatırılan 2.680,00TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
7-Davalı … Bankası A.Ş. tarafından yapılan 100,00-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalı … Bankası A.Ş.’ne verilmesine,
8-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
9- Bozma sonrası yasal olarak duruşma yapıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleşince taraflara iadesine,
11-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Davacı vekilinin ve davalı … Bankası A.Ş. vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda HMK’nin 356.maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 18/10/2022 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”