Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1294 E. 2022/1981 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1294 – 2022/1981

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1294 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1981

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2022
ESAS-KARAR NO : 2022/198 E 2022/413 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek menfi tespit talebinde bulunmuştur.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacının başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının fark edilmesi üzerine icra dairesinden kaydının silinmesinin talep edildiğini, icra dairesi tarafından herhangi bir işlem yapılmaması üzerine aşamalarda yeniden talepte bulunulduğunu, buna rağmen işlem yapılmaması nedeniyle UYAP kayıtlarında davacının borçlu sıfatının devam ettiğini, davacıya karşı herhangi bir alacak taleplerinin bulunmadığını, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediğini, icra dosyasına davacının borçla ilgisinin olmadığı hususunun bildirildiğini bildirerek, öncelikle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle, aksi halde ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda; takibe dayanak çek üzerinde lehtar yada ciranta olarak davacının imzasının bulunmadığı, bu hali ile çek nedeniyle davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığı, davalı tarafından aşamalarda icra dosyasında davacının borçlu olmadığını beyanla kaydının silinmesinin talep edilmesine rağmen işlem yapılmadığı ve davalının talebi üzerine davacı hakkında haciz işlemlerinin uygulandığı, son olarak davalı tarafından dava açılmasından sonra 28/03/2022 tarihinde davacı yönünden takipten vazgeçildiğine ilişkin beyan gönderdiği ve harçları yatırdığı, gerek çek üzerinde davacının imzasının bulunmaması ve gerekse davalı tarafından davacıya yönelik olarak alacak taleplerinin olmadığına ilişkin beyan dikkate alındığında takibe dayanak çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı, dava açıldıktan sonra davacı yönünden icra dosyasından vazgeçilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı, ancak dava tarihi itibari ile davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesi ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili; takip henüz kesinleşmeden, itiraz süresi dolmadan davacı şirketin icra takibine konu borçla bir ilgisi olmadığı, borçlu sıfatının kaldırılması ve UYAP üzerinden kayıtlarının silinmesi için icra müdürlüğünden talepte bulunulduğunu, ancak icra müdürlüğünce işlem yapılmadığını, davacının para borcunun olmadığının kabullerinde olduğunu, bu nedenle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini bildirerek, ilk derece mahkemesinin kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karardaki yargılama giderlerinden davalının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle davadan sonra davalı alacaklı tarafından takipten feragat edilerek, davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararının ortadan kaldırmasına, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”