Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1293 E. 2022/1974 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1293 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1974

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2022
ESAS-KARAR NO : 2020/26 E 2022/461 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; davalılardan …’ın kömür satımı ile uğraşan işletmeci, diğer davalı …’un ise pazarlamacı olduğunu, davalılardan 1.165,918-TL’lik kömür satın aldığını, ancak müvekkilinin satın aldığı kömürlerin davalı ile kararlaştırdıkları şekilde olmadığını, eksik gönderildiğini, davalının söz konusu eksikliği tamamlamadığını, eksik ürün bedeli olan ve davalıya fazladan ödemiş olduğu tutarın kendisine iadesi için 246.465,18-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili; davacının müvekkilli ile şimdiye kadar herhangi bir alışveriş için iletişime geçmediğini, bütün ticari ilişkiyi, davacı adına babası …’in yürüttüğünü, …’in bu işlerle yalnızca resmiyette ilgisinin olduğunu, fiili durumda ise tüm ticari ilişkilerin … tarafından yapıldığını, davacının dava dilekçesinde müvekkilinin, diğer davalı olan …’ın pazarlamacılığını yaptığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, şirketler arası alışverişlerde şirket çalışanlarının o şirketin borçlarından dolayı sorumlu tutulmayacağını, müvekkilini başkası namına çalışan biri olarak addedip daha sonrasında da borçtan sorumlu tutmanın davacı tarafın yaşadığı kafa karışıklığına dalalet ettiğini, müvekkili …’ın çalışanı veya pazarlamacısı olmadığını, kendi adı ve namına hareket ettiğini, davacının iddialarının asılsız ve kötü niyetli olduğunu bildirerek, davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili ise; davacı tarafın diğer davalı …’un müvekkilinin pazarlamacılığını yaptığı yönündeki iddiasının soyut ve dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili …’ın, ”…” isimli ticari işletmesi ile kömür ticareti yapmakta olup pazarlamacılığını yapan bir personeli bulunmadığını, bu hususun SGK kayıtları ile de sabit olduğunu, müvekkili …’ın uzun süredir kömür ticareti sektöründe faaliyet göstermesi münasebetiyle diğer davalı …’ u tanıdığını, ancak müvekkilinin diğer davalı ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığı gibi dava dilekçesinde iddia edildiği şekliyle pazarlamacı yani işçi işveren ilişkisinin de bulunmadığını, davacının işbu dava kapsamındaki iddia ve taleplerinin mesnetsiz olduğunu bildirerek davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; yargılamanın 18/03/2021 tarihli duruşmasında davacı tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu, mazerete herhangi bir gerekçe sunulmadığı bu nedenle dosyanın işlemden kaldırıldığı, daha sonra davacı tarafından dosyanın yenilenmesi talebine ilişkin olarak, yenileme tensip tutanağı düzenlenerek yargılamaya devam edildiği, 02/06/2022 tarihli duruşmaya davacı vekilince başka bir şirket nezdinde eğitim vereceği gerekçesi ile mazeret dilekçesi sunulmuş ise de, bu mazeretin gerekçeli ve yasal bir mazeret olmadığı ve bu nedenle mazeretin reddine karar verildiği, HMK 320/4. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; duruşma tarihlerinde İstanbul’da tedavi amaçlı bulunduğunu, psikiyatrik olarak tedavi gördüğünü ve duruşma tarihlerine denk gelen dönemde ruhsal bunalım halinde olduğunu ve sosyal hayattan kendini tamamıyla soyutlamış durumunda olduğunu, mazeret dilekçelerinin celse uygulaması üzerinden sunabildiğini, mazeretin belgelendirmesi hususunda tarafına süre verilmesinin gerektiğini, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, mahkemece HMK’nin 320/4.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı noktasındadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yasal düzenlemelere ve dosyanın işlemden kaldırılması koşullarına değinmekte fayda bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 1. fıkrasında “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmüne, ikinci fıkrasında, “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.” hükmüne, 4. fıkrada “Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır.” hükmüne ve 5. fıkrada da “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bunun yanı sıra 6100 sayılı HMK’nın 320/4’üncü maddesi “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bir usul hükmünün yürürlüğe girmesinden sonra bir dava açılırsa bu davaya yeni usul kurallarının uygulanması esastır.
Dosya kapsamından; davacı vekilinin dosyayı takipsiz bırakması nedeniyle 18/03/2021 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, 26/03/2021 tarihinde dosyanın yenilendiği ve davanın kaldığı yerden devamına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin davayı 14/01/2020 tarihinde açtığı, 18/03/2021 günlü oturuma gelmediği ve mazeretinin de kabul edilmediği, davalı vekilin de davayı takip etmediği, basit yargılama usulüne tabi olan davada, işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceğinden, 02/06/2022 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına dair ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”