Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1212 E. 2022/1200 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1212 – 2022/1200

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2022/1212 (ESASTAN RET )
KARAR NO : 2022/1200

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2022
ESAS-KARAR NO : 2021/836 E 2022/375 K

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi dava… vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkil şirket tarafından davalı şirkete konsantre demir cevheri satıldığı ve teslim edildiğini, satılan mala karşılık 20/08/2020 tarihinde fatura kesildiğini ve faturanın teslim edildiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; davacının müvekkili Şirket hakkında Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/11070 dosyası başlattığı icra takibinde borcun dayanağı olarak gösterdiği 28.08.2020 tarih ve … nolu 290.900,60 TL bedelli faturanın dava dışı… … A.Ş. adına tanzim edildiğini ve “890000014150 nolu parti konsantre demir cevherinin satış bedeli olan 290.900,60 TL’ye ilişkin olduğunu, bu nedenle takip ve davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın öncelikle husumet nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirket tarafından davalı hakkında Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2021/11070 sayılı dosyası ile 28/08/2020 tarihli, 290.900,60 TL bedelli faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durması üzerine itirazın iptali amacıyla eldeki davanın açıldığı, dava konusu faturanın incelenmesinde faturanın davalı şirket adına düzenlenmeyip, dava dışı… … Anonim Şirketi adına düzenlendiği, her ne kadar davalı cevap dilekçesinin sunulmasından sonra takibe dayanak faturanın… … Anonim Şirketine ödenen tazminat olduğu, bu tazminatın davalının sözleşmeden doğan edimini yerine getirmemesinden kaynaklandığını ileri sürmüş ise de, dava dilekçesinde açıkça müvekkili şirket tarafından davalı şirkete konsantre demir cevheri satılıp teslim edilmesi nedeniyle kesilen faturanın ödenmemesi üzerine dava konusu icra takibinin başlatıldığını bildirdiği, davacının bu beyanı ile bağlı olduğu gibi eldeki davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle alacağın sebebini değiştirmesinin de mümkün olmadığı ve takipte dayandığı belgeler dışındaki başka belgelere de dayanamayacağı, bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişinin, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişi olduğu, eldeki davada icra takibine konu faturanın borçlusunun davalı şirket olmadığı gerekçesiyle borçlu sıfatına sahip olmayan davalı hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; her ne kadar davalı Şirket hakkında Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2021/11070 esas sayılı dosyası ile başlatılan 290.900,60 TL bedelli fatura dava dışı… … A. Ş adına tanzim edilmiş ise de; taraflar arasında yapılmış olan ve dava dosyası içerisine sunulan sözleşmeden anlaşılacağı üzere takibe konulan fatura bedeli dava dışı… … A.Ş tarafından ödenmediğini, … … A. Ş zenginleştirilmiş konsantre demir cevherinin vasıflarına uygun olmadığı iddiasıyla fatura bedelinin ödemediği, müvekkiline 400.000,00 TL’ ye yakın ceza kesildiğini, davanın esasına girilerek müvekkilinin zarara uğrayıp, uğramadığını tespit edilmesini ve buna göre karar verilmesi gerektiğini, bu hususa riayet edilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, H. M. K ‘nın 119 ve takip eden maddeleri gayet açık olduğunu, davacının dava dilekçesinin bir defa değiştirme hakkına sahip bulunduğunu, belirterek ilk derece mahkemesinin kararını kaldırılarak işin esasına girişilerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık takibe dayanak fatura bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine mi yönelik olduğu yoksa yargılama sırasında sözleşmeye uyulmaması nedeniyle cezai bedel olarak ödenen tutarın rücu istemine mi ilişkin olduğu hususuna ilişkin olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre mahkemece davacı talebi somutlaştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan 28/08/2020 tarihli faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın icra takibine bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava 28/08/2020 tarihli satım sözleşmesine konu faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucunda durduğu iddiasına dayalı itirazın iptali ile icra takibinin devamı istemine ilişkin olup, mahkemece takip talebinde dayanak gösterilen borcun ve sebebinin dava aşamasında değiştirilmesinin mümkün olmadığı, takip talebinde dayanak faturada davalının adının yer almadığı satım ilişkisinin borcun sebebi olarak gösterildiği, davacı tarafından davalı adına tahakkuku yapılmayan faturaya dayalı satım ilişkisine dayanarak takip yapıldığı ve bu fatura gereğince davalıdan alacaklı olduğuna dair bir belge olmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde dava konusu alacağın faturaya dayalı satım sözleşmesinden kaynaklandığı belirtilmiş ise de, davacı vekili 21/02/2022 tarihli dilekçesinde takibe dayanak faturanın… … A.Ş. ödenen tazminat olduğunu belirterek bu tutarın tahsili için icra takibine giriştiklerini ileri sürmüş ve bu şekilde takip talebindeki borcun sebebini (konusunu) değiştirmiştir.
23/05/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında; davacı vekili eldeki davanın itirazın iptali davası olduğunu ve dava dilekçesini tekrar ettiklerini belirttikten sonra, davanın satım sözleşmesine dayalı fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekili de davacının dava dilekçesinde faturaya dayandığını, davanın genişletilmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, bahsedilen icra müdürlüğündeki alacağın fatura alacaklarına dayandığını ve fatura ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığı davanın tazminat ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını bildirmiştir.
İtirazın iptali talepli açılan eldeki davanın genişletilerek başka bir dava olarak yürütülmesi mümkün olmadığı gibi, itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı olduğunda takip sebebinin değiştirilmesi imkânı da bulunmamaktadır.
Kaldı ki duruşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte olan HMK’nın 141/1. maddesine göre davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddialarını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme duruşmasına ise taraflardan birinin mazeretsiz olarak gelmemesi durumunda gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilip değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise iddia veya savunma genişletilemeyeceği veya değiştirilemeyeceği de belirtilmiştir. Somut olayda davacı vekilince ön inceleme duruşmasında eldeki davanın itirazın iptali davası olduğu ve dava dilekçesinin tekrar edildiği belirtilmiş ise de, davacı vekilinin tahkikat aşamasına geçilmeden evvelde cevaba cevap dilekçesi ile tazminat alacağının tahsili için icra takibine girişildiği ve davalının sözleşmeye aykırılığı nedeniyle dava dışı… … A.Ş. ‘ye yapılan ödemenin rücu’ an tahsili nedeniyle 28/08/20220 tarihli faturaya dayandıklarına dair beyanları iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı kapsamında kaldığı açıktır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle dava konusu faturada davalının sıfatının bulunmaması gözetilerek pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 30/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”