Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/1131 E. 2022/1218 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2021
ESAS NO
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
YAZILDIĞI TARİH : 19/10/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkilinin 08/01/2019 tarihinde … Şubesinde bulunan şahsi hesabından davalının … Bankasında bulunan hesabına borç olarak 13.000,00 TL gönderdiğini, eft yapılırken açıklama kısmına da borç şeklinde şerh düştüğünü, davalının müvekkilinden borç olarak aldığı parayı iade etmemesi üzerine aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı vekili aracılığıyla takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve zaman kazanmak amacı taşıdığını belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkilinin sahibi olduğu restoranı işlettiği sürece mutfağında kullandığı etleri davacıya ait … … … adlı işletmeden temin ettiğini, müvekkiline ait işyerinde yapılan denetimlerde mutfakta bulunan kıymadan numune alındığını ve yapılan incelemede kıymanın içinde kanatlı eti tespit edildiğini, bu tespit neticesinde müvekkiline para cezası verildiğini, bu durumun davacıya bildirildiğini, verilen cezanın davacı tarafından karşılamak için para cezasına karşılık yapılan havale olduğunu, bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; dava, davalının hesabına gönderilen havalenin ödenmemesi nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava tarihi itibariyle 7155 Sayılı Yasa ile 6102 Sayılı Yasanın 5/A maddesine eklenen “Zorunlu Arabuluculuk” düzenlemesine tabi bulunduğu ara buluculuğa başvurulmadan ve neticesi beklenmeden dava açılamayacağı ve davacılar tarafından zorunlu arabuluculağa müracaat edildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı gibi dava dilekçesinde de bu hususta bir açıklamaya yer verilmediği, davanın, zorunlu arabuluculuğa müracaat edilmeden açılmış olduğu gerekçesiyle TTK’nın 5/A ve 6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiş hükme karşı taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
I-) Davacı vekili; ödünç olarak verilen bedelin tahsili için girişilen takibe yönelik itirazın iptali davasının görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davanın ticari bir dava olmadığını, arabulucuya başvurma zorunluluğunun olmadığını, ilk derece mahkemesinin kararından sonra arabulucuya başvurularak anlaşamama tutanağının düzenlendiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak öncelikle mahkemenin görevsizlik kararı vermesine aksi halde arabulucuya başvurularak son tutanağın düzenlendiği gözetilerek işin esasına girişilerek karar verilmesini istemiştir.
II-) Davalı vekili; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi hükmü gereğince; konusu para olan davanın, dava şartlarından birinin bulunmaması halinde usulden reddine dair verilen kararda, vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken eksik şekilde hüküm kurularak lehe vekalet ücretine hükmedilmediğini bildirerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, dava konusu alacak için zorunlu arabulucuya başvurmanın dava şartı olup olmadığı ve davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilemeyeceği hususuna ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; tacirler arası ödünç sözleşmesi kapsamında davacının davalıya havale ettiği bedelin tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
I-) Davacı vekilinin istinaf isteminin incelenmesi yönünden yapılan inceleme sonucunda;
Belirtilmelidir ki 19.12.2018 tarihli … Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre; “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda arabuluculuk, dava şartı olarak belirlenmiştir.
Madde gerekçesi “Maddeyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde belirtilen davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu getirilerek bu uyuşmazlıkların temelinden, çok daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi amaçlanmaktadır.” şeklindedir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince davacının, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Davacının da dava açılırken dava dilekçesine anlaşmazlık tutanağını ekleyerek davayı açması gerekir ise de, başvuru yapılıp bu tutanağın eklenmemesi halinde izlenecek usul de yukarıda belirtildiği üzere 18/A maddesinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında; davacı taraf, arabulucuya başvurmadan, süreç tamamlanmadan 04/03/2019 tarihinde eldeki davayı açmış, dava tarihinden ve karar tarihinden sonra 09/03/2022 tarihinde arabulucuya başvurularak son tutanağın 22/03/2022 tarihinde düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Bu durumda; dosya içeriği ve toplanan delillere, istinaf sebepleri ile sınırlı inceleme yapılmasına ve özellikle davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığının anlaşılmış bulunmasına göre ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
II-) Davalı vekilinin; istinaf isteminin incelenmesine gelince :
Davalı vekili; mahkemece: Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hükümle birlikte davalı vekili yararına vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Karar tarihinden önce davalı yanca cevap dilekçesi ile birlikte dosya kapsamına vekaletnamesinin sunulduğu, yargılamaya katıldığı anlaşıldığından davalı yararına hükümle birlikte vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla bu yönden ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
3-Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/441 Esas, 2021/533 Karar ve 06/09/2021 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
4-a)Davanın, TTK’nın 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
b)Alınması gerekli 59,30TL maktu karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
e)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dolayı AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
5-Harçlar Kanunu gereğince alınmasın gerekli harç davacıdan peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Davalı tarafından yapılan 84,10TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 30/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”