Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/113 E. 2022/213 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2020
ESAS-KARAR NO ….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili firmanın tahıl ve yem ürünleri sattığını, davalı firma ile 2015 yılından itibaren devam eden alış/veriş olduğunu, bu ticaret nedeniyle müvekkilinin birçok defa davalı firmaya mal gönderdiğini ve ödemelerini aldığını, ancak 2017 yılı ve 2018 yılında yapılan ticaret sonucunda davalıya gönderilen faturalar muhasebe kaydına alındığını ve itiraz edilmediğini ancak bedelinin ödenmediğini, davalı hakkında Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/12150 Esas numaralı dosyasında yapılan icra takibine, davalı tarafça kısmi itirazda bulunulduğunu, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürüp, kısmi itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkili şirket aleyhine kendi kafalarına göre faturalar kesildiğini ve müvekkili şirketin haberi dahi olmadan faturalar kendisine tebliğ edilmeden haklarında icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin ekinde bulunan faturalara itiraz edildiğini, bu faturalar karşılığında müvekkili şirkete mal gelmediğini, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/12150 Esas numaralı dosyasında müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinde 525.426,40-TL’lik borcun 280.980,53-TL’si karşılığı mal alışverişi olduğundan borcun varlığı kabul edilmiş ancak 216.446,40-TL’lik kısma itiraz ettiğini, harca değer esas olan 244.446,40-TL -216.446,40-TL’li borcun ferileri olduğundan kabul etmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, 12/11/2019 tarihli tensip zaptının 6 numaralı ara kararında “Dava dilekçesi ekine “Arabuluculuk Son Tutanağı”nın aslının eklenmemesi nedeniyle 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile değiştirilen 6325 sayılı Kanunun 4.bölümünden sonra gelmek üzere eklenen “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 18/a-2.maddesi gereğince davacı vekiline “Arabuluculuk Son Tutanağı’nın aslının, tensip zaptının tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması, aksi takdirde davanın usulden reddedileceğinin ihtarına,” karar verildiği, davacı vekili tarafından 15/11/2019 tarihli beyan dilekçesi ile arabuluculuk son tutanağının ekte sunulduğunun bildirildiği, ancak beyan dilekçesinin UYAP üzerinden gönderildiği ve arabuluculuk son tutanağı aslının mahkemeye ibraz edilmediği anlaşılmış olmakla 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/a. maddesi ve 6325 sayılı kanunda değişiklik yapan 23. maddesi uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi içeren ticari davalarda arabuluculuk başvurusunun dava şartı olduğu ve başvuru sonucunda düzenlenen son tutanağın dava dilekçesine eklenmesinin zorunlu olduğu, tutanak aslının sunulmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili; Dava açılmadan önce dava şartı gereği zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu, arabuluculuk sonucunun anlaşamamayla sonuçlanmasıyla davanın açıldığı, davanın Uyap üzerinden açıldığı, tarafların ve arabulucunun imzaladığı anlaşamama sonuç tutanağının da sistemden dava dilekçesi eki yapıldığı, yine Uyap sisteminden dava açarken sistem zorunlu arabuluculuk dosya numaralarını istemiş; bu kısımlara arabuluculuk dosya numaraları girilmeden dava açma safahatında ilerleme sağlanamamış yani dava açılamadığı, bu kısımlara arabuluculuk dosya numaraları girildiğinde Uyap sistemine arabuluculuk son tutanağı eklenmemiş olsa dahi arabulucunun Arabulucu Portal’a e-imza ile eklediği sonuç tutanağının görüldüğü bildirilmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Arabuluculuk son tutanağının aslının sunulmasının zorunlu olup olmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.

Dava, ticari satıma dayalı takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava 07.11.2019 tarihinde açılmıştır.
7155 sayılı kanunla 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi uyarınca ”Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (…)” yine 7155 sayılı kanunla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A maddesi uyarınca ”(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. (…)” şeklindeki düzenleme doğrultusunda, dava açılırken arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına dair tutanağın aslı ya da arabulucu tarafından onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerektiği, bu zorunluluğa uyulmaması halinde ise mahkemece, davacıya anlaşmazlık tutanağını bir haftalık kesin süre içerisinde ibraz etmesi aksi takdirde davanın usulden reddedileceğine dair ihtarda bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Davacı taraf arabuluculuk son tutanağını sunmamıştır.
Davacı tarafın istinafta bildirdiği gibi UYAP üzerinden bu belgeye erişebilir olması nedeniyle belgenin fotokopisinin sunulmasının yeterli olup olmayacağı hususu üzerinde özellikle durulması gereklidir. Burada resen araştırma ilkesi de geçerli olmadığından, araştırma mükellefiyetinin hakime yüklenmesi de yerinde olmayacaktır. Aksi halin kabulünde UYAP sistemi üzerinden ulaşılabilecek her türlü bilgi ve belgenin hakimlerce toplanması sonucunu ortaya çıkaracağından hakimlere böyle yükümlülük vermenin mevcut yargılama sistemi ile bağdaşmayacağı açıktır.
Davacı taraf dava dilekçesine 03.07.2019 tarihli anlaşmazlık tutanağının fotokopisini eklemiş, dilekçesinde de deliller kısmında bildirmiş, mahkemece tensip tutanağının 6.maddesinde tutanağın aslının sunulması için kesin süre verilmiş, davacı tarafça anlaşmazlık tutanağı aslı sunulmamıştır. Mahkemece 15/10/2019 tarihli tensip tutanağı ile davacı vekiline son tutanak aslı yahut arabulucu tarafından onaylı örneğinin sunulması için ara kararın tebliğ tarihinden itibaren bir hafta kesin süre verildiği, ancak tutanak aslı sunulmadığından ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 28/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”