Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2022/110 E. 2022/371 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2021
ESAS-KARAR NO…..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili 08/05/2018 tarihli dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından davacı aleyhine 450.000,00-TL bedelli bono dayanak yapılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, takip dayanağı bononun 26/09/2012 tarihli sözleşme uyarınca verilen teminat senedi olduğunu, bu hususun bononun arkasına da yazıldığı ve davalılardan ….’ye verildiğini, bu şirket tarafından da davalı …’a ciro edildiğini, senetteki “teminat senedi ibaresinin” makasla kesildiğini, davacı şirketin davalılara bir borcu bulunmadığını, Kayseri 6. İcra Dairesi’nin 2018/2289 Esas sayılı dosyası ile yapılan takip ve dayanağı bono nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Kambiyo senetlerinin soyut borç ikrarından kaynaklandığını, senette teminat senedi ibaresinin yazılmış olmasının başlı başına senedin teminat senedi olduğunu göstermeyeceğini, davacı tarafın sadece kendi ticari defter kayıtları ile borçlu olmadığını ispat edemeyeceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda; davalılardan … İnş…. Ltd. Şti nin yetkisi olan …’un davaya konu bononun teminat senedi olarak düzenlendiğini kabul etmesi ve davacıdan alacaklı olmadığının belirtmesi karşısında bu davalı hakkındaki davanın kabulüne, diğer davalı hakkındaki davanın ise davalı …’ın bonoyu ciro ile devralmış olması, doğrudan davacı ile ilişkisinin olmaması ve bonodaki borçlu imzalarının davalı şirket yetkilisine ait olması karşısında bu davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan … hakkındaki davanın da kabul edilmesi gerektiğini, anılan davalının iyi niyetli olmadığını, davalılar arasında ticari ilişki olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; davaya konu bonodan dolayı davacının borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, teminat senedi olarak düzenlenen takibe ve davaya konu bonoya dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde davacı tarafın hakkında başlatılan icra takibine konu teminat senedinden dolayı borçlu olmadığını belirterek, menfi tespit isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davaya konu bono incelendiğinde, düzenleme tarihinin 26/09/2012, vade tarihin 01/03/2017, 450.000TL bedelli keşidecisinin davacı, lehtarının davalılardan … İnş… Ltd. Şti. cirantasının her iki davalı olduğu görülmektedir.
Davalılardan … ,,,… Ltd. Şti. yetkilisinin söz konusu bonoyu teminat olarak aldığını, bonodan dolayı olarak davacıdan herhangi bir alacaklarının olmadığını beyan etmiş olması karşısında, bu davalı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi doğrudur. Kaldı ki bu konuda istinaf itirazı bulunmamaktadır.
Davalılardan … davaya konu bononun ciro yoluyla yetkili hamilidir. Anılan davalının mahkemece belirtildiği gibi doğrudan davacı ile ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda davalının bono bedelinden sorumlu tutulabilmesi için TTK’nun 687. maddesi gereğince söz konusu bononun teminatı amaçlı düzenlendiğini ve teminat fonksiyonun devam ettiği, bedelsizlik iddiasını bile bile borçlu zararına hareket ederek iktisap ettiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Dosya incelendiğinde davacı tarafın bu yönde delil sunamadığı görülmektedir. Dolayısıyla mahkemece bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi doğru olmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan…
….

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”