Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/945 E. 2023/1442 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : 2021/945 ( KABUL DÜZELTEREK YENİDEN
KARAR NO : 2023/1442 ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
ESAS NO : 2018/981 E 2021/383 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/10/2023
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2023

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine 12/10/2011 keşide tarihli, 20/10/2015 vade tarihli, 13.845,00 TL bedelli ve aynı keşide tarihli, 20/11/2015 vade tarihli 22.192,00 TL bedelli iki adet senede dayalı icra takibi başlattığını, 22.192,00 TL bedelli senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, 13.845,00 TL bedelli senetteki keşide tarihinin müvekkili tarafından doldurulmadığını, sonradan eklendiğini, müvekkilinin davalıdan 2012 Ağustos ayında malzeme satın aldığını, senetlerin keşide tarihinde müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ispat yükünün davacıda olduğunu, senetlerden kaynaklı alacağın ticari ilişkiden kaynaklı olmadığını, müvekkilinin davacıdan olan şahsi alacağı için düzenlendiğini, her iki senedin müvekkili huzurunda imzalandığını, imzaların davacıya ait olduğunu, açık senet düzenlenmesinin mevzuat gereği mümkün olduğunu, müvekkilinin senetler nedeniyle alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, TTK 680.maddesi gereğince açık bono düzenlenebileceği, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği, davacının bu yöndeki iddialarının yerinde olmadığı, ancak Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporuna göre 22.190,00 TL bedelli bonodaki davacı imzaları ile mukayese imzalar arasında irtibat tespit edilemediğinden davanın kısmen kabulü ile, davacının 22.192,00 TL bedelli bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının bonodaki imzaların davacıya ait olmadığını bilerek takip başlatması nedeniyle %20 kötüniyet tazminatına, 13.845,00 TL bedelli bono yönünden davanın reddine, ihtiyati tedbir kararı verildiğinden İİK 72/4 maddesi uyarınca davalı lehine %20 oranında tazminata karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 13.845,00 TL bedelli bono yönünden davanın reddi kararının yerinde olmadığını, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkinin Ağustos 2012 tarihinden sonra gerçekleştiğini, senetlerin tanzim tarihinde taraflar arasında hiçbir ilişki bulunmadığını, hiçbir ilişki olmayan dönemde davalıya senetle borçlanmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle tanık ve sair delillerle iddianın ispat edilebileceğini, ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de müvekkilinin teminatı yatırmadığını, tedbir kararının uygulanmadığını, bu nedenle davalı lehine hükmedilen tazminatın yerinde olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, 2 imza dışında kalan 11 imzanın keşide tarihinden çok sonraki tarihli olması nedeniyle dikkate alınamayacağını, keşide tarihinden önceki tarihli imzalar toplanarak rapor alınması gerektiğini, raporda hangi ortamda ne tür teknik cihazlar kullanılarak inceleme yapıldığının açıklanmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının takibe konu bonolar nedeniyle borçlu olup olmadığı, imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunun yeterli olup olmadığı, tedbir nedeniyle davalı lehine hükmedilen tazminat için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya ve takibe konu senetlerin yapılan incelemesine göre, ilk senedin 12/10/2011 keşide tarihli, 20/11/2015 vade tarihli , 22.192,00 TL bedelli, ikinci senedin 12/10/2011 keşide tarihli, 20/10/2015 vade tarihli, 13.845,00 TL bedelli olduğu, senetlerde davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı, senetlerin kambiyo vasfını taşıdığı görülmüştür.
Dayanak Eskişehir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8921 Esas sayılı takip dosyasının yapılan incelenmesine göre, 24/09/2018 tarihinde davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine davaya konu senetler dayanarak olarak gösterilmek suretiyle 36.037,00 TL asıl alacak, 11.264,09 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere 47.301,09 TL toplam alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine haciz işlemlerinin uygulandığı görülmüştür.

Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 22/10/2020 tarihli raporunda özetle; inceleme konusu “13.845 TL” bedelli senette “12/10/11”, “20 Ekim 2015”, “ESKİŞEHİR”, “20/10/2015” ve “…” yazılarının senetteki diğer yazılardan farklı fiziki evsafta bir kalem ile yazılmış olduğu, inceleme konusu “13.845 TL” bedelli senette kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından söz konusu senette yer alan yazıların hangisinin önce hangisinin sonra yazıldığı hakkında zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; inceleme konusu “22.192 TL” bedelli senette atılı imzalar ile …’in mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğini belirtilmiştir.
Mahkemece 01/11/2018 tarihli tensip zaptıyla davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin nakit veya teminat mektubu karşılığında kabul edildiği, dosyaya teminatın yatırıldığına veya teminat mektubunun sunulduğuna dair makbuz veya bilgi bulunmadığı, mahkemece icra müdürlüğünde takibin durdurulması yönünden herhangi bir yazı yazılmadığı, icra dosyası içinde tedbir kararıyla ilgili bilgi bulunmadığı, takip işlemlerinin talep üzerine devam ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına ve özellikle bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetimle elverişli olmasına, açık bono düzenlenmesi mümkün olduğundan imzası inkar edilmeyen 13.845,00 TL bedelli senetteki tanzim tarihinin sonradan ilave edildiği yönündeki iddiaların yerinde olmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent dışında kalan istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Mahkemece davacının talebi üzerine 01/11/2018 tarihinde teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, teminatın yatırılmadığı ve tedbir kararının infaz edilmediği anlaşılmakla tazminata hükmedilmemesi gerekirken davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, davacının bu yöne değinen istinaf itirazının kabulüne, yeniden yargılama yapılmasını gerektiren bir durum olmadığından HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/981 Esas 2021/383 Karar sayılı 25/03/2021 tarihli kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
3-a- Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Eskişehir 5.İcra Müdürlüğünün 2018/8921 Esas sayılı dosyasında takibe konu 12/10/2011 tanzim tarihli 20/11/2015 vade tarihli 22.192,00 TL bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Eskişehir 5.İcra Müdürlüğünün 2018/8921 E sayılı dosyasında takibe konu 12/10/2011 tanzim tarihli 20/10/2015 tarihli 13.845,00 TL bedelli bono nedeniyle davacının davasının reddine,
22.192,00 TL bedelli bono yönünden alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından takibe konu bononun %20’si oranındaki 4.438,40 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13.845,00 TL bono yönünden İİK 72/4 maddesi gereğince verilen tedbir kararının infaz edilmemiş olması nedeniyle davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
b-Alınması gereken 1.515,93 TL harçtan peşin alınan 807,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 708,14 TL harcın davalıdan alınıp hazineye irat kaydına,
c-Davanın açılışı sırasında davacıdan alınan 35,90 TL başvuru harcı ile peşin alınan 807,79 TL harç toplamı 843,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 4.080,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince, 4.080,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 8 tebligat gideri 61,00 TL, 1 müzekkere masrafı 6,5 TL, ATK masrafı 268,02 TL, talimat masrafı 21,4 TL olmak üzere toplam 356,92 TL yargılama giderinin red kabul oranı dikkate alınarak 167,45 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
g-Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç masraf yönünden
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.515,93 TL harçtan peşin alınan 380,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.135,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-İstinaf eden davacı tarafından yapılan 70,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
10-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 30/10/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur.”