Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/921 E. 2021/1603 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/03/2021
ESAS-KARAR NO …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 22/10/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözlü anlaşmaya göre davacı tarafın davalının göndereceği MR cihazına ilişkin olarak 25.000TL ön ödeme bedeli gönderdiğini ve 144.000TL bedelli çek verdiğini, ancak davalının satım konusu malı teslim etmediğini, belirterek, ödemiş olduğu 25.000TL alacağın tahsilini istemiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkisiz olduğunu, genel yetki kuralları gereğince Samsun Mahkemelerinin yetkili olduğunu, belirterek, hem usul ve hem esas yönünden davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Yerel mahkemece; toplanan deliller doğrultusunda; davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak açıldığı, bu durumda HMK’nun 6. maddesinde belirtilen genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği, yetkili mahkemenin davalının ikametgah adresi olan Samsun Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Süresinde istinaf yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TBK’nun 89. maddesine göre para borçlarının alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğini, davacının seçimlik hakkının olduğunu, sözleşmenin ifa yerinde de dava açılabileceğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, somut olayda yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğu noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dosya incelendiğinde davacı tarafın davalı aleyhine MR cihazı için yapmış olduğu kapora bedelinin iadesi için icra takibi başlattığı, davalının bu takibe itiraz ettiği ve davacının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafın cevap dilekçesi incelendiğinde, davalının davaya konu ticari ve akdi ilişkiyi inkar etmediği, sadece cihazın mülkiyetinin başka bir şirkete ait olduğunu, bu durumun sözleşme ile kararlaştırıldığının belirttiği görülmektedir. Dolayısıyla taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususu çekişmesizdir.
Bilindiği üzere yetkiye ilişkin hükümleri 6100 sayılı HMK m. 5-19 “Yetki” başlıklı ikinci kısmında düzenlenmiş olup, çok genel bir açıklamayla bunlar; davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi, sözleşmenin ifa olunacağı yer mahkemesi, gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesi ve diğer yetki belirlemeleridir.
Davalının yerleşim yeri mahkemesinin yanında, başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Öğretide ve uygulamada özel yetki kuralları olarak adlandırılan ve bazı dava çeşitleri için kabul edilen bu istisnai nitelikteki yetki kuralları, ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir.
Böylece, kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralları, genel mahkemenin (HMK.m.5) yetkisini kaldırmadığından, eş söyleyişle onunla birlikte uygulandığından, davacı davasını genel veya özel yetkili mahkemede açmak hususunda bir seçim hakkına sahiptir. Zira özel yetki genel yetkiyi ortadan kaldırmaz. Onun yanında varlığını sürdürür; dolayısıyla dava veya icra takibi, davacının/alacaklının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili icra dairesinde veya mahkemede açılabilir.
Bu noktada, somut uyuşmazlığın çözümü için alacaklının kendi ikamet yerinde dava açma yetkisinin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.
Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri ile ilgili düzenlemeyi içeren ve kamu düzenine ilişkin olmayan özel yetki kuralı niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde; “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımni olarak belirlenmediği durumlarda, şayet borç bir para borcu ise, sözleşmenin ifa edileceği yer 6098 Sayılı TBK.89 maddesine göre belirlenecektir.
6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun (TBK) 89.maddesinde; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1.Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2.Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3.Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir .” şeklinde düzenlemeyi içermektedir.
Bu durumda, TBK m.89 ve 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesi uyarınca bir para borcunun alacaklısının, kendi yerleşim adresinde dava açmasında (veya İİK’nun 50.maddesi belirlemesiyle icra takibi başlatmasında) bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın talebinin ticari ilişki kapsamında davalıya verilen kapora bedelinin iadesine ilişkin girişilen icra takibine yönelik itirazın iptaline karar verilmesi istemini içermek olup, davanın konusunun para alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğuna göre davalı borçlu tarafından süresinde, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ise de, akdi ilişki inkar edilmeyerek, davacı ile aralarında alım satım akdinden kaynaklanan ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında alacaklı olduğu, taraflar arasındaki akdi ilişkinin doğrulandığı kabul edilerek, bu halde taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı çekişmesiz olup mahkemece TBK’nin 89/1. ve HMK’nın 10.maddeleri uyarınca davacı alacaklının şirket merkezinin dosya içerisindeki bilgilere göre Eskişehir olduğu, dolayısıyla Eskişehir Mahkemelerinin de yetkili olduğu gözetilerek mahkemece işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun yetkili icra dairesinde takip yapılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından, kararın kaldırılmasına, davanın esası ile ilgili delillerin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekili istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile mahkemenin yetkisizlik kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi,….Karar sayılı ve 25/03/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-3.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava.. tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 15/10/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır