Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2021/9 E. 2021/425 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
ESAS-KARAR NO :…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/03/2021
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; 01.08.1988 tanzim tarihli 20.10.2014 vade tarihli 20.000.000DM (Alman Mark) bedelli bono bedelinin ödenmemesi üzerine davalı … aleyhine ilamsız icara takibi başlattıklarını, davalıların haksız olarak itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı vekilince takip konusu senedin zamanaşımına uğradığının iddia edildiğini, tarafların kardeş olduğunu, borçlunun kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptalini takibin devamını ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; takip konusu bononun tanzim tarihinin 01.08.1988, vade tarihinin ise 20.10.2004 olduğunu, senedin 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığını belirterek davanın reddi ile davacının %20 tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davalı senedi keşide edenin yargılama sırasında vefat ettiği, davaya dahil edilen mirasçılarınca mirasın reddedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili, yerel mahkemece davanın reddedildiğini, davalı mirasçıların mirası reddetse bile dava konusu alacaktan sorumlu olduklarını, yerel mahkemece itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak kararın bozulmasını istinaf etmiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık; mahkemenin görevli olup olmadığı, mirası reddeden davalı mirasçılarının takip konusu bono nedeni ile sorumlu olup olmadıkları, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, bononun zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarına ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Davacı vekili, senede dayalı olarak müvekkili tarafından davalı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde davalı tarafça söz konusu bononun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle takibe itiraz edildiğini, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip konusu bononun takip tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu, zamanaşımına uğrayan senet nedeniyle davacının alacağını ispat etmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, zamanaşamına uğramış bonoya dayalı takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı, senedin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davacının bu senet nedeniyle tüm haklarının ortadan kalktığını, davacının alacağını ispat etmekle yükümlü olduğunu savunmuştur.
Uyuşmazlık konusu bono 20.10.2004 vade tarihli olup takip tarihi (05.08.2014) itibariyle 3 yıllık zamanaşımına uğramıştır. Bununla birlikte uyuşmazlık konusu olan bonoda davacı lehtar, davalı ise keşideci konumundadır. Dava konusu bono zamanaşımına uğramış ise de taraflar arasında temel ilişki bulunduğundan söz konusu senet yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup davacı – alacaklı alacağını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilir. Bu durumda davacı-lehtar davalı-keşideci ile aralarındaki temel ilişkiye dayanarak iddiasını ispat edebileceğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 33. maddesi gereği hukuki ilişkinin vasıflandırılması hakimin görevindedir. Somut olayda mahkemece hukuki ilişkinin vasıflandırılmasında hataya düşülerek işbu davanın zamanaşımına uğrayan bono nedeniyle temel ilişkiye göre açılmış bir dava olarak değerlendirilmesi gerekir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri 5235 sayılı Kanunun üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceğinin belirlenmesi işi de Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinin 1. bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (TTK.m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Hemen belirtmek gerekir ki itirazın iptali davaları takip hukuku kaynaklı, icra takibine sıkı sıkıya bağlı ve alacağın varlığını maddi hukuk kuralları çerçevesinde belirlemeye yarayan kendine özgü davalardır. Dava ile takip arasındaki bu sıkı ilişki nedeniyle dava konusu, ancak takip talepnamesinde yazılı alacak dayanağı, tutar ve benzeri talepler olabilir ve kural olarak ispat vasıtaları da bu çerçevede değerlendirilir.
Somut olaya dönüldüğünde davacı yanca davalı aleyhine girişilen ilamsız haciz yolu ile icra takibinde alacağın kaynağı olarak 01.09.1988 tanzim tarihli, 20.10.2004 vadeli tarihli ve 20.000,00.- DM (Alman Mark) bedelli bonoya dayanılmıştır.
Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekili tarafından bonoda yazılı borcun doğmadığı ileri sürülerek borca itiraz edilmiştir.
Takibe yönelik bu itiraz üzerine açılan eldeki davada davacı vekili müvekkilinin takip konusu bonoyu aldığını, davalının keşideci olması nedeniyle zamanaşımı süresinin geçmesi ve zamanaşımına uğramış bononun alt ilişki bakımından yazılı delil başlangıcı sayılacağının gözetilmesi gerekir.
Takip talepnamesinde gösterilen borç kaynağına, iddia ve savunma içerikleri ile özellikle bononun zamanaşımına uğradığının sabit olmasına ve tarafların benimsemesine göre takip konusu alacağın bonoya dayanmayıp, temel ilişkiye dayandığı tartışmasızdır.
Zamanaşımına uğramış bononun medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı olduğunda tartışma bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre davacı bonoya bir kambiyo senedi olarak değil bir ispat vasıtası olarak dayanmakta, davalı da bu çerçevede borçlu olmadığı savunmasında bulunmaktadır. Bu durumda somut olay bakımından zamanaşımına uğramış bono ile ilgili Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmemektedir. Kaldı ki dava, Türk Ticaret Kanununun 778. maddesi atfıyla bonolar için de uygulanan ve poliçelerde sebepsiz zenginleşmeyi düzenleyen 732.maddesine dayalı bir istemi de içermemektedir.
Bu haliyle somut uyuşmazlık temel ilişkinin tespit edilerek karşılıklı edimlerin ifa edilip edilmediği, uyuşmazlığın çözümünde hakim kambiyo senetlerine ilişkin kuralların tartışılmayacağı, zamanaşımına uğradığı için bono vasfını kaybetmiş belgeyi taraflar arasındaki temel ilişkinin delili olarak değerlendirerek bir sonuca varılması gerekir.
Bu belirlemeye göre uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Tarafların tacir olup olmadığı ve tarafların Türk Ticaret Kanununun 12.maddesinde ifadesini bulan tanıma göre bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işletip işletmediği, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığı, davanın ticari dava olup olmadığı da tespit edilerek görev hususu da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir (YHGK., 09.11.2016 tarih, 2014/19-1241 Esas, 2016/1033 Karar).
Açıklanan nedenlerle; görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, istinaf nedeni olarak dayanılmasa dahi HMK’nun 355.maddesi gereğince re’sen istinaf incelemesi yapılması gereken bir husus olduğundan, istinaf başvurusunun bu gerekçelerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemenin görevli olup olmadığı hususunun tespitiyle gerekli araştırmayı yaparak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Karar sayılı ve 06/11/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-…nın 353/1.a.3.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 19/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır